Saadet-i Dareyn Pusulası: Hakikat ve İnanç

.

İnsan fıtratının yaşama sımsıkı tutunabilmek için ihtiyaç duyduğu en sağlam iptir itikat. Karanlığa yön veren pusuladır itikat…

Büyük İslami düşünür  İbn-i Tufeyl’in Hayy İbn-i Yekzan adlı eserinde apaçık bir şekilde ortaya koyduğu gibi insansız, sessiz-soluksuz,kinsiz-hasetsiz hatta duygusuz bir adada merhamet, adalet, muhabbet, haşyet gibi duyguların gelişebildiği ortak alandır itikat…

Semaya açılamayan ellere rağmen Hayy adındaki hayali muhteremin hissiyatsızlık içindeki en deruni hisleridir itikat…

Ve doğru itikate yönelten hakikatler zincirinin son halkasıdır Hz.Muhammed ve ashabı (r.anhüm)…

Peki nedir doğru itikat? Doğru itikat; büyüklerimizin son nefeslerine kadar ısrarla insanlığa haykırdığı saadet-i dareyne ulaştıracak ilkelere sarılmaktır. Doğru itikat; islami itikattır.

Ve islamı itikatın sözde kalmayıp gereği gibi tatbik edildiği sürece saadeti dareyne ulaştıracak bir pusula olduğu haktır, gerçektir…

Hakiki itikat sadece sahibini ihya etmekle kalmayan, sahibinin elinden, dilinden, gönlünden, gözlerinden hasılı cümle uzuvlarından kainatı ihya edebilecek bir şekilde insanlığa süzülen nur hüzmeleridir. Doğru itikatla zulmet nura bürünür. Katledeceği müşriği son anda müşrik yüzüne tükürdü diye öldürmekten vazgeçirir. Nefsi için öldürmüş olma korkusu yüzünden.Aliyyül mürtezaların sağlam karakterlerindedir hakikat ve inanç…

Devletin mumunu selam almak için bile kullanmayan,mumu söndürüp alacağı selamı öyle alan Ömer-ül Farukların adaletindedir hakikat ve inanç…

 “Biri seni sende olmayan bir kusurla ayıplarsa; sen onu onda olan bir kusurla dahi ayıplama!” diyen Resul-i zişanın hilminde,asalet ve merhametindedir hakikat ve inanç…

Ve itikatın sözde bırakılamayacak kadar ince bir sınırı vardır sırat misali… Sözde bırakıldığı an babülılm olarak nitelendirilenlerin söylediği gibi kişiyi inandığını yaşayanların safından alır, yaşadığına inananların safına düşürüverir. Yaşanılmayan itikatla ise kişiler ve özellikle gençler hakikatleri görme yetilerini kaybedip hakikatsizlikleri hakikat zannetmeye başlarlar.  Doğru itikat doğru düşünme yetisini ve doğru hedefleri beraberinde getirdiği gibi yanlış itikat veya gereği uygulanmayan doğru itikat kişileri yanlış düşüncelere sevkeder. Neticede yanlış düşünce sahipleri gülistanları bostan olarak görmeye başlar ve hakikat deryasında hakka yol almak varken Firavun misali o deryada boğulmayı tercih ederler.

Rabbimizin tüm islam alemini hatta zulme abad olanları ve zulmü alkışlayanları dahi doğru itikat olan islami itikata ve rabbimizin bir inançsızın eliyle de olsa yücelteceğini vaad ettiği tek hakikat olan islama yöneltmesi duası ile...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri