(O)nurla Onurlanmak

.

Alemlere rahmet olarak gönderilen sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın kainatı teşrif edişlerinin 1442. yılında O’nu en derin saygı ve muhabbetlerimizle anıyoruz. DİB’mizin bu yılki kutlu doğum konusu “Hz.Peygamber ve insan onuru”
Hz.Peygamber (s.a.v) kainata bir güneş gibi doğarak, karanlıklar içerisinde kalmış, cahiliye adetlerine yenik düşmüş, kendilerine uzanacak bir elin hasretini çeken, onursuz bir yaşamın içinde yaşam savaşı veren nicelerine rabbinin de izniyle onurlu ve “O” nurlu bir yaşamın kapılarını aralamıştır.
Kız çocuklarının utanç sebebi olarak görülüp diri diri toprağa gömüldüğü bir dönemde “Her kimin üç tane kızı olur, onları güzelce terbiye eder, evlendirir ve onlara iyi davranırsa onun için cennet vardır.” diyerek kız çocuklarını ve onların ebeveynlerini onurlandırmıştır.
Kadının bir meta olarak görüldüğü ve ona değer verilmediği bir dönemde -öyle ki cahiliye döneminde kadın çocuk sahibi olursa nikahlanır çocuk sahibi olmazsa vefat ettiğinde kocasına taziyeye bile gidilmezdi- Rasulullah (s.a.v) “Sizin en hayırlınız kadınlarınıza karşı hayırlı olanınızdır.” buyurarak ve yine bir başka hadis-i şerifinde “Sizden biriniz hanımına su dahi içirse bundan sevap kazanır.” buyurarak kadını onurlandırmıştır.
Kölelerin insan yerine bile konmadığı bir dönemde köle azat etmenin önemini ashabına defalarca belirtmiş, onlara insan olduklarını hatırlatmış, ashabına da bu konuda örnek olmuştur. Bilal-i Habeşi'yi azad eden Hz. Ebubekir bir defasında sofraya buyur ettiği Hz. Bilal’in oturmak istememesi üzerine “ya sen de oturursun ya da ben de yemiyorum” buyurarak Hz. Bilal ikna edilmiş ve sofraya oturmuştur. O gelmeden önce insan yerine konmayan köleler O'nunla onurlarına kavuşmuşlardır.
Ashabının her birini ayrı ayrı methetmiş hepsini ayrı ayrı onurlandırmıştır ve bir gün “Kardeşlerimi özledim” demiştir. Hz. Enes’e (r.a) … Hz. Enes: Kardeşlerin kim ya rasulallah dediğinde “Beni görmedikleri halde bana inanlar” buyurarak O’ndan asırlar sonra yaşayacak ümmetini de unutmamış ve hatta unutmamakla da kalmamış kardeşleri safına koyarak en güzel şekilde onurlandırmıştır. O sadece insanı değil hayvanları hatta bazen cansız varlıkları bile onurlandırmıştır. Devesinden bahsederken onu adıyla anmış. Kusva demiş, Kusva'yı onurlandırmıştır. Kılıcına Zülfikar demiş, zırhına zül fudul demiş canlı-cansız tüm mahlukatı o eşsiz saygısızla onurlandırmıştır.
Hayatının hiçbir döneminde hiç kimseyi incitmemiş, hor görmemiş ve yine hayatının hiçbir döneminde kendisine ayrıcalıklı davranılmasından hoşlanmamıştır. Mescid-i Nebevi'nin yapımında bizzat görev almış, çoğu zaman ashabına elleriyle hizmet etmiştir.
Tevazudan hiçbir zaman ayrılmamış ve tevazusuyla insanlara İslam’ın kapılarını aralamıştır. Dıhyetül kelbiye üzerine otursundiye üzerindeki hırkayı çıkarıp serdiği gibi…
O'nun güzel ahlakından bir kesit sunabildiysek ne mutlu bizlere. O’ndan bahsetme onurunu yaşatan rabbimize binlerce kez hamd olsun.Biz biliyoruz ki deryaya bir kaşığı daldırıp çıkardık sadece ama yine şunu da biliyoruz ki o minicik damlalar bile kafi yüreğimize…
Esselamü aleyke ve rahmetullahi ve berekatühü ebeden ve daimen ya rasulallah…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri