Oruç Şifadır

Oğuzhan Kara

 

 

Alemlerin Rabbi, rahman ve rahim olan, din gününün sahibi, yaratan, yaşatan, yöneten, rızık veren, kendisine kulluk yapılan, rızası gözetilen ve kendisinden yardım istenilen Allah’a hamdolsun. Kıyamete kadar gelecek bütün insanlığa rehber olarak gönderilen Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’e (s.a.v) salat ve selam olsun.

Peygamber Efendimizin (s.a.v.) “Oruç tutunuz ki, (madden ve mânen) sıhhat bulasınız!” buyurmuşlardır. Bu çağrıya icabet ederek bedeni ve uhrevi hastalıklarımıza şifa arıyoruz. Hakkıyla tuttuğumuz oruçlarımızın hastalıklarımıza şifa olabilmesi için Ramazan günlerini bir fırsat biliyoruz. Bir iyiliğe öncülük edenin onu yapan kişi kadar sevap kazanacağını bilen Müslümanlar olarak iyilikte ve takvada yardımlaşarak, günahtan, hatadan, kötülükten uzaklaşarak ve Rabbimize hamd ederek tövbe ediyoruz. “Bunlar, tövbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, oruç tutanlar, rükû ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü’minleri müjdele.” (Tevbe Suresi 112)

Peygamber Efendimiz' in (s.a.v) “Gönülden inanarak ve karşılığını Allah’tan umarak Ramazan’ı ibadetle geçiren kişinin geçmiş günahları bağışlanır.” sözünü işiten Müslümanlar olarak, bu fırsat ayını iyi değerlendiriyoruz. Günahlarla, hatalarla kirlenen benliğimizi tövbe ile arıtıp şifaya ulaşma derdindeyiz. Şifa bulmak için; her türlü hatamızdan, şirk, küfür ve isyandan Allah’a yöneliyoruz. Gündüzünde oruçlu olduğumuz bu mübarek günlerin gecelerini de tövbe ve tefekkür için bir fırsat biliyoruz. Maddi manevi bütün dertlerimizin şifası için tövbeye sarılıyoruz. “Şüphesiz Allah, tövbe edenleri sever, temizlenenleri de sever.” (Bakara Suresi 222)

***

Vaktin kıymetini bilen Müslümanlar olarak oruçla şifa buluyoruz. Meyvelerin de olgunlaşması için havaların sıcacık olduğu bu mevsimde, kendimize ile oruç arasına mesafe koymuyoruz. Meyvelerin olgunlaşma mevsimine tevafuk eden Ramazan ayında tuttuğumuz oruçlar vesilesiyle kişiliğimizi de olgunlaştırıyoruz. Sanayide dökümde, inşaatta betonda, tarlada soğanda, bahçede kayısı ağacında, halde erikte çalışıyor olsak da her zorluğun yanında bir kolaylığın olduğunu biliyoruz. Oruç tutmamızın kendimiz için daha hayırlı olduğunu bilen Müslümanlar olarak, mazeret bulma hastalığından sıyrılarak orucumuzu tutmak için sebeplere sarılıyoruz. Ve böylelikle Allah’a ve Resulüne itaat etmiş oluyoruz.

***

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: “Nice oruç tutanlar vardır ki, orucundan kendisine kuru bir açlıktan başka bir şey kalmaz! Geceleri nice namaz (terâvih ve teheccüd) kılanlar vardır ki, namazlarından kendilerine kalan yalnız uykusuzluktur.” Oruçlarımızın, teravihlerimizin ve diğer ibadetlerimizin hastalıklarımıza şifa olabilmesi için şu hatırlatmalara dikkat ediyoruz: Ramazan ayına ulaştırılmasıyla imsaktan iftara kadar yeme içmeye ara veren Müslüman, bu sayede açlığı ve susuzluğu anlamaya çalışır. Kendisi için istediğini kardeşi için de isteyen, kendisi için istemediğini kardeşi için de istemeyen Müslüman, dünya genelinde her 5 saniyede bir çocuğun açlıktan öldüğünü, 2 milyar insanın sağlıklı beslenme imkanı olmadığını bilir. Açlığın, yoksulluğun ortadan kalkması için gayret eder Müslüman. Oruçlu olduğu için açlığa, susuzluğa sabreden Müslüman, iyilikleri güzellikleri çoğaltmaya devam etmede sebat eder. Nefsinin yanlış isteklerini reddetmeye devam eden Müslüman; iyi, güzel, doğru ve faydalı olanı yapmaya devam etmede de sebat eder. İnsanlara merhamet etmeyene Allah’ın da merhamet etmeyeceğini bilir Müslüman. İman edip birbirlerine sabrı ve merhameti tavsiye eden Müslüman; sarp yokuşu çıkmak için, açlık günlerinde bir yetimi yahut yoksulu doyurması gerektiğini de bilir. Müslüman; yetimin, garibin sofrasını onları incitmeden donatır. Salgın hastalık nedeniyle aynı sofrada buluşamasa da yaptığı yardımlarla kimsesizlerin yanında olur Müslüman. Mübarek Ramazan ayı vesilesiyle veren elin alan elden üstün olduğunu öğrenen Müslüman, gönül kırmadan verdiği gibi başa da kakmaz. Cennete ulaşana kadar vermeye devam eden Müslüman infak ettikçe şifanın ve bereketin geleceğini bilir.Paylaşmanın önemini bilen Müslüman Ramazan ayı vesilesiyle sosyal medyada ev, araba, mobilya, kıyafet paylaşma hastalığından kurtulur. Bu ramazan ayı vesilesiyle sosyal medyada yemek fotoğrafı paylaşmanın ibadet olmadığı bilincine ulaşarak bencilliği yenen Müslüman yemeğin kendisini paylaşır, ikram eder; yemeğin fotoğrafını değil.

Peygamber Efendimizin (s.a.v) “Müslüman, elinden ve dilinden diğer Müslümanların güvende olduğunu kimsedir” sözünü işiten Müslüman, tuttuğu oruçlar vesilesiyle dil afetlerinden uzak durarak dilini korur. Hakkı, adaleti, gerçeği, kibarca konuşan Müslüman yalan da konuşamaz. Ramazan ayının kıymetini bilerek orucunu bütün bedeniyle en güzel şekilde tutan Müslüman dua dua Alemlerin Rabbine yalvarır: “Rabbimiz! Bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize katından bir rahmet bahşet. Şüphesiz sen çok bahşedensin.”( Âl-i İmrân Sûresi 8) Allah’a emanet olunuz.

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.