Gençlerde ve çocuklarda hızla yükselen çete ve mafyalara özenme, lüks yaşam isteği, bağımlılık özentileri yeni bir neslin hayatını karartıyor. Yoksul ailelerin çocukları okullardan koparak çalışma hayatına itiliyor, eğitimden uzaklaştırılıyorlar. Suça sürüklenen, eğilimi olan gençler, çete ve mafya özentisiyle kendini şiddetle bulmaya çalışıyor. Toplumda var olma çabasını illegal yollarla dolduruyor.
Gençler neden başka bir yolu seçmek yerine illegal olanı seçmeye çalışıyor? Burada asıl sorulması gereken soru bu. Gençler yanlış bireyleri rol model alarak toplum içinde kendini gösterme çabası yüzünden daha küçük yaşlarda mahallesinde ‘ağır ağabey’ tavırlarında dolaşıyor. Lüks arabaları, pahalı kıyafetleri, kolaydan saygı kazanma isteğini filmler, diziler ve sosyal medya algıları da körüklüyor.
Artık sokaklar suça özenen çocuklarla dolu. Daha bıyığı terlememiş çocuklar, mafya kılığında poz kesiyor. Okul sırlarında olması gerekirken, ‘kimi korkuturum’, ‘kime kafa tutarım’ hesabını yapan çocuklar, dizi ve filmlerden gördüğü algıyı kendi hayatına yerleştiriyor. Mafya pozları kesen çocuklar, bireyler alkış alıyor, suçu dramatize eden kişiler ilgi görüyor, doğal olarak ekrandan izleyen çocuk da saygı görmenin bu yollardan geçtiğini düşünüyor.
Bir diğer sorunumuz ise herkes bu durumdan şikayetçi ama kimse önlem almak için bir şeyler yapmıyor. Aileler ‘benim çocuğum yapmaz’ düşüncesinde, okullar dayatılan eğitim sistemini uyguluyor, çevre ise yangına körükle gidiyor.
Bugün görünmezden gelinen her yanlış, ilerleyen zamanlarda daha büyük tehlikelere yol açabilir. İş işten geçtiğinde ‘nerede hata yaptık’ demenin bir faydası olmayacak.
Siyasiler gençleri seçmen, miting kalabalığı olarak tanıdıkça, hayat pahalılığından kaynaklı fırsat eşitsizliği her geçen gün artıkça, mafya özentisi olan, geleneklerimizden uzak dizi ve filmler normalleşmeye başladıkça ve değerler eğitimi kağıt üzerinde durdukça ‘gençlik bizim geleceğimiz’ ifadeleri masallardan ibaret olacak.
Bu bir tesadüf değil. Kader hiç değil. Bu, bilinçsiz olayların bütünüdür. Bu tabloya, ‘her şey yolunda’ diyebilen varsa üç maymunu oynamaya devam etsin. Şimdi düşünebilirsiniz; gençlik nereye gidiyor?