NEDEN YARATILDIK?

Bayram Miroğlu

Öyleyse insan neden yaratıldığına bir baksın. Fışkırıp çıkan bir sudan yaratıldı. Bu su, bel ile kaburga kemikleri arasından çıkar.( Târık Suresi 5-7 )

İnsan nedense hep bir sorgulama içerisindedir. Neden yaratıldım, nerden gelip nereye gidiyorum? Bu dünyada yaratılmamım amacı nedir? Ve bir mucize aramaktadır kendince. Oysaki aradığı mucize uzaklarda değildir. Hemen yanındadır. Yanı başındadır. Kendisi insanoğlunun bir mucizedir aslında. İnsan, bizim, kendisini az bir sudan (meniden) yarattığımızı görmedi mi ki, kalkmış apaçık bir düşman kesilmiştir.( Yâsîn Suresi 77) gerçeğini görmezden gelmesi ne mümkündür. Peki, asıl sorumuza geri dönelim “Neden yaratıldık?”

***

Bizi yoktan var eden, varlığından haberdar eden Yüce Rabbimiz, biz henüz hiçbir şeyi bilmezken, hiçbir kuvvete haiz değilken bizi ana rahminde şekillendirdi. Ve en güzel bir şekilde yarattı. Kemiklere et, etlere damar ve sinirler geçirdi. Bunun oluşumunda ise hiç biri birine benzemedi. Parmak ucumuzdaki bize has benzerlik dahi hiçbir insana verilmedi. Bunda en ufak bir sapma dahi olmadı. Okuduğum bir kitapta bahsedilen bir olay beni derinden etkilemişti. İnsanın eli belli bir zamana kadar bütünlük içerisinde devam ederken, bir zaman geliyor ki, parmak aralarımızdaki hücreler bir anda ölmeye başlıyor, adeta kendilerini yok ediyor ve parmaklarımız şekillenmeye başlıyor. Bu hücrelere yok olma emrini veren kim? Ve bu yok olma öyle bir zaman da gerçekleşiyor ki, tam da parmakların şekillenmesi gereken zaman diliminde, yani ne öncesinde ne de sonrasında. Bu gerçek bir mucize değil de nedir?

***

Kalu Beladan beri üzerimize yüklenen emaneti sırtlanmak için geldiğimiz bu dünya hayatında yaratılmışlığımızın ardındaki mükemmelliği iyi idrak etmeli ve buna göre kendimizi şekillendirmeliyiz. Bu sırrın arkasındaki ve bu “ol” emrini verenin bizden istediği amacı kendimize gaye edinmeliyiz. Bizi mükemmel bir şekilde var eden Rabbimize şükretmeli, verdiği nimetlere karşı hamd etmeliyiz. Unutursak bu gerçeği birbirimize hatırlatmalı, geçici zevklerin peşine düşmeden gerçek huzurun kaynağını aramalıyız. Neden yaratıldık? Sorusuna cevap aradığımız bu yazımız da hatırlatmadan başka bir şey değildir. Unutan bir varlık olan biz insanoğlunun “unutulmaz” gerçekliğini her daim hatırlatmak adına…

Selam, dua ve muhabbetlerimle…