Mısır İntifadası Neyin Başlangıcı?

Sadık Küçükhemek
Mısır halkının intifadası, statükoyu korkuttu. Statüko, Tahrir Meydanı’ndaki halkın intifadasını görür- görmez, “Bu hareket, ezilen, sömürülen halkın diktatöre karşı isyanıdır, bunun içinde İhvan-ı Müslimin yoktur, ” dedi. İslamofobi, statükoyu öyle sarmış ki, bir taş devinse, bunun altında Müslüman cemaatlerin bir katkısının olmadığını söyleyerek taşın devinmesini kendi dünya görüşü çerçevesinde yorumlamaktadır. Mısır halkının intifadasını da böyle yorumladılar. Mısır halkının intifadası, yalnız statükoyu korkutmadı, İsrail’i de korkuttu. Nitekim İsrail, “İhvan-ı Müslimin’in iktidara gelmesi önlenmelidir” dedi. ABD, başta olmak üzere Batı, siyasetin gereği Mısır halkının yanında yer almış görünse de onlar İhvan-ı Müslimin’in iktidara gelmesini istemezler; çünkü istemeleri kendilerini inkâr etmek anlamına gelir, İsrail’i de anlıyoruz, bizim statükoya ne demeli? Mısır halkının intifadası karşısında Batı kadar politik davranamadı. AB: “Mübarek, halkının sesini dinledi” ABD: "Tarihi bir gün” dedi. Demek ki, taklitçilik, insanı kimliksizleştirmekte ve aslını inkâr ettirmektedir.
Peki, Mısır’ın intifadası, ihvan-ı Müslimin’in iktidara yürüyüşünün bir başlangıcı mı, yoksa statükonun dediği gibi mi? Tarihi bir değerlendirme yapacak olursak, ihvan-ı Müslimin iktidara yürüyüşünün bir başlangıcı olduğunu anlarız. Bir müddet küresel güç engelleyebilir; ama eninde sonunda İhvan-ı Müslimin iktidara gelecek ve bu örgütün dünya görüşü bütün Arap ve İslam dünyasını kuşatacak ve tarihin dönüşümü gerçekleşmiş olacaktır.
Evet, Obama’nın dediği gibi, tarihin dönüşümüne şahitlik ediyoruz. Çünkü Batı’nın sunduğu modeller dünyaya bir şey kazandırmadı, durum ortada, tabii idrak edene, görene, hissedene. Batı, inancı ve değerleri gereği işbirlikçileriyle dünyayı soydu; yiyecek ekmeğe muhtaç etti. İşte Mısır’ın durumu ortada, yer altı ve yer üstü kaynakları zengin, her şeyleri var, fakat halk ekmeğe muhtaç. Diktatörün İsviçre banklarında 70 milyar doları var! Mısır, şimdiye kadar ona ve çevresine çalıştı, Ortadoğu ülkelerin ve mazlum gayri mislim ülkelerin durumu da aynıdır.
Allah zaferi insanlar arasında döndürür durur, bazen Müslümanlara verir, bazen gayrimüslimlere verir, bunun sebebini Yüce Rabbimiz şöyle açıklar: “Eğer siz (Uhud’da ) bir acıya uğradınızsa (Bedir’de de)düşmanınız olan) o kavim de benzer bir uğramıştır. O günleri biz, insanlar arasında döndürür dururuz.(zaferi bazen bir topluma bazen öteki topluma nasip ederiz.) ta ki Allah, iman edenleri ortaya çıkarsın ve aranızdan şahitler edinsin. Allah zalimleri sevmez.” (1)
Osmanlı Devleti içten çürüyünce Allah (c.c.) zaferi Batı’ya verdi; fakat Batı, yukarıda ifade ettiğim gibi, yaklaşık iki asırdır dünyanın isteklerine cevap verebilecek bir model sunamadı; Mısır’ın intifadasının sebebi budur; dolayısıyla bu zafer, İhvan-ı Müslimin’in iktidara yürüyüşünün bir başlangıcıdır, bu gerçeği görürsek, sancı fazla sürmez; geçiş kolaylaşır.
Rabbimiz şöyle buyurur: “Andolsun lehv-i mahfuz’dan sonra bütün kitaplarda: “Yeryüzüne iyi kullarım varis olacaktır” diye yazmıştık.” (2).
Bu ayeti kerimeden anlaşıldığı gibi, harbi (3) uzun müddet iktidarda kalamaz, onun iktidarı arızidir, hâkimiyet eninde sonunda Müslümanların eline geçeceği mukadderdir.
Kaynaklar:
1- Al-i İmran:140
2- Enbiya: 105
3- Harbi, İslam devletiyle savaş halinde olan gayrimüslim devletlere denir. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.