Neresi Kör?

Kerem İşkan

Aksak Timur Hindistan'a gitti…

***

"Hint çalgıcılarının pek maharetli olduklarını büyüklerden duymuştum" dedi ve çalgıcıları çağırdı…
***

Görme özürlü bir çalgıcı huzura gelip tar çalmaya başladı…

***

Padişah çok memnun kaldı ve çalgıcıya adını sordu…
***

“Adım Devlet'tir efendim” diye yanıt verdi çalgıcı
***
Timur şaşırdı, kocaman bir kahkaha ile doldurdu çadırı… “Bre, Devlet kör olur mu hiç?“
***
Çalgıcı huzurda başını bile kaldırmadan hikmet tokadını geçirdi Timur’a…

***

“Devlet kör olmasaydı, topalın evine gelir miydi hiç?”

***

Etrafımızda buna benzer olaylar yaşanmaya başlandı… Seçilmiş atanmış bazı idarecilerimiz, Osmanlıyı sekarete götüren hastalığa yakalandılar

***

Ahmet Özdemir (Kör Ahmet) ile oturduk… Epeyce bir dertleştik

***

70 yaşlarını yaşıyor…

***

Aklı fikri oğlu ZEKİ’de…

***

“Ölüp gidecem bugün, yarın... Bu aklı gıt yavrum eğlence olacak millete... Ahh yavrum, buna bi gafa raporu alsakda devlet maiş bağlasa, çoluğun çocuğun oyuncağı olmasada, aylığı varmış diye baksalar?”

***

Onun da derdi Zeki

***

Timur gibi densizlik yaptık…

***

“Ahmet Ağa, ha çalıp-çığıracağına,hafızlığı tamamlayıp derin bir hoca olsaydın?” deyiverdim…

***

Güldü…

***

O kendine has üslubuyla anlatmaya başladı…

***

“İtneler goymadı hay yavrum… Birlikte Kur’an kursunda hafızlık dersi aldığımız, çocukların eğlencesi oldum… Kör diye eğlendiler... Kimi iğne batırdı, kimi elbisemi kirletti, kimi minareye kilitledi, kimi de gelip kıble mi şaşırttı… Ben de yıldım, gittim bi ud aldım, eve oturdum”

***

Eee ?

***

“Eeesi ne , hocanın sahip çıkamadığına, zerhoşlar sahip çıktı… Çaldık-çığırdık eğlendirdik… Ömür tükendi bitti… O değil de, Hay Kerem'im ha bi akıl ver, bu Zeki’yle çok eğlenirler bunu gurtarsak, benden sonra pirişan..”

***

Ne diyeceğimizi bilemedik...

***

Engellilere karşı Timurlaşmasak

***

Ah şu beynimizdeki engelleri bir kaldırabilsek... Körlük gözde değil, gönüllerde maalesef…