Puan değil sıralama önemli!

Adayların tercih yaparken dikkatli olması gereken konulara değinen Muhammed Akkan, “Öğrenciler tercihlerini yaparken puanlarına göre değil sıralamalarına göre yapmalılar” dedi.

Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçları 19 Temmuz tarihinde açıklanırken, gözler 30 Temmuz’da resmi olarak başlayan YKS tercih listelerine çevrildi.

Tercih danışmanları 24 tercih hakkı bulunan adaylara listelerini oluştururken içlerine sinmeyen, gidip gördüklerinde, bilgi aldıklarında akıllarında soru işareti bırakan bölüm ve üniversiteleri tercih etmemelerini öneriyor. Özel Enderun Fen ve Anadolu Lisesi Eğitim Yöneticisi Muhammed Akkan da, Merhaba Gazetesi’ne özel yaptığı açıklamada öğrencileri dikkat etmeleri gereken konularda uyardı.

‘POPÜLER BÖLÜM’ YANILGISINA DÜŞMEYİN!

Öğrencilerin 2025 yılı tercihleri için özellikle dikkat etmesi gereken konulara değinen Muhammed Akkan, "2025 yılı tercih döneminin en ayırt edici özelliği sınav sisteminde değil; toplumsal, ekonomik ve teknolojik eğilimlerdeki değişimlerde yatıyor. Yapay zekâ, dijital dönüşüm ve sürdürülebilirlik gibi alanların hızla öne çıkması, yalnızca hangi bölümlerin daha 'popüler' olacağını değil, hangi mesleklerin beş yıl sonra hâlâ var olup olmayacağını da etkiliyor. Öğrenciler bu yıl şu konulara daha dikkatli yaklaşmalı: Kılavuz Değişiklikleri: Yeni açılan bölümler, kontenjan artışları ya da özel koşullardaki değişiklikler (örneğin başarı sırası barajları) dikkatle incelenmeli. Deprem Bölgesi Gerçekliği: Fizikî altyapısı zayıf olan şehirlerdeki üniversiteler dikkatle değerlendirilmelidir. Burs ve Barınma Konusu: Vakıf üniversitelerinin sunduğu burslar cazip görünse de bu bursların devam koşulları, yurt imkânları ve yaşam maliyetleri uzun vadeli düşünülmelidir" diye konuştu.

‘PUAN YANILGISINA DÜŞMEYİN’

Öğrencilerin puan ve sıralama konusunda her yıl yaptığı hatayı bu yıl da tekrar etmemeleri gerektiğini vurgulayan Akkan, “Her yıl tekrar edilen temel yanlış şu: ‘Puanım yetiyor, neden yazmayayım?’ yaklaşımı. Hâlbuki yerleştirme, puanla değil; sıralamayla yapılır. Puan, sınavın zorluk düzeyine göre değişkenlik gösterebilir. Ancak sıralama, sizin o yıl sınava giren adaylar arasındaki yerinizi gösterir. 2025 yılında tercih yaparken mutlaka sıralamaya göre tercih listesi oluşturulmalı. Aynı puana sahip binlerce aday olabileceği için sadece puana göre yapılan tercihler yanıltıcı olabilir” ifadelerini kullandı.

‘VELİLER REHBER OLMALI, KARAR VERİCİ DEĞİL’

Velilerin kesinlikle öğrencilerin yerine karar vermemesi gerektiğini ifade eden Akkan, sözlerine şu cümlelerle devam etti: “Velinin görevi, öğrencinin yerine karar vermek değil; onun sağlıklı bir karar verebilmesi için uygun zemini hazırlamaktır. Öğrencinin ne istediğini, neye yetenekli olduğunu ve neye hazır olduğunu en iyi kendisi bilir. Velinin yapması gereken; bilgi kaynağı olmak, rehber öğretmenlerle irtibatta kalmak, fikir sorulduğunda düşüncesini paylaşmak ancak baskı kurmaktan kaçınmaktır. Kararı öğrencinin vermesine izin vermek ama olası sonuçlarıyla ilgili uyarıcı olmak gerekir. Bu denge kurulmadığında, öğrenci ileride yaptığı tercihten memnun kalmaz ve genellikle suçu ebeveyne yükler. Bu durum, hem mesleki doyumu hem de aile içi iletişimi olumsuz etkiler.”

‘TERCİH YAPARKEN BU MADDELERE DİKKAT EDİN’

Bireylerin hayatlarının geri kalanında sevdikleri işi yapabilmeleri için tercih döneminde nelere dikkat etmeleri gerektiğini sıralayan Akkan, “İdeal bir tercih, üçlü sacayağını gözetmelidir: İlgi, yetenek ve gelecekteki istihdam imkânı. Bu üçünden biri eksikse, karar sağlıklı olmaz. İlgi olmadan devamlılık sağlanamaz; yetenek olmadan başarı elde edilemez; istihdam imkânı olmadan ise motivasyon düşer. Örneğin, bir öğrenci psikolojiye ilgi duyuyorsa ancak sözel yeteneği güçlü değilse, ya bu alandaki eksiklerini gidermeli ya da kendisine daha uygun bir alternatif düşünmelidir. Benzer şekilde, yapay zekâ günümüzde cazip bir alan olabilir; ancak kişi temel matematik becerilerinden yoksunsa, yalnızca ‘geleceği parlak’ diye bu bölümü tercih etmek büyük bir risktir” dedi.

‘ÜNİVERSİTE TERCİHİ, HAYATIN SONU DEĞİL; SADECE BİR DURAĞIDIR’

Tercih dönemlerinde hem öğrencilerin hem de velilerin psikolojik olarak yoğun stres yaşadığını ifade eden Özel Enderun Fen ve Anadolu Lisesi Eğitim Yöneticisi Muhammed Akkan, bu süreci her iki taraf adına da sağlıklı yönetebilmek için bazı önerilerde bulunarak sözlerini şöyle tamamladı: “Tercih dönemi, ‘hayatın geri kalanını belirleyen karar’ olarak görüldüğü için büyük bir baskı yaratır. Oysa bu gerçekçi değildir. İnsan yalnızca bir meslek seçimiyle değil; karakteri, ahlâkı ve çalışkanlığıyla yolunu bulur. Öğrencilere önerilerim şunlardır: Kendinizi başkalarıyla kıyaslamaktan vazgeçin. Herkesin yolculuğunun kendine özgü olduğunu fark edin. Sosyal medyadaki filtreli başarı hikâyeleriyle değil, kendi gerçeğinizle ilgilenin. Tercih sürecini bir 'karar' değil, bir 'keşif' süreci olarak görün. Velilere önerilerim ise şunlardır: Sürekli ‘Ne yaptın?’, ‘Kaçıncı oldun?’ gibi sorularla baskı kurmayın. ‘Her şey güzel olacak.’, ‘Kaderde ne varsa o olur.’ gibi gereksiz telkinler, bazen öğrenci için bir boşluk duygusu yaratabilir. Çocuğunuzun yanında durun, arkasında değil. Onun tercihini sahiplenmeye değil, tercihini sahiplenmeyi öğretmeye odaklanın. Unutmayın; üniversite tercihi, hayatın sonu değil, sadece bir durağıdır. Önemli olan hangi trene binildiği değil, o trenin içinde nasıl yaşandığıdır. Yol uzun, tercihiniz sağlam olsun.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Eğitim Haberleri