Konyaspor ve toplantı

Recep Çınar
Konyaspor’un bugünkü gerçeklerinden haberi olan veya olmayan insan sayısını bilmek çok güç. Konyaspor, bir sevda mıdır, bir silah mıdır, bir güç müdür, bir hastalık mıdır, iktidar gücü müdür, muhalefet kaderi midir? Öncelikle bu şehrin kanaat önderleri Konyaspor’la ilgili düşüncelerini net bir şekilde ortaya koymalılar.
Konyaspor bu şehrin sırtında “kambur” mu, yoksa şehrin dünyaya açılan penceresi ya da önemli bir markası mı?
Önce bu konuya bir açıklık getirilmelidir. Konyaspor’a “cüzamlı” muamelesi yapanların çoğunlukta olduğu bu şehirde, Konyaspor’u kendi çocuğu gibi görenlerin sayısının bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az olması ise son derece düşündürücü ve üzüntücü vericidir.
Konyamız dün Süper Lig’deydi, bugün ise maalesef Bank Asya’da. Dolayısıyla Bank Asya’da olan sadece şehrin takımı değil, bizatihi bu şehrin kendisidir.
Konya’nın zenginliklerinden ince bir şehirsel mensubiyet üretemeyenler, Konyasporlu olmayı Konyalılık bilinci üzerinden düşünmeyenler, Konyalı olmanın Konyasporlu olmayı gerektirdiğini yüreğinden hissetmeyenler, Konyaspor’un bugünlere gelmesinde de pay sahibi olmuşlardır.
“Yıkıldığı yere kadar” felsefesi bu şehri ve bu şehrin takımı Konyaspor’u maalesef hiç de hak etmediği Bank Asya’ya düşürmüştür.
Konyaspor’da en başta gelen neden, yanlış yönetimler ve yanlış yönetim politikalarıdır. Ama en önemlisi ise doğru olmayan liderler ve liderliktir.
Konyaspor için şu an geçen zaman, çok ama çok önemli. Konyaspor’un kaderi kendi haline bırakılamaz. Konyaspor’un acil olarak yapılması gereken birçok işi var. Gerek kendi içinde yapılması gereken, gerekse dışarıda yapılması gereken.
Konyaspor bugünkü duruşu itibarı ile çok net bir görüntü vermiyor. Dimdik durması gerekirken, ayakta zor duran bir Konyaspor belli ki, maddi olarak tıkanmış durumda. Şehri yönetenler öncelikle bu sorunu çözmeliler.  
Daha sonra ise gücünü şehrin dinamikleri ile şehrin dinamizmi ve potansiyelinden alacak başkan ve yönetimin nöbeti devralması bir elzemdir. Şehrin nimetlerini, şehrin potansiyelini akılcı, etkili ve yapabileceği projelerle hayata geçirecek başkan ve yönetiminin de sonuna kadar arkasında durulmalı, gerektiğinde bu şehrin kanaat önderleri olarak kendilerinden hesap sorulmalıdır. Ama, hesap sorabilmek için de, hem maddi hem de manevi bir sorumluluk alınmalıdır. “Hele bir yönetim oluşsun” ya da “göç yolda düzülür” mantığının çok doğru bir mantık olmadığını düşünüyorum. Sorunların zaman içinde değil, bugün çözülmesi bence en doğru olanıdır.
***
Pazartesi günü Vali Osman Aydın Başkanlığında Vilayet’te yapılan toplantıya TSYD Konya Şube Başkanı olarak ben de katıldım. O toplantıda şunu net bir şekilde anladım ki, Konyaspor’u yürekten seven, candan destek olmak isteyen, kulübün geleceğine dair de projeler üreten kanaat önderleri ne acıdır ki, bir elin parmakları kadardı.
O toplantıda bulunmak, her şeyi yazacağım anlamına da gelmemeli. Ancak, yukarıda belirttiğim gibi, Konyaspor için elini taşın altına seve seve sokmak isteyenlerin yanı sıra “bizim burada ne işimiz var” diyenler de yok değildi. Anladım ki, Konyaspor bu insanlara sıkıntı veriyor. Büyük bir ihtimalle de bu kişiler Konyaspor’un tedavülden  kalkması için de dua ediyorlardır.
Ne kadar acı değil mi?
Konya Ticaret Odası Başkanı Hüseyin Üzülmez mi sordunuz. Üzülmemek için bulunmak istememiş bu önemli toplantıda.
Konyaspor düşmüş “üzülmez”, Konyaspor ayağa kalkmış “sevinmez” ama şehrin nimetlerinden de en iyi o yararlanır. Garip bir adem oğlu.
Dediler ki, “Konya dışında”
Konya’da oldu da ne oldu?
Neyse…
PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk ve İl Genel Meclisi Başkanı Ali Selvi bu toplantının on numara isimleriydi. Tahir Büyükhelvacıgil’de bu konuda samimi olduğunu ortaya koydu.
Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek için Konyaspor konusunda “samimi değil” dersem çarpılırım. Çabalaması, çare araması, çareler üretmesi Akyürek’in canının çok yandığını gösteriyor. İlçe Belediye Başkanları ise onlar da bu işin bir ucundan tutmaya mecburlar.
Sonuca gelirsek, vilayetteki toplantı, beni gelecek adına çok sarıp sarmalamadı açıkçası. Toplantıya katılmak için katılmış olanların sayısı yüksek olunca “yarınlar adına beni endişelendirdi” dersem, o toplantıya katılanlar da dahil, kimse bunu abartı olarak düşünemez.