Milli Görüş asla ölmez

Milli Görüş öldü, daha dirilmez diyenlere net cevap veren Mehmet Sözer, Milli Görüş asla ölmez, belki üzeri küllenebilir ama külün üzeri alındığında kor gibi bir ateş olarak Milli Görüş kıyamete kadar devam edecektir dedi

HAZIRLAYAN: ALİ ÖZCAN

* Mehmet Sözer kimdir ve Milli Görüş Hareketi’yle ne zaman tanıştı?

1951’de Konya’da doğdum. Milli Selamet Partisi Gençlik Kolları’nda göreve başladım. Daha önceden de, 1973-1974 yılları arasında, Akıncılar Derneği’nde başladım. Daha sonra Milli Selamet Partisi’nde gençlik kollarında uzun yıllar merkez ilçe başkanlığı yaptım.

* Akıncılar Derneği’ni biraz açacak olursak.

Akıncılar Derneği, Milli Selamet Partisi’nin daha doğrusu Milli Görüş’ün gençlik kolları idi. Maneviyatçı gençlik yetiştiren, o dönemde vatanını-milletini seven, mükemmel gençlik yetiştirmişti. Gençliğin uyanmasında, şuurlanmasında, dostu düşmanı tanımasında son derece verimli çalışmaları ve faydası oldu. Bugünkü Milli Görüş’ün üst kadrolarındaki insanların büyük bölümü o dönemde Akıncılar Derneği’nin tezgahından geçmiştir. Akıncılar Derneği’nin tezgahından geçmeyenlerin, o dönemde ilerlemesi çok zordu. Çünkü bilinçlendiriyor, siyasi bilinç veriyordu. Akıncılar Derneği’nde gerçekten çok hayırlı hizmetler yapıldı. Daha sonra 1980 ihtilalinde kapatıldı.

* Devam eden süreçte neler yaşandı?

Zülfikar Gazi Bey’le birlikte Milli Selamet Partisi’nin gençlik kollarında çalıştık. Daha sonra Kozağaç Mahallesi’nde 7 yıl muhtarlık yaptım. Ardından Refah Partisi’nin kuruluşunda bulundum. Abit Kıvrak Bey il başkanımızdı, bizde il yönetiminde çalıştık. İl yönetiminde çalışırken, Konya Büyükşehir Belediyesi üç merkez ilçeye ayrıldı. Ben de Meram ilçesinde oturduğum ve Meram’ı çok iyi bildiğim için, bir grup arkadaşlarımla birlikte Meram teşkilatını kurduk. Meram ilçesinin kurucu üyesiyim. İlçe başkan yardımcılığı yaptım. Tahir Erbil ilk ilçe başkanımızdı, ben teşkilatlanma başkanıydım. Daha sonra uzun yıllar ilçe başkanlığı yaptım. İlçe başkanlığı dönemimde birkaç tane seçim geçirdik. Mesela, Veysel Candan’ın iki kez belediye başkanı olması sırasında ben ilçe başkanıydım. Yüksek oyla seçimleri kazandık, Meram’da Türkiye birinciliğimiz var. Arkadaşlarımızla birlikte çok güzel çalışmalar yaptık. Hep birlikte milletin uyanmasına vesile olduk. Tabi, yalnız yapmadık bunları, bir kadro, bir ekiple, daha doğrusu Milli Görüş kadrolarıyla birlikte yaptık. Biz öndeydik ama isimsiz gerçek kahraman çoktu. Hasan Özdal diye bir amcamız vardı. Çok fakir bir insandı. Vasıtası yoktu, Aymanas’tan çıkar, kendisine bağlı 4-5 mahallesini dolaşır, akşam da toplantıya katılırdı. Yine Sabahattin diye bir arkadaşımız vardı. O da çok fakir ve zor şartlarda bütün mahalleleri yaya dolaşırdı. Karahüyüklü bir arkadaşımız yaya olarak birkaç tane mahalleyi gezip teşkilatlanma çalışmaları yaptıktan sonra yine yaya Zafer meydanında teşkilatımız vardı, oraya gelirdi.
Tabi, konjonktür parti olmadığımızdan, hakkın hakim olması için çalışıyorduk. Doğruyu, güzeli, demokrasiyi, insan hakları ve onurlu bir yaşamı hakim kılmak için verdiğimiz bir mücadeleydi. Dağ-taş Erbakan Hocamla birlikte çalıştık.

* Milli Görüş Hareketini vatandaşa nasıl anlatıyordunuz?

