Neden İhanet Ettin?

Neden İhanet Ettin?

İhanet: (basitçe) Sahip olduğu değerleri heba etmek, tepmek ve onları terk etmek, onlara kötülük yapmaktır. Bu şekilde bir ihanet; Allah'ın ve insanların sevmediği/ sevmeyeceği bir davranıştır. Yani ihmalden, umursamazlıktan ya da onu değersiz görüp başka şeyleri daha çok değerli bularak kendisine emanet edilen şeyi tepmektir.

Ancak ondan daha feci olanı yani ihanetin zirvesi ise; karşı tarafa (düşman tarafına) peşkeş çekmek, düşmanla birlikte hareket etmektir. Hatta bu tip hainler, bunlar; din hainleri, Allah-kitap- peygamber hainleri ve vatan hainleridirler. Ülkesi ve milleti adına yapılabilecek her türlü ihanete imza atabilirler. Hatta bunların daha-daha- daha beteri; vatandaşının elinden ekmeğini alan, onların mallarını yağmalayıp talan eden ve onlara düşmanlarının bile reva görmediği kötülükleri yapan İhanet çeteleridir.

Cenabı Allah'ın gazabını celbeden bu ihanet şebekesini Allah cezasız bırakmayacaktır, ama bu dünyada ama öbür dünyada.

Ben bazen Allah'ın insana/bana verdiği hayal etme, empati yapma, ya da o psikolojik yapıyı düşünebilme yeteneğimle; ölümle yüz yüze gelme olayını içimde yaşarım/yaşamaya çalışırım. Örneğin ben hayalimde uzun süre İsrail’le savaştıktan sonra esir düşüyorum. Beni sorgulayıp, işkence yapıp öldürürlerken; şehadet getirerek, küfrün yüzüne tükürerek, hiç eğilmeden ve geri adım atmadan Şehit oluyorum. (Hayalimde) Ama hiçbir şekilde ihanet çetelerinin, ihanet şebekelerinin yakalanıp ta, hem de kendi vatandaşı (El kasam Tugayları) tarafından sorgulamada: “ Neden hainlik yaptın?.. Ben hayalen de olsa buna cevap veremedim. Zilletin, utancın böylesinin acısını, ağırlığını hain olmayan bir insan hayal dahi edemiyor.

Cenabı Allah Hümeze Suresi’nin 7. ayetinde şöyle bir ifade ile bizlere haber veriyor: “Yüreklerin üstüne tırmanıp çıkan bir ateş...” Normal bir ateş değil. Utanç verici; insanı içten ciğerden yakan bir ateş.

Neden vatanına, milletine ihanet ettin? Sende hiç mi vicdan merhamet kalmadı? Hadi büyükleri düşünmedin, onlara acımadın, beşikteki bebeklere de mi acımadın? İhtiyarlar, ebeler-dedeler, yürümekten aciz hasta ve miskinlere de mi acımadın? Kendi anana, babana, köyüne yakın akrabalarına, çevrene de mi acımadın? Neydi seni bu kadar ihanet içine sürükleyen sebepler? Zaten ihanetin mazereti, bahanesi olmaz da; daha doğrusu ihanetin mazereti kabul edilmez.

Ölseydin, geberseydin; kendini 15-20 katlı apartmanın tepesinden aşağı atsaydın da bu zilleti yaşamasaydın!..

Zan!.. Sanmak-Zannetmek!.. Bu düzen hep böyle gidecek mi zannettin, Ey işbirlikçi hırsız hain, Yaser ebu Şebap; Sana azap gerek azap! Azabın büyüğü ise öbür tarafta. Bulanık suda balık avlamakta kalmaz rafta!..

Yalan da bir ihanettir, ihanette bir ihanettir. Yapar gibi yapmak da bir ihanettir. Riyakarlıkta bir ihanettir, düşmanlarla dost olmakta bir ihanettir. İhanet çetesinin içinde bulunup onlara destek vermek te hainliktir. “Vallahü lâ yühibbül hainîn” “Allah hainleri sevmez.” “Ya eyyühellezine amenüttegullahe ve künu meassadigîn” “Ey iman edenler Allahtan korkun ve sadıklarla beraber olun!”

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Yazarlar Haberleri