Şerefsizler!

Recep Çınar

Bugüne kadar binlerce şehit verdik…
Hakkari’de, Tunceli’de, Diyarbakır’da, Mardin’de, Siirt’te, Cudi’de, Gabar’da, Cehennem deresinde…
Doğu’nun hemen hemen  her dağında, her mezrasında…
Bir hafta önce de Diyarbakır’ın Silvan ilçesine bağlı Bayrampaşa beldesi kırsalında 13 “Mehmet” şehit düştü…
Önceki gün de Siirt’te bir komiser, hain pusuda şehit oldu.
Cumhurbaşkanı kınadı…
Başbakan kınadı…
Asker kınadı…
Siyasi partiler kınadı…
Etkili, yetkili herkes kınadı…
Binlerce vatan evladı sokaklara döküldü, “terör” denilen kahpeliğe “lanet” etti…
Yüreklerine alev düşenler ya da alevin yaktıkları…
Her zaman ki gibi, “Vatan sağolsun” dediler…
Hoş, zaten ne diyeceklerdi ki?
Daha önceki şehit anaları, şehit babaları da “yeter artık” demişlerdi…
Demişlerdi de ne oldu?
Hiç…
13 yiğit daha şahadet şerbeti içti…
Daha öncekiler gibi…
Hem de kahpece, hem de kalleşçe, hem de kaltakça sırtlarından vurularak katledildiler…
xxx
Benim oğlum da Hakkari Şemdinli’de asker…
Aslan gibi…
İçi vatan sevgisiyle dolu dolu…
Zerre şikayeti varsa namerdim…
Allah’a emanet ettik, onu da diğer Mehmetler gibi…
Allah emanetini almazsa 3-5 ay sonra gelecek…
Şimdi…
Günlerdir takip ediyorum televizyonları…
Eğlence programları…
Yarışmalar…
Belediyelerin düzenlediği şenlikler…
Şarkılar, türküler gırla gidiyor…
Yayın akışlarında ve programlarında zerre değişiklik yok…
Analar, babalar ağıt yakarken, 80 yaşına gelmiş ‘Ajda Pekkan’ denilen sözümona şarkıcı kadın, çıkacak sahneye orasını burasını açacak, göbek atıp, gerdan kıracak, sonra da  kendince bir sebep bularak, “Konserimi iptal etmeyeceğim!.. İptal ederek teröristleri sevindirmeyeceğim!..” açıklamasında bulunacak…
Yedik bizde…
13 yiğit toprağa düşmüş, umurlarında bile değil…
“Cazlar barlar” da öyle…
O “Alüminyum Türkler” için toprağa düşen “13 Çelik gibi Türk çocuğu” bir şey ifade etmiyor…
Onlar rahat etsinler diye, namlunun ucunda, gecesi gündüzü olmayan ve sırtlarından vurulan polislerimiz de…
Onlara ne ki!
Onlar için hayat içkiden, eğlenceden, yerlerde yuvarlanmaktan ibaret…
13 şehit…
Analar, babalar…
Kocasız  kadınlar…
Öksüz bebeler…
Kulağı küpelilerle, burnu hızmalıların  umurunda mı?
Niye olsun ki?
Öyle ya, devletten söğüşlenen baba parasıyla İstanbul’un “Reina”sında, “Sortie”sinde, fink atan, bu züppeler, daha çok eğlensinler, geceleri  ‘o bar senin, bu bar benim’ diye fellik fellik gezsinler, “bu vatan size emanet” diye peygamber ocağına gönderdiğimiz “Mehmet”ler de keklik gibi avlansınlar…
Öyle mi?
Yazık…
xxx
Ve…
Bu milletin 20 yaşında 13 fidanı toprağa düşecek, gencecik çocukları “kalleşçe” katleden “şerefsizler”in uzantısı olanları, gözümüzün içine baka baka, meclis kürsüsünden, “Devleti, Milleti” satmayacağına dair yemin ettirmek için el pençe divan duracağız…
“Ne olur gelin yemin edin, şerefiniz üzerine and için” diye yalvaracağız…
Ayıptır yahu…
Şehitlerin kemiklerini sızlatıyorsunuz…
Şerefi, imanı olmayan adamın yemini mi olur?
Kandan beslenenlerle, gözünü kan bürüyenlere, benden aldığınız vergilerle maaş mı ödeyecekseniz?
Bağdat’tan Basra’ya kadar haram olsun…
Hem de zehir zıkkım olsun.