Konyaspor takım oluyor

Recep Çınar
Bir futbol kültürü var Hüsnü Özkara’nın. Teknik adamlığa soyunduğundan beri… Hatırı sayılacak derecede futbol bilginidir kendisi… Her ne kadar Karadenizli de olsa, hemşerisi gibi “inat” değildir…
Hüsnü hocayı severim…
Kendisi de bilir…
Ama, Konyaspor’u daha çok sevmeme de saygı duyar… 
Şehrin takımının zor, bir o kadar sıkıntılı bir süreçten geçtiğini inkar edemeyiz… Yönetiminde aynı dertten muzdarip olduğu gerçeği karşımızda ayın 15’i gibi dururken üstelik…
Meselemiz bu değil elbette…
Ekonomik tranva sadece birşey…  Ama, çokşey değil… Bir şekilde çözülür ve çözülmeli de…  Büyüklerimizin konuşmaları bu doğrultuda… Konyaspor’da ekonomik kriz madalyonun sadece bir yüzü… Madalyonun bir diğer yüzü ise sonuçla ve hedefle ilişkili… Konyaspor Bank Asya’ya geldikten sonra hatırı sayılır derecede oyuncu kaybetti… Sadece oyuncu kaybetmekle kalmadı,  Türk futbolundaki “itibar”ını da “zayi” etti… Şehrin takımı,  hem itibarını hem de kaybettiği süper ligi ele geçirmenin çabasını veriyor bugün… Bunlar bir çırpıda gelir mi, zaman gösterecek elbet…
Lafı eveleyip gevelemenin anlamı yok… Konyaspor futbol olarak, mücadele olarak, her geçen gün üstüne koyarken ve sahada daha takım gibi dururken, Hüsnü hoca bazı oyuncularının  ayağına kurşun sıkmasına izin vermemeli…
Örneğin Ferdi Başoda…
Adamını kovalasa ne kulübedekiler ne de tribündeki bizler, davul gibi gerilmeyecektik…  Hafife alınacak bir durum değil Ferdi Başoda’nın rakibini seyretmesi ve konuk takımın o golü…
Tutmuyor maya…
Maya tutmuyorsa da ısrarcı olmak anlamını yitiriyor, yüreklerimizi acıtıyor, ne biliyim işte hem hocanın hem bizim, daha çokta Konyaspor camiasının psikolojisini bozuyor… Ben de istiyorum ki, psikolojilerimiz bozulmasın…
Çok şey mi istiyorum acaba?
***
Maçla ilgili düşüncelerim mi?
Topa daha çok sahip olma yüzdesi yüksek bir takım olmayı amaçlamış tanıdığımız Kemal Kılıç…  Konyaspor’un pozisyonuna göre sistemle de oynadı Buca’nın hocası… Bunları ikinci yarıda yaptı… 
Başarılı da oldu…
İnkar etmek yok…
Attıkları iki gole bakarsanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız… Bu golleri Bucaspor mu attı? diye sorarsanız, bu sorunun cevabı kesinlikle hayırdır… 5-0 bitecek maçı 2-0’a bağlamaya çalışan futbolcu zihniyetinin umursamaz tavırlarıdır skorun 2-2 olması… Ve Hüsnü Hoca’nın güvendiği dağlara kar yağmasıdır…
Başka birşey değil…
Konyaspor kötü mü mücadele etti, kötü mü oynadı?  Bu sorunun cevabı da hayırdır kesinlikle… Oyunun neredeyse tamamında hem iyi oyunu hem de iyi mücadeleyi gördük… Oynanan oyundan sadece futbolcular değil, maçı izleyen bütün gözler keyif aldı… Ama, keyfimizin kaçtığı anlar da olmadı değil…
Maçın skoru bir tarafa güzel olanı şuydu…  Heyecanı, temposu, adrenali ve Erdal’ın müthiş golü… Bir futbol seyircisinin istediği her şey vardı Konyaspor-Bucaspor maçında… Hele de işin sonunda kazanılan 3 puan kaymaklı kadayıf gibi bir şey oldu… Taktir gösterilmesi gereken bir durum sözünü ettiğim…
Yukarıda da söylediğim gibi sahada  “dört başı mamur” olmasa bile takım gibi durmaya başladı Hüsnü Özkaralı Konyaspor… Konyaspor’un emeğe, Hüsnü Özkara’nın güvene, taraftarların sabıra, futbolcuların da zamana ihtiyacı var… Zincirin halkalarından birinde kopma olursa, “alın atınızı seveyim tımarınızı” durumu olur…
Konyaspor’da eksikte yok değildi..
Özellikle orta sahadaki Yusuf, Vahit ve Mehmet Ayaz kurgusu… Yusuf  koşuyor… Vahit belirle bir alanda iyi işler yapmaya çalışıyor… Mehmet Ayaz ne yapıyor biliyorsam namerdim…
Evet, birbirleri ile uyum içinde olmayan Mehmet, Yusuf ve Vahit Konyaspor takımının yumuşak karnı… Bu bölgede ve savunmada yürekleri ağızlara getiren basit top kayıplarına bir bedel ödenmedi ise bunun nedeni Bucasporlu oyuncuların beceriksizliğiydi…  2-2’de kaçırdıkları pozisyonu hatırlayın… Konyaspor’un şanslı, konuk takımın beceriksiz olduğu pozisyonu…
Neyse…
Her şey bir yana, takım olma yolunda dev adımlar atılıyor Konyaspor’da… Bu maçın  skordan sonra sevindirici en önemli olayı da bence bu…
Söylemezsem içime kurt girer… Eser ve Poljac takımdan bir adım öndeydiler… Özellikle Poljac’ın adam eksiltmeleri ile Eser’in doğru koşularının kazanılan 3 puanda büyük payı vardı…