"Kopuk" gibi yaşıyoruz...!

Kerem İşkan

Hoca, Cuma namazında içki içenleri fena azarlıyordu; "Paranızı sokağa atıyorsunuz! Kazanan kim? Meyhaneci...”

***
“En büyük dükkan kimin? Meyhanecinin...En güzel ev kimin? Meyhanecinin... Ya en güzel araba? Meyhanecinin…! Bu paraları veren kim? Ha sizin gibi kafasızlar..."

***
Aradan iki hafta geçer, bir adam koşarak hocanın yanına gelir ve ellerine sarılıp öperek; "Allah razı olsun hocam, senin verdiğin içki vaazı sayesinde hayatım kurtuldu…"
***
Hoca hem gururlu hem memnun, ellerine sarılan adamı gözüyle cemaate işaret ederek sorar; -"Aferin evladım, içkiyi bırakmanın mükafatlarını ahrette de göreceksin inşallah..." der.

***

Adam heyecanla hocayı düzeltir; "İçkiyi bırakmadım hocam, meyhane açtım…”

***

Niye anlattık şimdi bu fıkrayı… Algılarımız, dünya görüşümüz, hassasiyetlerimiz ve kırmızı çizgilerimiz öyle hızlı evriliyor ki…Hocayı tersten dinleyip köşeyi dönen, “kopuk” gibi yaşıyoruz…

***

Menfaatlere göre dünya görüşü ve inançları değişen belki de dünyanın en tüccar milletiyiz… Kim daha çok pozisyon sunarsa kitle halinde ona doğru dönen…

***

Dönerken kıblesine bile sırt çeviren bir zihniyeti ayakta tutuyoruz… Her şeyi bilen ama hiçbir şey bilmiyormuş gibi salağa yatan, ikna edilmeye açık gibi duran(!) ancak fikrini midesine sabitlemiş yürek fukarası günler yaşıyoruz…

***

Medeni olma iddiasında, bedevileştik… Kopuk gibi yaşıyoruz…

***

Gerçeklere, ilahi sese kulakları tıkayıp, menfaatlerimizin sırtını okşayan bezirganların elinde fethe çıktığımız gönüllerde barbarca katliamlar yapıyoruz şimdi…

***

Fetih iddiasıyla kapılarını araladığımız gönüllerde şimdi, kardeşliği öldürüyoruz…Gözleri bağlı adaletin ellerini kesiyoruz… Kısası öldürüyoruz… Particiliği, kabilecilik bilincine indirerek, bizden olmayanı öteleyip, ocağına incir ağaçları dikerken, bizden olan ahlaksızı bile kutsamaktan geri durmuyoruz…

***

Meydanlarda bir fikre, bir ırka, bir inanca sempati(!) gösterirken, kapalı kapılar ardında o inancı, fikri, ırkı nasıl alt ederiz, nasıl katlederiz hesabını yapıyoruz…

***

İslamın yasakladığı, men ettiği, red ettiği ne varsa yüksek sesle söyleyip, sosyal medyada müftü edasıyla paylaştıktan sonra tam tersini kalbimize kıble yapıyoruz… Velhasıl kelam ; “Kopuk” gibi yaşıyoruz…