Sırlı (esrarlı) olaylar

Nevzat Laleli

Gençlerle birlikte… (2)

Hz. Musa ve Hz. Hızır (a.s.) beraberce deniz kıyısında yürümeye başladılar. Biraz sonra denizde demirlenmiş (duran) olan bir gemiye rastladılar. Gemidekilere; Kendilerini gemiye almalarını istediler.

Gemi sahipleri Hızır (a.s.)'ı tanıdılar. Ve ücret istemeden onları gemiye aldılar.

Bizim yolcularımız bir müddet (zaman) denizde yol aldılar.

Hızır (a.s.) gidip, geminin yan tahtalarından birini delmeye başladı. Hz. Musa (a.s.) ona:

"Bak, bunlar bizi bedava (ücretsiz) gemilerine aldılar, sen ise gidip bu iyi adamların gemilerini deldin, gemiyi batırıp adamları boğacaksın. Bu yaptığın hiç de yakışık almayan bir iştir!" dedi. Hızır:

"Ben sana, benimle bulunmaya sabredemezsin demedim mi?" dedi. Hz. Musa:

"Unuttuğum şey sebebiyle beni sigaya çekme (sorgulama). Bu iş sebebiyle bana zorluk çıkarma!" ricasında bulundu.
Sonra gemiden indiler. Sahil boyu (deniz kenarında) birlikte yürürken, çocuklarla birlikte oynayan bir başka yavrucak gördüler.

Hızır (a.s.) yavrucağı yakaladığı gibi eliyle başını kopararak onu öldürdü.

Musa (a.s.): "Masum bir çocuğu kısas hakkın (öldürülmesi gereken bir suçu yokken) olmaksızın niye öldürdün. Sen çok yadırganacak bir iş yaptın!" dedi. Hızır (a.s)

"Ben sana, sen benim beraberliğime sabredemezsin demedim mi?" dedi. Hz. Musa:

"Bundan sonra sana bir şey sorarsam, benimle arkadaşlık etmemen hususunda haklı sayılacaksın" dedi.

Birlikte yollarına devam ettiler. Bir köye geldiler.

Halktan yiyecek bir şeyler istediler. Ama köydekiler onları ağırlamadı ve onlara yiyecek bir şey vermedi.

Köyden çıkarlarken yıkılmak üzere olan bir duvara rastladılar. Hızır (a.s.) eliyle göstererek; "eğilmiş" dedi ve duvarı doğrultarak yıkılmasını önledi. Hz. Musa (a.s.):

"Bir köy ki kendilerine geliyoruz, bize ilgi gösterip, ağırlamıyorlar, yiyecek vermiyorlar. Sen onlara bedava iş yapıyorsun, dilesen ücret alabilirdin!" dedi.

Hızır (a.s.); "Artık birbirimizden ayrılma zamanı geldi. Şimdi sana sabredemediğin şeyleri sana haber vereceğim" dedi ve Musa (a.s) sabredemediği esrarlı olayları şöyle anlattı:

OLAYLARIN İÇ YÜZLERİ

 “O, bordasından (yan tarafından) batmayacak şekilde deldiğim gemi, denizde çalışan iyi kalpli ve yoksul birkaç gence aitti. Onu delerek dışarıdan bakanlara kusurlu göstermek istedim. Çünkü gemi sağlam haliyle yolculuğa devam etseydi, ileride her sağlam gemiye el koyan bir kral (deniz korsanları) vardı. Böylece korsanların bu gemiye el koymalarını önlemiş oldum" dedi.

Küçük çocuğun (ölmesi) sebebine gelince: "Öldürdüğüm erkek çocuğunun annesi ve babası mümin (İslam’ı yaşayan) ve kıymetli insanlardı. Bu çocuk büyüyünce onları isyan ve inkâra sürüklemesinden ve zulmetmesinden korktuk ve istedik ki, Rableri bu ölen çocuk yerine kendilerine ondan daha temiz ve daha merhametli birini versin" dedi.

Evi, ücretsiz tamir etmesini ise (Hızır a.s) söyle açıkladı:

"Bu ev, şehirde iki yetim çocuğun aittir. Duvarın altında ise kendilerine ait bir hazine saklıdır. Bunların babaları da salih bir kimseydi (iyi bir insandı). Rabbim, onların rüştlerine erip (büyüyerek akıllı hale gelmeleri)ne kadar, hazinenin duvar altında kalmasını ve daha sonra bizzat kendilerinin çıkarmalarını istedi. Onun için duvarı doğrulttum, dedi.

 Hızır (a.s) sözünü; “Bu Rabbinden bir rahmettir, dedi ve ilave etti; Ben bunları kendiliğimden değil, Allah’ın emriyle yaptım. İşte, sabredemediğin şeylerin içyüzü budur" diyerek bitirdi.

PEYGAMBERİMİZİN TEMENNİSİ

Resûlullah (s.a.s) ilave etti: "Allah Musa'ya rahmet buyursun. Keşke, Musa, Hızır'la birlikteliğe sabretseydi de maceralarını bize nakletseydi, bunu ne kadar isterdim" dedi.

Sevgili Gençler,

Bu olaylardan, hepimizin günlük hayatta zaman zaman karşılaştığı ve bazen büyük felaketler gibi görünen bir takım olayların, “iç yüzlerinin” ve “perde arkalarının” bulunduğu anlaşılmaktadır.

Bazen şer (kötü) olarak görülen olayların arkasından meğer büyük hayırların (iyiliklerin), bazen de hayır ve iyi gibi görünen olayların arkasından büyük kötülerin olabildiği görülmektedir.

Rasûlullah Hz. Muhammed (s.a.s.), Hızır(a.s.)'in ilmiyle ilgili olarak, gemi yolculuğu sırasındaki bir konuşmayı da yine söyle nakletti (anlattı):

"Bir serçe, denizden gagasıyla su alıp, gemiye konmuştu.

Hızır (a.s.) bunu Hz. Musa'ya göstererek şöyle dedi:

“Allah’ın ilmi yanında benim ve senin ilmin, su serçenin denizden eksilttiği kuşun gagasındaki su kadar bir şey bile değildir.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.