Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Çocuk Mide, Bağırsak, Karaciğer Hastalıkları ve Beslenme Uzmanı-Glutensiz Yaşam Derneği Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Meltem Gümüş, çölyak hastalığıyla ilgili Merhaba Gazetesi’ne konuştu. Hastalığın Dünya’da görülme sıklığı %1-%0.3 iken, bu oranın Konya’da daha yüksek oranda olduğunu ifade eden Doç. Dr. Meltem Gümüş, hastalığın teşhisinin nasıl konulduğunu, tedavi süreçlerinin ne olduğunu anlattı.
GENETİK YATKINLIĞIN OLMASI GEREKİR!
“Gluten Sensitif Enteropati, sık bilinen ismiyle çölyak hastalığı son zamanlarda adını çokça duyduğumuz bir hastalık. Ne mutlu ki tanısını kan testleri ve endoskopik yöntemle kolayca koyuyoruz” diyen Doç. Dr. Meltem Gümüş, bu hastalığın, her yaş grubunda bulunabileceğine dikkat çekti. Ek gıdaya geçen bebeklerde gluten içeren besinlerin beslenmeye eklenmesi sonrası ortaya çıkabildiği gibi, 70’li, 80’li yaşlarda da görülebildiğini dile getiren Gümüş, “Çölyak hastalığı, her gluten içeren ürünü yiyen kişide ortaya çıkmaz. Kişinin mutlaka Genetik bir yatkınlığının olması gerekir. Genlerimizde hastalığı oluşturabilecek birtakım bozukluklar varlığında gluten içeren maddeler, bağırsağımızda bir çeşit savaşa sebebiyet verir” dedi.
KONYA’DA GÖRÜLME SIKLIĞI DAHA FAZLA
Glutensiz beslenme tarzının son zamanlarda moda olduğuna vurgu yapan Gümüş, birçok kişinin bu diyetleri yaptığını ancak çölyak hastalığı teşhisi dışında glutensiz diyet önerilmediğini söyledi. Doç. Dr. Meltem Gümüş, “Çölyak, az önce de ifade ettiğim gibi genetik yatkınlığı olan kişilerde ortaya çıkan bir hastalık. Dünyada çölyak hastalığı sıklığı yüzde 1 iken Konya’da yapılan çalışmalar eşliğinde bu oranın yüzde 1-2 arasında olduğunu görüyoruz. Neolitik dönemden beri Çatalhöyük ve Konya tahıl ambarı olarak bilinmektedir. Böyle olunca Konya’da çölyak hastalığı sıklığı biraz daha fazla” şeklinde konuştu.
BOYU KISA ÇOCUKLARA DİKKAT!
Sıklıkla karın ağrısı, beslenme sonrası karında şişlik ve ishalin çölyak hastalığında en klasik şikayetler arasında yer aldığını belirten Doç. Dr. Gümüş, daha sonra şunları kaydetti: “Bu şikayetleri olanlar, erken yaşta tanı alıyorlar. Çünkü çocukluk çağında şikayetler varlığında aileler hızlıca doktora başvuruyor. Yapılan testlerin neticesinde tanı konuluyor. Bir de daha sinsi ve fark edilmeyen atipik şikayetler var. Bunlar arasında kabızlık, kansızlık, vitamin eksiklikleri, kilo alamama, boy kısalığı, cilt bulguları, diş bulguları vs var. Boyu kısa bir çocuk başka bir şikayeti olmasa bile çölyak hastası çıkabilmekte. Tedavi gördükten sonra nihai boylarına ulaşabilmekteler. Kısırlık tedavisi alan bireylerde, ileri kemik erimesi olanlarda altta yatan neden olarak çölyak hastalığı bulunabilir. Tip 1 diabet veya Down Sendromu gibi genetik başka hastalığı bulunan çocuklarımızda da çölyak hastalığı görülme sıklığı daha fazladır” Çölyak hastalığında etkin olduğu bilinen tek tedavi, glutenin ömür boyu diyetten çıkarılmasıdır.
