Sorunun cevabı yazının içinde, lütfen yavaş yavaş düşünerek, okuyalım.
Allah (cc) el-İsra (82) buyuruyor yüksek meali;
“Biz Kur'an’da öyle bir şey indiriyoruz ki, O müminler için şifa ve rahmettir. Zalimlerin ise ziyanını artırır.”
Peygamberimiz (sav) “ Kuran okuyunuz, çünkü o, kıyamet günü kendisiyle hemhal olan (ilgilenen, okuyan) lara şefaatçi olacaktır.”
Burada bir ara verip, şu soruyu soralım; Kıyamet koptu, mahşer insanlar dirildi, hesaba çekilecek, binlerce yıl süren bir hesap, mizan sırat, insanlar hep dizüstü çökmüş, hep sıkıntıda, inanların yardıma ihtiyacı var. Sıkıntı o kadar fazla ki Peygamberler bile endişe içindeler. Bu tablo karşısında Kuran-ı Kerim karşımıza çıktı ve diyor ki ; “ Siz endişelenmeyin, sizin için korku ve üzüntü yoktur.” Bu tabloyu tekrar tekrar düşünüp, Kuran-ı Kerim’e, ne kadar çok ihtiyacımız olduğu anlaşılmaktadır.
Kaynaklarımızda şöyle bir olay anlatılır; Bir kişi, sağ ve solunda iki melekle mizana geldi. Melek, nida etti bu adamda alacağı olan var mı? Çocukları geldi Ya Rabbi sen de biliyorsun ki, babam bana Kuran-ı Kerim’i (dinimi ) öğretmedi. Hakkımı al. Peygamberimiz (sav) bu manzarayı hem anlattı, hem ağladı.
Peygamberimiz (sav) “ Kuran-ı en iyi anlayan, onu yaşayanlardır. “ Bizim örnek aldığımız, Peygamberimiz (sav) ve sahabelerdir. Sahabeden Abdullah ibni Mesud (ra) anlatıyor ; “ Bizim zamanımızda, hanımlar eşlerine evden çıkarken, bize helal lokma getir. Bugün Kuran’dan kaç ayet nazil oldu, Peygamberimiz (sav) ne söyledi, ne kadarını ezberledin diye sorarlardı.” Aynı sahabe bir ifadesinde de; “ Bizler Peygamberle sofrada otururken, yediğimiz lokmaların, Allah’ı (cc) zikrettiğini duyardık. “
Şimdi dönelim bizim evlerimize; Evden çıkarken ve gelince, hanımlar ne soruyor hepimizce malum. Şu beş yıldızlı otel defilelerinde, sözde muhafazakar, hepsi güya başörtülü ve pardesülü, eli yüzü boyalı hanımların o otellerde işi ne? Hiç kendimize sorduk mu? O kızlar o hanımlar senin benim, kızı ve torunu. Lafı uzatmadan söyleyelim ve karar verelim. Kadınlarımız ve çocuklarımız bize Allah’ın (cc) emanetidir. Onlardan da sorulacağız.
Peygamberimiz (sav) en zor zamanlarda bile Kuran mektebi olan Dar-ul Erkam’ı kurmuş, Medine Münevvere ’ye teşriflerinde de bir Kuran mektebi olan Ashab-ı Suffe’yi inşa etmişlerdir. Peygamberimizin (sav) bu davranışları bizim için bir örnektir. Açılan Kuran-ı Kerim kursları, binlerce imam ve hatiplerimizin anlatmalarına rağmen, dini hayatta gerilememizin sebeplerini araştırmak gerekir.
Kuranı Kerim sevgisi paslı gönüllere, bereketli nisan yağmurları gibi yağmadıkça, Muhammedi bir mevsimin güzelliğine kavuşamayız.
Acele etmeyin, biraz düşünün, sonra karar verin. İnsan herkesi aldatır ama vicdanını aldatamaz. Hepimiz, şu soruyu kendimize sormamız lazım, Bu halimizle Allah (cc), Peygamber (sav) ve Kuran-ı Kerim bizden memnun mu değil mi. İşte böyle günahkâr bir toplum, tövbe-i Nasuh ile tövbe ettiği zaman Kuran-ı Azimüşşan, kabirde ve mahşerde karşımıza çıkacak bize şefaat edecek ümidindeyiz.
Ne mutlu bu şefaate nail olanlara.
Hoşça kalın. Allah’a (cc) emanet olun.