KURANCILIK BİR ALGI OPERASYONUDUR

Süleyman Küçük

Bu ülkenin geçici sürelerle işgal edilse bile sürekli işgal edilemeyeceğini ve insanlarının inançlarındaki bağlılık nedeniyle dışarıdan müdahalelerle asla yıkılamayacağını çeşitli kereler tecrübe eden vatan ve millet düşmanları milleti içeriden çökertmenin en tesirli yolunun inançlara bağlılığın zayıflatılması olduğuna karar verdikten sonra milletimiz üzerinde oynanan oyunlar da şekil değiştirmiştir.

Milletin inançlarına bağlılığını ortadan kaldıramasalar bile en azından zayıflatma yolunu seçenler bu yolun kilometre taşlarını ekonomik hamlelerle başlatmışlar ve ekonomik olarak büyümek ve özgürleşmek isteyen Anadolu insanına bir taraftan türlü ambargolar uygularlarken diğer taraftan da faizli bankacılık sistemi ile her türlü engeli ortaya koymaktan geri durmamışlardır.

Daha dün denecek kadar yakın bir zamanda bırakın banka ile işlem yapmayı mümkün olduğunca bankanın önünden geçmekten geri duran Anadolu insanında ekonomik olarak uyguladıkları baskılar sonucunda gördükleri en ufak bir inanç kırılması üzerine peş peşe hamleler yapan düşmanlar, özellikle askeri müdahaleler sonrasında iş başına getirilen muhafazakâr ve müslüman özelliği ön plana çıkarılmış iktidar mensupları eliyle Anadolu insanının inançları törpülenmiştir.

Bu anlamda bankacılık sitemi görünüşte uysallaştırılarak şiddetle karşı çıkılan faizin adı finansman gideri olarak değiştirilmiş ve sıradan bir işlem haline dönüştürülmüştür.

Ekonomik alandaki kazanımlarını fikir ve inanç alanında devem ettirmek isteyen vatan ve millet düşmanları asırlardır ulaşamadıkları hedeflerinin stratejisini değiştirmişler ve kendilerine geçmişte en büyük engel kabul ettikleri Kur’anı Ezeli ve ebedi olarak değiştiremeyeceklerini gördükleri için bu defa Kur’anı Kerimin hayata uygulanması olan Rasulullahın(sav) sahih sünneti ve hadisi şerifleri üzerinden Müslümanları vurma çalışmaları başlatmışlardır.

Zannedilmesin ki bu çalışma sadece Türkiye’de ve milletimize karşı yürütülmektedir.

Hindistan da Kuraniyyun topluluğu adı altında okul müdürü yapılan kişiler eliyle yürütülen çalışmalar, maalesef Arap yarımadasında devlet eliyle, Afrika ölçeğinde ise Mısır daki Ezher Üniversitesi yönetimi eliyle yapılmaktadır.

Bu düşüncedeki art niyetli kişilerin temel fikri Müslümanların kafalarında İslam Dininde sanki yetki sorunu varmış gibi bir intiba uyandırıp, tam da ayette ifade edildiği gibi Allah(cc) ve Rasûlünün(sav) arasını açmak suretiyle yani Kur’anın açıklaması ve hayata uygulanması olan sahih sünnet ile Kur’an ayetleri arasında bir tenakuz ve uyuşmazlık varmış gibi göstermeye çalışmaktır.

Bir diğer büyük oyunları ise Müslümanların sahih sünnet ve hadisleri Kur’an ayetlerinin sanki alternatifi gibi gördükleri fikrini yaymaya çalışmalarıdır.

Nasıl elde ettikleri meçhul olan tv ve gazeteleri ile Müslümanların beyinlerini yıkayacak kadar ileri giden bu kişilerin ve bu kişilere ekranları ile sayfalarını açan basın yayın organlarının sayılarının son 10 senede artmış olması asla tesadüf değildir.

Tesadüf olmayan bir başka husus, basın yayın organlarına yansıyan son rakamlara göre meal sayısının 250 ye kadar ulaşması ve bu meallerin yaklaşık 200 e yakınının da son 10 senede piyasaya sürülmüş olmasıdır.

Kur’anın ilk muhatabı, ilk okuyucusu, ilk hafızı, ilk öğretmeni, ilk açıklayıcısı ve hükümlerini hayata ilk uygulayıcısı olan Allah(cc) Rasûlünü(sav) tabir caiz ise bir taraftan sağır ve dilsiz bir postacı veya kargo elemanı seviyesinde gören bu zihniyet mensupları diğer taraftan açık, açıklayıcı ve örneklendirilmiş olan Kur’anı kerimi kendileri için hiçbir sınır ve kayıt tanımadan diledikleri gibi tercüme edilecek, hatta tevil edilip yorumlanacak bir kitap olarak görmektedirler.

İslam ilim, kültür ve irfanında 1400 yıldır her türlü imtihandan geçerek günümüze kadar ulaşan sahih sünnet ve hadisleri “Hadislerin tamamı uydurmadır. Onun için hadisleri delil olarak kullanamayız. Bu sebeple Kur’ân bize yeter“ gibi şatafatlı sözlerle Müslümanlar nazarında değersizleştirmeye çalışan bu art niyetli kişiler ile onlara uşaklık yapan tv meddahları kendi sözlerinin sahih olduğuna dair bir delilleri olup olmadığı sorulduğunda kem küm etmekten ve daha kötüsü Mezhep İmamlarına ve Hadis İmamlarına iftiraya kadar işi götürmektedirler.

Daha dün denebilecek kadar yakın bir geçmişte söyledikleri sözler ve yazdıkları yazılarıyla bu günkü söyledikleri ve yazdıkları arasında gece ile gündüz kadar fark olan, dini eğitimini bile herhangi bir yükseköğretim kurumunda tamamlayamamış, kerameti kendinden menkul tv meddahlarının din satıcılıklarının üzerinden yapılan operasyon yani mealcilik aracılığıyla hadisleri itibarsızlaştırma operasyonu, Müslümanlar üzerinde belki de bu güne kadar yapılmış en büyük algı operasyonudur.

Ve İnşâallah bu güne kadarki yapılan her algı operasyonu gibi, bunun da sonu yakındır.

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.