Şok tedavi diye bir söz var ya; bizim de şok fikirlerimiz vardı. Doğru Yol Partisi, günlük politikalarla insanların beynini uyuşturuyordu. Amerikan emperyalizminin güdümünde, vatandaşımızı Amerika’ya kul köle yapmak kaydıyla o şekilde yönlendiriyordu. Solcuyum diyen partiler de Rusya’dan esen rüzgârdan esinlenerek, onun etkisi altında kalarak, onun davulunu çalıyordu. Ama Milli Görüş Hareketi bu toprağın gerçek görüşü olarak ortaya çıkmıştır. Genel Başkanımız Erbakan 1969 yılında Konya’da şok ve alternatif fikirleriyle ortaya çıkmıştır. Bin yıllık tarihimizden süzülüp gelen o uygulamaları da yeni jenerasyona anlatarak yeni bir alternatif ve yolun olduğunu, bu ülkede ekonominin yerli imkanlarla kalkınabileceğini, dış siyasette lider bir ülke olunabileceğini, haklının hakkını alabileceğini ortaya koymuştur. Faizsiz sisteme karşı çıkarak, faizsiz ekonomiyi, rantı değil alın terini ortaya koymuştur. Daha doğrusu bunların tamamına biz ‘Adil Düzen’ diyorduk. Adil Düzen’in adı da Milli Görüş olarak kendini ifade ediyor. Dolayısıyla o günün şartlarında bin yıllık tarihimizi dile getirdik. Fatih’in, Yavuz’un, Alparslan’ın görüşünü dile getirdik, o gün söylendi ve kamuoyu tarafından da benimsendi ve bağrına basıldı. Ve bugün Milli Görüş bu kadar badireler atlatmasına rağmen bu düşüncenin etrafında bu kadar insanın olduğunu görüyoruz.

* Gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Milli Görüş Hareketi vurgun yemiştir, yani içten vurulmuştur. İçerden fethedilmeye çalışılmıştır. Benim bir dostum var, önemli görevlerde bulunan bir arkadaşım. ‘Bir hareket eğer mevcut sömürü sistemine zarar vermiyorsa o hareket desteklenir veya yönü değiştirilir. Eğer onu da beceremezse onu parçalarlar’ diyor. Gerçekten Milli Görüş Hareketi de içeriden bölünmeye çalışılmıştır. Bünye sağlam olduğu için etkilenildi ama hala Milli Görüş’ün partisi Saadet, yine Türkiye’nin en büyük partisi olarak gündemde. Yani seçim olarak değilse de kadrolar ve teşkilatlar açısından Türkiye’nin en büyük partisi olduğunu ifade etmek isterim.

* Milli Görüş, Türkiye’ye ne kazandırdı?

Milli Görüş, öze, kendine dönüşü sağladı. Türkiye’ye Kıbrıs’ı kazandırdı. Bir başbakan, bir cumhurbaşkanı kazandırdı. Bugün Ergenekon’un ortaya çıkmasına vesile oldu. Derin devlet tanıtıldı. Yönetimi mevcut parti yöneticileri değil derin güçlerin yönettiğini ortaya koyuldu. Yani Milli Görüşle milletimiz kendini buldu ve dostunu düşmanını tanır hale geldi.

* O döneme ilişkin hatıralarınızdan birkaçını bizimle paylaşır mısınız?

Erbakan Hocamla çok anılarımız var. Ben daha gençtim ve askere gitmemiştim. 1969 yılında Erbakan Hocamın bağımsız aday olduğunu gazetelerde duyduk. Ve o günden itibaren batı güdümlü gazeteler Erbakan Hoca’nın yolunu kesmek için kampanya düzenlediler. Hocayı kötülemek için, ‘Müslüman göründüğüne bakmayın sosyete bir adamdır’ şeklinde ifadelerle onu yıpratmaya çalıştılar. Elbiselerini gündeme getirdiler. İspanyol pantolon giymek o dönem modaydı. İspanyol pantolon giyiyor diye haber yapılırdı. Tabi biz de Kapu Camii’nin önünde Hocam kırık bir sandalyenin üzerine çıkmış, elini beline koymuş, şu sözleri söylüyordu: “Biz hükümete geldiğimizde şu görmüş olduğunuz ayakkabıyı üçte bir fiyatına alacaksınız. Çünkü bu ayakkabıların üçte biri vergi, üçte biri faiz ve diğeri de gerçek fiyat. Vergiyi, faizi kaldıracağız, bunları kaldırınca otomatik olarak bu ayakkabı üçte bir fiyatına düşecek.”

İkinci önemli hatıram; 29 Şubat Pazar sabahı. 28 Şubat’tan sonra il başkanları Ankara’da toplandık. Bugün Erbakan Hoca gelmez diye düşünüyoruz. 28 Şubatçılar Hoca’yı köşeye sıkıştırmışlar, milletin büyük bir teveccühü var. Yapılan anketlerde, Hoca böyle giderse yüzde 65’e vuruyor. Gelmeyeceğini düşündüğümüz Genel Başkanımız Erbakan sabahleyin aynı saatinde, il başkanları toplantısına katıldı. Biz ne diyecek diye merak ettik. Hocam, ‘Biz çalışmalarımıza devam edeceğiz, Allah’ın izniyle Refah Partisi Türkiye’nin en büyük partisi olacak, paniğe gerek yok’ dedi. Soğukkanlılıkla gayet vakur bir şekilde toplantıya katıldı.

