Mart, batak ayı olabilir

Yaşanan siyasi gelişmelerin etkisinin yanında Merkez Bankası'nın kendisini garantiye alarak 1,5 milyar lirayı piyasadan çekmesi ekonomiyi ciddi bir şekilde etkiledi

Son dönemde ısrarla Türk ekonomisinin iyiye gittiği yönünde söylemler üretilmesine karşılık, Türk ekonomisinin sanıldığı kadar iyi olmadığı hatta birçok firmanın iflasın eşiğinde olduğu fikrini savunanlar da var. Ortadoğu ülkelerinde yaşanan karışıklıklar, Türkiye'nin başta Suriye olmak üzere komşularıyla ilişkilerinin gerilmesi, siyasete ve dış ilişkilere dayalı birçok nedenden ötürü Türk ekonomisinin ağır darbeler aldığı, teğet geçen krizin bu defa Türkiye'yi 12'den vurduğu ifade ediliyor.
MART AYINDA BATAKLARA DİKKAT!
Ankara Sanayi Odası Başkanı ortaya bu tutumun tam tersinde bir fikir attı. Türkiye genelinde çok sayıda büyük firmanın iflasın eşiğinde olduğunu söyleyen Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, Mart ayı içerisinde çok sayıda firmanın batak vererek iflas edeceğini söyledi.
İş dünyasının en güçlü odalarında biri olan Ankara Sanayi Odası'nın Başkanı Nurettin Özdebir, önceki gün çarpıcı açıklamalar yaptı. Merkez Bankası'nın piyasayı sıkan yanlış politikaları nedeniyle yakında piyasada seri iflasların yaşanabileceğini ileri süren Nurettin Özdebir, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin bu duruma sessiz kaldığını ifade etti. Mart ayında bu iflas ve kapatmaların gün yüzüne çıkacağını söyleyen Nurettin Özdebir, “Ciddi iflas ve kapatmalar var. Mart ayıyla birlikte bu sayılar iyice patlayacak. Merkez Bankası piyasadaki likiditeyi çekiyor, piyasayı nakitsiz bırakıyor. Faizi indirdi ama munzam karşılıkları artırarak pisayadan 1,5 milyar lira çekti. Sıkıntılar artıyor. Merkez, gereğinden fazla frene basıyor. Yumuşak iniş değil, paraşütsüz atlama oldu. Birilerinin çıkıp konuşması lazım” ifadelerini kullandı.
MERKEZ BANKASI'NDAN HERKES RAHATSIZ
Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir'in bahsettiği sorunun sadece Ankara için değil, tüm Türkiye için geçerli olduğunu dile getiren Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Konya Şube Başkanı Yakup Yıldırım da, Merkez Bankası'nın kendisini garantiye alarak piyasadan para çekmesinden hükümetin dahi rahatsız olduğunu ifade etti. Merkez Bankası'nın para politikaları ile ilgili acilen değişikliğe gitmesi gerektiğini kaydeden Yakup Yıldırım, “Piyasadaki sıkıntının temel nedeni Merkez Bankası'nın piyasayı sıkmasıdır. Bu durumun gerekçesi olarak enflasyonu daha aşağıya çekme düşüncesi gösterilebilir. Enflasyonu yüzde 5 seviyelerinden yüzde 4 seviyelerine çekmeyi düşünüyor olabilirler. Ancak bu durum piyasayı içinden çıkılmaz bir hale getirecekse ki, öyle de oluyor. Bu durumda serbest bırakmak daha mantıklı olacaktır” diye konuştu.
PİYASADA PARA DÖNMÜYOR
Bir tarih vererek firmaların batacağını söylemenin hayra alamet bir durum olmadığına işaret eden Yakup Yıldırım, “Ciddi bir dar boğazdan geçtiğimiz doğrudur. Şimdilerde piyasada para dönmüyor. Evraklar geri geliyor. Fakat bu durum, büyük büyük firmaların batmasına neden olacak mıdır, bu konu tartışmaya açık bir konu. Büyük firmaların batması demek, küçük firmaların da yok olması demektir. Yaşanan bu sıkıntının etkilerinin bu kadar büyük boyutlara ulaşacağını zannetmiyorum” dedi.
Konya'nın imalat sektöründe 80 farklı alanda ihracat yapan önemli bir üs olduğuna dikkat çeken ASKON Konya Şube Başkanı Yakup Yıldırım, mart ayında beklenen bu batakların yaşanmasının en büyük zararı Konya'ya vereceğini söyledi. Türkiye genelinde Konya'nın Türkiye'nin Çin'i olduğu şeklinde bir algı oluştuğunu aktaran Yıldırım, “Konya, sahip olduğu KOBİ gücü ve farklı alanlarda yaptığı üretimi sayesinde Türkiye'nin Çin'i olarak anılır oldu. KOBİ'lerin en çok olduğu il Konya. Özellikle tarım makineleri sanayi, döküm, torna, kundura gibi alanlarda çok güçlüyüz. Bu anlamda böylesi bir tehlike yaşanır da Türkiye genelindeki güçlü firmalar iflas ederse, bu depremin etkileri Konya'da da görülür. Konya'da da lokomotif sektörler büyük darbeler alır ve hatta birçok firma batar” diye konuştu.
Konya ekonomisini uzun süredir etkileyen önemli bir maddenin de Türkiye'nin dış siyasetinde yaşanan gelişmeler paralelinde komşu ülkelerle olan ticari ilişkilerin bozulması olduğunu vurgulayan Yakup Yıldırım, “İran, Irak ve Suriye, Konya sanayisinde en çok ihracat yapılan ülkeler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Bu ülkelerle olan siyasi ilişkilerimizin bozulması, otomatikman ticari ilişkilere de yansıyor. En çok ihracat yaptığımız ülkelere ihracatımız şimdilerde tamamen durma noktasına geldi” dedi.
EKONOMİ KÜRESEL SERMAYENİN ELİNDE
Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM) Konya Şube Başkanı Ahmet Tire ise, yabancı sermayeli bankaların ülkeyi işgal ettiğini, küresel sermayenin 3 yıl boyunca Türkiye'de operasyon yaptığını ifade etti. 50'ye yakın Türk bankasının küresel sermayenin eline geçtiğine işaret eden Ahmet Tire, “Türk sermayeli birkaç banka kaldı. Bankacılık sektörünün yüzde 80'i küresel güçlerin elinde. Bunun sebebi Türkiye'de kâr marjlarının yükselmesi oldu. Çek yasası değişti, herkes çekle çalışıyor. Çekler ödenmediği zaman piyasa tıkanıyar, kilitleniyor. Çeki bozdurmak için ya bankaya gidiyorsunuz, ya da tefeciye bozduruyorsunuz. Yani Türkiye'de ticaret bankaların kontrolüne bırakıldı” diye konuştu. Hükümetin bankacılık politikasının yanlış olduğunu, yapılan yanlışlar neticesinde büyük batakların yaşanacağının konuşulur hale geldiğini anlatan Tire, “Ekonomi küresel sermayenin elinde. Hükümet Avrupa tarzı politikalar izliyor. Bu da çöküntünün nedenlerinden bir tanesi. Bankacılık sistemi her türlü tavize elverişli hale getirildi. Türkiye'de büyük bir ekonomik buhran yaşanıyor. Toplum tüketerek büyüyor, üreterek değil. Bunun patlaması bir yerde illa ki olacak. Türkiye ürettiğinden daha fazla tüketiyor” diyerek sözlerini tamamladı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri