Remzi Ay ve Fasulye hikayesi

Recep Çınar

İkinci Meşrutiyet döneminde nazırlığa getirilen bir zat, çok geçmeden yeğeninin vali olarak atanmasını sağlar.

Dönemin, hicivleri ile meşhur nüktedan şairlerinden Neyzen Tevfik, konuya vakıf olduktan sonra Nazır ile karşılaştıklarında, kendini tutamaz;

Maşallah, yeğeniniz tıpkı fasulyeye benziyor, diye lafı yapıştırır.

Konuya anlam veremeyen Nazır, Neyzen’in lafına karşılık;

Genç yaşta vali oldu, neden fasulyeye benzesin? Diye sorar.

Taşı gediğine koymak babında eline fırsat geçen Neyzen;

İşte ben de onun için benzetiyorum ya. Fasulye de sırığa sarılarak büyür!

xxx

Yazıma neden bu fıkrayla başladım...

“Kafası basmayanlar daha iyi anlasın” diye...

xxx

Zaman zaman yazılarımda ifade ediyorum...

Konya'mızın çok özel, çok güzel bir şehir olduğunu...

Ancak, bir o kadar da, dışarıdan, özellikle içeriden saldırılarla karşı karşıya kalan bir şehir...

Yumuşak karnı olan, sürekli bel altı vuruşlara maruz kalan da bir şehir Konya...

Sadece şehir mi?

Tabi ki değil...

Şehri marka yapmak ve şehri parlatmak için çalışan, siyasileri, bürokratları, başkanları, sivil toplum kuruluşları da, bu belaltı vuruşlardan nasiplerini alıyorlar...

Konyalılar olarak, biz bu insanların ne değerlerinin farkındayız, ne yaptıkları güzel işlerin, daha doğrusu Konya'ya kattıklarının farkındayız...

Bir fesatlıktır gidiyor...

Maalesef bizim şehrimizin insanlarının yumuşak karnı da bu...

Tamamı olmasa da, çoğunluk böyle...

Özellikle spor alanında...

xxx

Geçtiğimiz pazar günü ASKF'nin Olağan Genel Kurulu yapıldı...

Sedirlerin Orta Mescid Mahallesinden çıkıp gelmiş bir adam, Konya Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu'na, dolayısıyla da Konya sporuna hizmet vermeye çalışıyor...

Hem de üç dönemdir...

Hem de hakkını vererek...

TASKK Genel Başkan Yardımcılığı görevi de cabası...

Niteliği, liyakatı, beceresi, bilgisi, spor kültürü ve donanımı ile bu şehrin sporuna katkı sunuyor...

Şimdi böyle bir adama bel altı vurmaya çalışıyorlar...

Mehmet Baykan'ın gölgesinde yürüyor” diyenlerden tutun da, bir sürü ipe sapa gelmez laf sokmalarla, çamur atmalarla, güneşi balçıkla sıvamaya çalışıyorlar...

Müsteşarımız Faruk Özçelik'i, Spor Genel Müdürümüz Mehmet Baykan'ı, içlerine sindiremeyenler, aynı belaltı vuruşları Remzi Ay için de yapıyorlar...

Güneş balçıkla sıvanmaz, anlayın artık...

Remzi Ay, Mehmet Baykan'ın yol arkadaşı, daha da ötesi kader birliği yaptığı sırdaşı da olabilir...

Bundan doğal ne olabilir ki?

Ama, haksızlık etmeyelim kendisine...

Çünkü, işin ehlidir, o işe layıktır ve yeterlidir...

1998 yılında ASKF yönetiminde çalışmaya başlamış, 2011 yılından bu yana da başkanlık görevinde bulunuyor...

20 yıldır sporun yöneticilik tarafında...

40 yıldır sporculuk ve yöneticilikle iç içe geçmiş bir hayat...

Boru değil...

Remzi Ay, ehliyetlidir, liyakatlıdır, sadakatlıdır, hizmetkardır...

Dolayısıyla, böyle bir hizmet adamına belaltı vurmak, hem izansızlık, hem de insafsızlıktır...

İşini iyi yapıyor...

Daha ne olsun ki?

Mehmet Baykan gibi bir adamdan sonra ASKF'de başkanlık yapmak kolay bir iş değil...

ASKF'de çıtayı daha yükseğe taşımaksa maksat, Mehmet Baykan'ın da verdiği destekle çıtayı yükseğe taşımıştır Remzi Ay...

Bunu kimse görmezden gelemez...

Kafası basmayanlara bir kez daha hatırlatıyorum, “Ne Remzi Ay fasulyedir, ne de Mehmet Baykan sırıktır.”

İkisi de bu şehrin birer değeri ve hizmetkarıdır.