Namaza hazırlık bilincimiz-2

Oğuzhan Kara

Alemlerin Rabbi, rahman ve rahim olan, din gününün sahibi, yaratan, yaşatan, yöneten, rızık veren, kendisine kulluk yapılan, rızası gözetilen, kendisinden yardım istenilen ve hesap soran Allah’a hamdolsun. Kıyamete kadar gelecek bütün insanlığa rehber olarak gönderilen Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’e (s.a.v.) salat ve selam olsun.

Hadesten taharetle manevi kirlerden, necasetten taharetle maddî kirlerden arınarak, setrul avretle edebimizi takınarak hazırlandığımız namazımızın diğer hazırlık farzları istikbal-i kıble, vakit ve niyettir.

İstikbal-i Kıble: Namaz kılacak olan kişinin, Allah’ın emri ile Hz. İbrahim (a.s) ve Hz. İsmail (a.s) tarafından yapılan ve Mekke’de bulunan Kabe cihetine yönelmesidir. Kabe cihetini bilmediği halde, hiçbir araştırma yapmadan, azıcık bile olsa kıble yönünde şüphe ederek namaza başlayan kimse, “namaz içerisinde kıbleden emin de olsa” namazını tekrarlamalıdır.

İstikbal-i Kıbledeki ruh, hangi makamda, hangi zamanda, hangi şartta olursak olalım haktan, adaletten, doğruluktan ayrılmadan iyilik ve güzellik peşinde koşmaktır.

İstikbal-i Kıbledeki ruh, hangi ırktan, hangi dilden, hangi memleketten, hangi bölgeden olursa olsun bütün “Müslümanları kardeş” bilmektir. (Hucurat Suresi 10)

İstikbal-i Kıbledeki ruh, dürüst olmaktır, evin, mahallenin, şehrin güvenilen adamı olabilmektir. Özü sözü bir olmak, olduğu gibi görünmek ve göründüğü gibi olmaktır.

“Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz O, yaptıklarınızı hakkıyla görür.” (Hud Suresi 112)

***

Vakit: Müslüman, Kerim Kitabımızın “..namaz müminlere belirli vakitlerde yazılı bir farzdır.” (Nisa Suresi 103) emri gereği her namazını vaktinde kılar.

Günlük yaşamını beş vakit namaza göre planlayan Müslüman meşru mazeret (uyuma, unutma) haricinde namazını kazaya bırakamaz.

Meşguliyetten önce boş vaktin kıymetini bilen Müslüman, “Vaktim yok!” hastalığına kapılmaz. Zamanı yaratanın Allah olduğuna ve beş vakit namazın da Allah’ın emri olduğuna inanan Müslüman, her namazını vaktinde kılar.

Günde beş kez Alemlerin Rabbi olan Allah ile buluşma olan namaza riayet eden Müslüman, insanlarla olan randevusuna da söz verdiği tarihte ve saatinde katılmaya riayet eder.

İyilik ve güzellik için mücahede eden ve bu gayretinde devamlı olan Müslüman, “tehircilik” hastalığına kapılarak namazını terkedemez.

İçerisinde bulunduğu vaktin namazını zamanında kılan Müslüman, diğer namaz vaktini heyecanla bekler. Heyecan, heyecan, heyecan…

En güzel güne sabah namazıyla başlayan Müslüman iki namaz vaktitte arası yaşar: Sabahı kılmıştır; öğleyi bekler, öğleyi kılmıştır; ikindiyi bekler, ikindiyi kılmıştır; akşamı bekler, akşamı kılmıştır; yatsıyı bekler, yatsıyı kılmıştır; sabahı bekler. “Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.” (Hicr Suresi 99)

***

Niyet: Hangi namazı kılacağımızı biliyor olmak ve bunu kalbimizle tasdik edip dilimizle ikrar etmektir. Peygamber Efendimiz (s.a.v. “Kulun kalbi doğru olmadıkça imanı doğru olmaz, dili doğru olmadıkça kalbi doğru olmaz. Komşusu zararlarından emin olmadıkça kişi cennete giremez.” buyurdular.

Dilinin doğruluktan ayrılmamasını isteyen Müslüman, ne için niyet ettiğine dikkat eder. Namazını, “Ne güzel namaz kılıyor.” denilmesi için kılmayan Müslüman, “niyet ettim ayıp olmasın diye namaza” da demez.

Neyi, nerede, ne zaman, nasıl, ne kadar ve niçin yapması gerektiğinin bilincinde olan Müslüman yaptığı işleri el alem için değil, alemlerin Rabbi olan Allah için yapar. “Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir.” (En’am Suresi 162)

Rabbimiz, hepimizi; zamanın kıymetini bilen, istikametten ayırılmayan ve niyeti halis olan kullarından eylesin. Allah’a emanet olunuz.

 

 

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (7)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.