Cenab-ı Allah Kur’an-ı Kerim'in Lokman suresi 34. son ayetinde Mugayyabati Hamse dediğimiz 5 BİLİNMEYEN’i haber veriyor. “Şüphesiz ki Kıyamet saatinin bilgisi Allah'ın yanındadır. Yağmuru o yağdır, rahimlerde ne varsa (erkek veya dişi oluşumu renk ve özelliklerini) o bilir. Hiçbir kimse yarın ne kazanacağını bilmez. Hiçbir kimse hangi yerde öleceğini de bilmez. Şüphesiz ki Allah her şey hakkıyla bilir, her şeyden haberdardır.”
Evet yukarıda Kur'an'ın haber verdiği bilinmeyenler ve daha bazı bilinmeyenler (ruh, Allah'ın sıfatları...vs.) de dahil olmak üzere “vema ütiytüm minel ilmi İlla galila:” Az bir bilgiye sahibiz. Ama bunların Allah'ın bilgisi dahilinde olduğunu biliyor ve inanıyoruz.
Çünkü bilinen şey değişmeyen hakikattir. Allah'ın yasaları, Allah'ın sünnetullah’ı dır. Yeryüzünde uyguladığı teamüller değişmiyor, değişmeyecek. Bunun gibi Allah'ın murad ettiği kaderi ilahi en son ana, kıyamete kadar devam edecek.
Ne demek istiyorum? Demek istiyorum ki; gelecekte de aynen bugün olduğu gibi:
Yine; aynı az bir grup; en doğru Hak olan yolu (davayı) savunacak ve kendini, derdini insanlara anlatamayacak. İnsanlar çoğunluğun, sapıklığın, hainliğin peşine takılıp gidecekler. İnsanlar yine çalkalanacak; önce biraz Hakta olup sonra batılda kalacaklar. Batıldan tek tük hakka geçer gibi olsa da, bazıları tam dönüp tövbe edip güzel insan olurken bazıları da bir o yana bir bu yana yalpa yapıp duracaklar.
Yine; insanlar, iktidar olan, güçlü olan İslami gruplara sahip çıkar gibi olsalar da en ufak bir sarsıntıda koyup kaçacaklar. Hatta 30 yıllık beraberliği, İslam davasını 30 dakikada satacaklar. Anasını, babasını, ülkesini, tüm İslam alemini satacak.
Yine; mezhep ve mezhepçilik hortlatılacak. Mezhep savaşları yapılacak, yaptırılacak. (Ben koyu bir ehli sünnetim elhamdülillah) Ehli sünnetçilik oynayan Trump zındıkları Suriye'de, Türkiye'de Arap ülkelerinde (BAE) ortalığı karıştıracaklar. PKK'ya artık gerek yok, onun miadı doldu. Türkiye Trump’ın Ehli sünnet kampçısı olarak görev yapacak. Zaten hocalara biraz para, biraz alkış; şak-şak yeter. Hatta buna uluslararası büyük çapta ırkçılık savaşları da eklenebilir.
Yine; Mazlumun hakkını batılı ülkeler savunabilirken, lanet olası zulmü-zalimi (sözde) İslam dünyası savunabilecek. İki Hristiyan devletin barışması için 5 senedir bir yerlerini yırtan ve ülkesinin kapılarını gavurlara sonuna kadar açan belki biri bir daha olmayacak.
Yine; Münafıklar Kur’an’ın ifadesiyle şimşek ışığında yol bulmaya (yürümeye) çalışacaklar. Belamlar; kırmızı sarık- cübbesiyle, kadınsı yüksüklerle, Yahudi hahamların bastonuyla, İngiliz kraliyet düğmeleriyle, hemşerisi; yalancı, hırsız, Beytülmal yiyicisi (gibi) belamlar o günde olacaklar...
Buraya kadar hayatın gerçekleri, bilinen gerçekler, değişmeyen hakikatler... Bundan sonra da başka bir hakikatten bahsedeceğim. Ama onun zamanı, nasılı, kiminle ve nerede oluşu... konuları belli değil...
Geçen haftaki yazımın sonu; koruyucu Cihat, hep Cihad, ilk Cihat, sonsuz Cihat, bitmeyen Cihat... vb. yazısıyla bitiyordu. Cihat ta devam edecek. Bunun için:
Yine; İsrail kâfiri durmayacak, yine saldıracak. Bundan sonra birileri gelip onun kökünü kurutacak inşallah. Artık işbirlikçileri de olmayacak.
Yine; biri (birileri) gelecek adı belki yine Necmettin olacak, Yavuz olacak, Fatih olacak, Selahattin olacak. Yeryüzü alabildiğine geniş bir şekilde İslam bayrağıyla dalgalanacak. Yeryüzü Allah'ın dininin yaşandığı Cennet olacak.
Ne zaman?
Yarın!..