Sözde İslam..!

Kerem İşkan

Günler akıyor

Ahir zaman pencereden bakıyor…

***

“Ne vakit karanlık kaplasa yeri,

Başlar çocukların büyük kederi;

Bakınır, korkuyla dolu gözleri:

Ya artık bir daha olmazsa gündüz?”

***

Necip Fazıl Kısakürek’in 1924 yılında kaleme aldığı “Ağlayan çocuklar” ile ilgili şiiri bugün ümmet coğrafyasında yaşayan Müslümanların ruh halini anlatıyor sanki…

***

İslam coğrafyası kap kara terör, ihanet, işgal, cehalet, şiddet, sevgisizlik, bulutlarıyla peş peşe hırpalanırken, ümitler, davalar idealler, inanç sistemi, suiistimallerle yağmalanıyor adeta… Ümmetin bu büyük kederi bitecek diye beklerken, her geçen gün daha da artıyor

***

Şaşkınlıktan, ağlamaktan ve kayıplarına yanmaktan neredeyse göz çukurlarında kaybolmuş insanlığın gözü, korku ve endişe dolu…

Ya artık bir daha gelmezse o izzetli zamanlar… Ya bu kap karanlık uçurumlarda yitip giderse onlarca medeniyet…

***

Semalarından beş vakit Ezan-ı Muhammediye’nin çınladığı, Mısır, Libya, Suriye, Irak, Filistin, İran, Türkiye, Yemen acı içinde kıvranıyor…

***

Birleşerek acıyla başa çıkmak, daha izzetli bir gelecek için çabalamak yerine, bizi birleştiren her köprüyü; mezheple, ırkla, coğrafya ile kesip, sözde acı diğer tarafa ‘sirayet etmesin’ diye birleşen yerlerden kolları koparmakla meşgul İslam coğrafyasının liderleri…

***

Neredeyse, Muavviyle yarışan bir cinnet hali hakim gönüllerinde… Madde planında kendini kurtaran Müslümanlar, ruh planında maalesef helak olup gidiyorlar…

**

Yaşananlar maalesef bölünerek geçecek bir acı değil… Bölündükçe böğrümüzün daha şiddetli ağrıyacağı bir sürece kuyuya iner gibi düşürülüyoruz…

***

Ancak, birleştikçe azaltabileceğimiz ortadan kaldırabileceğimiz acıyı, bu derin karanlık dehlizleri andıran korku tünellerinde milyonlarca Müslüman’ı kaybederek, bölündükçe bölünüyoruz…

***

Ümmetin bu yüzyıldaki, en büyük izzetsizlik imtihanı bu…

***

İnatla, ‘bölenin’ bile;

Keşke bu kadar bölmeseydim” diyeceği acı günler yaklaşıyor…

***

1974 yılında Müslümanların içinde bulunduğu ruh halini tasvir eden Necip Fazıl’ın sözleri bugünler içinde geçerliliğini aynen koruyor sanki;

“Sözde İslam...

Bir ferdi bir ferdine kaynamaz;

Bu halle utanmadan, camide saf saf namaz!”

***

Bu ümmet Kerbala’ya yetişemedi… Ama acısını kalbinde hep bir sızı gibi taşıdı…

***

Hadi, altı çıyan ve yılanlarla dolu ama kaldırıldığında ümmetin izzetinin de ayaklar altından kaldırılacağı şu taşın altına elimizi hep birlikte koyalım… İslam Dünyasındaki tüm alimleri, tüm mezhep temsilcilerini, cemaatleri  Kerbela’ya yardıma yetişmeye gider gibi şu ayet etrafında ACİL koduyla birleşelim;

“Ey iman edenler! Allah’tan nasıl korkmak lâzımsa öylece korkun. Sakın siz Müslüman olmaktan başka bir sıfatla can vermeyin.

Hepiniz topluca sımsıkı Allah’ın ipine sarılın, parçalanıp ayrılmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın.

Hani siz birbirinize düşman idiniz. Allah gönüllerinizi birleştirmiş ve O’nun nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz.

Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken, oradan da sizi O kurtarmıştı.

İşte Allah, doğru yolu bulasınız diye size ayetlerini böyle açıklıyor.”

(Âl-i İmran Suresi 102-103)

***

Her türlü ayrıntıyı, fitneyi ve ayrılığı görmezden gelerek, tüm ümmetin altında toplanacağı bir-asgari müşterekler- ÇATISI ortaya koymak için, İslam alimlerimiz gayret etmezse, Müslüman’ın Müslüman’a kırdırıldığı bu düzen hepimizi yok edecek…

***

Allah gönüllerimizi birleştirsin, münafığa zamanı dâr eylesin inşallah…

***

Amin diyin Müslümanlar…