Necip Alkan vardı, Milli Görüş’ün millilerinden; toplantılar onsuz olmaz. Konya’da bütün siyasi partiler tanır. Cuma namazı sonrası toplantı vardı. Necip Alkan, Hocayı otobüsün önüne bindirip şehri gezdireceğini söyledi. Ben de, ‘Necip abi, Erbakan Hocam kış günü rahatsız olur, hocamı bindirmeyelim’ diye onunla tartışıyorum. Ama Necip abi ne yapar eder Hocamı ikna eder. Necip bey yaklaşmadan Hocama yaklaştım ve dedim ki, ‘Hocam, Necip abi sizi otobüsün önüne bindirmek istiyor, onun dediğini yapmayalım.’ ‘Necip mi söyledi onu?’ diye sordu. ‘Evet’ deyince, ‘Necip söylediyse onun bir bildiği var, otobüsün önüne binerim’ dedi.

Ankara’ya il başkanları toplantısına gittiğimizde bizi öyle bir motive ederdi ki, biran önce gitsek de çalışmalara başlasak, birçok insanın kurtuluşuna vesile olsak, Milli Görüş’ün mesajını en uzak noktalara götürsek diye çok çalışırdık. Şimdiki arkadaşlarımız da çalışıyor. Numan Kurtulmuş’u da burada anmak lazım. Erbakan Hocamın başlatmış olduğu bu hareketi Numan Kurtulmuş’un daha ileriye götüreceğine ve tek başına iktidar yapacağına inanıyorum. Numan Kurtulmuş Milli Görüş’ü günümüz anlamına göre yorumlayabilen bir ilim adamı. Toplum tarafından kabul görmüş, Milli Görüş Hareketini tekrar en ileri noktalara kadar götüreceğine inanıyorum. Milli Görüş öldü, daha dirilmez diyenlere de buradan mesaj vermek istiyorum: ‘Milli Görüş asla ölmez, belki üzeri küllenebilir ama külün üzeri alındığında kor gibi bir ateş olarak Milli Görüş kıyamete kadar devam edecektir. Çünkü Milli Görüş’ü biz bu anlamda anlıyoruz. Milli Görüş hakka ve adalete dayanan bir sistem olduğu için adalet er geç tecelli edecektir ve Milli Görüş’ün tekrar iktidar olacağına inanıyorum.’
Milli Görüş Hareketi bir sistemler manzumesidir. Bu sistem devam ettiği sürece –ki devam edecektir- kıyamete kadar Milli Görüş de olacaktır.

* Siz toplumla içiçe olan bir insansınız. Vatandaşın Milli Görüş’e olan güveni devam ediyor mu?

Ben, her kesimle diyalog kurabilen, her insanla sohbet eden ve nabzını tutan bir insanım. Herkes Erbakan Hükümetini, benim de il başkanı olduğum o dönemi, arıyor. İç ve dış borçlar azalmış, bu arada memur maaşı tavana vurmuştu. Köylünün taban fiyatları birkaç misli artmış, ülkede bahar havası yaşanmıştı. Herkes halinden memnun.
Milli Görüş’ün formülü bu, bu formül uygulandıkça bu sistem sonuna kadar devam edecek. 54. Hükümet döneminde dünyanın sayılı ülkeleri hocamla birlikte D-8’i kurdu. 1 milyar nüfusa yakın bu ülkeler hep birlikte hareket edeceklerdi. AB’nin ABD’nin alternatifi… Hepsi Hocamın izindeydi. Yalnız dış güçler tarafından yolu kesildi. Onun öğrencileri onun izinden giden Saadet Partisi’nin yöneticileri de Hocamın bıraktığı yerden hareketi alarak dünyayı değiştirecek.
Milli Görüşçüler hiçbir zaman için ümitsizliğe düşmesin, onlar olduğu müddetçe mutlaka bu ülkede bir ışığın olduğunu herkes bilsin. Milli Görüş Hareketi olduğu sürece de bu ülkede iktidarın onların olacağına inanıyorum. ‘İnsanlara dayanma ölür, ağaca dayanma kırılır. Allaha dayan.’ Biz sisteme dayanıyoruz. Adil Düzeni uygulamak için çalışıyoruz. Milli Görüş Hareketi eninde sonunda hedefine varacaktır. Dün nasıl zirvedeysek yarın da zirvede bulunacağız.
YARIN: VEYSEL CANDAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Röportaj Haberleri