Ne İstediğimizin Farkında mıyız?

Süleyman Küçük

Galiba en çok yapıp ettiklerimize veya daha doğrusu yapmak istediklerimize kendi düşüncemizi onaylayacak ve bizi haklı çıkaracak şekilde fetvalar istiyoruz.

Fıkıh mezhebi imamı, müfessir, muhaddis ve zâhid insan İmam Süfyan b. Sa'id es Sevri (Rh.a), döneminde hadis rivayet edenlerin çoğaldığından söz edildiğinde “Denizciler çoğalınca gemi batar” sözünü söyleyerek muhalefetini beyan eden ve bunu sonradan bunu 24 cü Makalatında nakletmiş ve “Siz bu sözü, günümüzde sayıları artan müftüler hakkında da söyleyebilirsiniz” şeklinde sözünü tamamlamıştır.

Süfyan b. Sa'id es Sevri (Rh.a), kendi zamanında ve Mısır'da dinde reform ve yenilik çığlığı atanları kastettiğini anladığımız bu sözünü şimdilerde günümüzde daha iyi anlamak gerekmektedir.

Vahyinin inzaline bizzat şahit olan ve İslam’ı doğrudan Hz. Rasulullah(sav)'den alan sahabe nesli (ra) hataya düşme korkusuyla kendilerine sorulan bir soruya cevap verme işini birbirlerine havale ederler ve fetva vermekten çekinirlermiş.

Sahih Müslim' de rivayet edildiğine göre Ebu'l Minhal, Zeyid b. Erkam (ra)'a sarf akdi konusunda bir şey sormuş ve ondan “Bera b. Azib'e sor” cevabını almış ve ona gittiğinde ise o da “Zeyd'e sor” diyerek geri çevirdiği kaydedilmiştir.

Fetva vermeyi ciddi bir sorumluluk olarak değerlendiren sahabe topluluğu (ra) ile günümüzde modernizm çıkmazı içinde debelenen ve elinde sigara ile sokaklarda dolaşan zamanımızın Müslümanları ile müftülerinin ve şeyhlerinin arasındaki mesafe her geçen gün açılmaktadır.

İmam Hatip okulunu veya İlahiyat Fakültesini bitirmekle kendisini âlim zanneden, haftalık veya aylık düzenledikleri musiki akşamlarında la dini şarkı ve türkü bataklığında yüzen, müzik eşliğinde nargilesini de tüttürerek zevk miktarını katlayan, üstüne üstlük demokratik Laik sistemi içselleştirdiği için düzeni ayakta tutabilmek için ekstra mazeretlerle dolu fetvalar üretenleri görseydi acaba ne derdi?

Merhum M. Zahid el Kevseri (rha) nin bunları görünce galiba ilk olarak söyleyeceği söz, önce Cenabı Allah’a(cc ) sığınmak, sonra da İnşaallah düzelmeleri ümidiyle Rabbimiz(cc) bizleri başta Rasuli Ekrem (sav) olmak üzere Sahabe Efendilerimizin (ra) ahlakıyla ahlaklanmayı ve haddimizi bilmeyi ihsan etsin olurdu.

Çünkü Merhum Hoca Efendi M. Zahid el Kevseri (rha) onay vermek bir tarafa görmek istemediği şeylerin hayata geçirilmeye başlanması üzerine zulme ortak olmak bir tarafa şahit bile olmamak için hicret etmişti.

Şimdilerde bizler ise M. Zahid el Kevseri (rha) nin aksine içki içene günahtır, azabı vardır diye kızıp bağırıyor, ancak içki için imalat ve satış ruhsatı verene Allah(cc) başımızdan eksik etmesin diye dua ediyoruz.

İlahiyat falan bir tarafa imam hatip bile okumamış ancak kendini şeyhülislam zannederek Kumar oynayana Cehennem zebanilerini hatırlattıktan sonra kumar sayılan günah çeşitlerini sayıp döken ancak türlü kumar oyunları icat ederek insanları kumar oynatmaya teşvik eden idareyi eleştirmeyi vatan hainliğine eş tutarak idarecilere dua eden zamane âlimleri var.

Hz. Rasulullah’ın (sav) veda hutbesinde “Faizin her türlüsü ayaklarımın altındadır” dediğini okuduğu veya hocasından defalarca duyarak bildiği halde insanların bankadan kredi çekmelerini kınayan, ancak yöneticilerin faizi teşvik eden uygulamaları söz konusu olduğu zaman idareyi eleştirmek bir yana eleştirilmesine bile rıza göstermeyen biçare ilahiyat profesörlerimiz var.

Buna benzer devletçi geçinen ve toplumu ifsat eden onlarca madde söz konusu edildiğinde Merhum M. Zahid el Kevseri (rha) bir yana Mezhep İmamımız İmamı Azam Ebu Hanife (ra) ın devletlülerin isteklerine karşı çıktığını unutan veya unutturmaya çalışan ve din âlimi geçinen bedbahtlarımız var.

FARKINDA MIYIZ?

İnsanların maddi sıkıntılar içinde olanlarını gördükçe fakirliğe karşı sabretmelerini salık veren ancak sıra özellikle siyasette ya da üst gelir seviyesinde yer alan insanların israfa dönük hatta gayri meşru bile sayılabilecek harcamalarını gördükçe fakirlere karşı söylediği sözleri unutan kürsü sahiplerinin sadece almasınlar, harcama yapmayıversinler mazeretine sığınmaları maalesef müptezellikten başka bir şey değildir.

Hz. Muhammed(sav) ile cennette komşu olmak, dünyada Ebu Cehiller gibi yaşamakla mümkün olmayacaktır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.