GLUTEN VÜCUDA GİRMEDİĞİNDE BAĞIRSAK 3-6 AY ARASINDA TOPARLIYOR
Farklı şikayetlerle hastane gelenlere çeşitli kan testlerinin yapıldığının altını çizen Selçuk
Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Çocuk Mide, Bağırsak, Karaciğer Hastalıkları ve Beslenme Uzmanı-Glutensiz Yaşam Derneği Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Meltem Gümüş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu testlerde pozitiflik varsa, Çocuk Gastroenterolojisi bölümüne başvurmalarını önerdi. Kesin ve mutlak tanı için endoskopi- histopatoloji yapıyoruz. Ne mutlu ki artık Endoskopi işlemi ailelerimizi ürkütmüyor. Çocuklarımızın yaşlarına göre küçük cihazlarımız mevcut. Sedasyon altında yavrularımız yapılan endoskopi işlemini hatırlamıyor ve canları kesinlikle yanmıyor.” “Bir kişiye çölyak hastalığı tanısı konulunca, kişi ömür boyu bu ismi taşıyor. Bu nedenle hekimler olarak her aşamada çok özenli davranıyor, doğru ve %100 tanı için özel çaba sarf ediyoruz. Günümüzde pek çok hastalığın mutlak tedavisi yokken; çölyak hastalığının tedavisi mevcut. Sorunlu protein glutenin vücuda girmemesi gerekir. Gluten vücuda alınmadığında bağırsak 3-6 ay arasında hızlıca kendini toparlıyor. Sonra hiçbir sıkıntı yaşamamış gibi sağlıklı bir şekilde hayatınızı sürdürüyorsunuz. çölyak hastalığı tanısını almış kişi hiçbir zaman gluten tüketmemeli. Toplu iğne başı kadar bile gluten bağırsakta ki hasarı geri başlatabiliyor. Glutensiz diyet programına uyan bir kişiyi artık hasta olarak nitelendirmiyoruz. Ancak gluten yine alınırsa bağırsaktaki savaş geri başlıyor. Tedavi başa sarıyor. Yeniden aynı yolculuk başlıyor. ‘Diyeti yapmayalım, ne olacak’ düşüncesi doğru değil. Bazı hastalar bunu yapmak istiyor ancak doğru değil. Tanı konulduktan sonra diyeti yapmamız gerekir.”
BİLİM DIŞI KAYNAKLARA KULAK VERMEYİN
6 yıl önce Glutensiz Yaşam Derneği’ni kurduklarını hatırlatan Doç. Dr. Gümüş, en büyük amaçlarının hastalığı tüm halka tanıtabilmek olduğunu kaydetti. Televizyon programlarına çıktıklarını, gazetelere konu olduklarını, okullarda ve restoranlarda sempozyumlar verdiklerini konuşmasına ekleyen Gümüş, “Bu hastalığa sahip olan çocukların zorbalığa maruz kalmasını istemiyoruz. Arkadaşları bilinçlensin, bunun bir hastalık olduğunu bilsinler diye eğitimler veriyoruz. Restoranlara, aşçılara, garsonlara ulaştık. Sosyal medya aracılığıyla bilgilendirmeler yaptık. Bu vesileyle yeni tanılı hastalar birbirine ulaşıyor ve tecrübelerini paylaşıyor. Hastalık farkındalığı arttıkça her şey daha da yolunda olacak. Ürünler ne yazık ki pahalı. Devletimiz bu tanıyı alanlara aylık bir destek para yatırıyor. Ne mutlu ki Türk anneleri çok becerikli. Çocuklarını asla mağdur etmiyorlar. Hastalık var evet ama şanslıyız. Bugün düne göre imkânlar daha fazla. Bu hastalıkla mücadelenin tek yolu diyet. Bilim dışı kaynaklara kulak vermemek gerekiyor” diye konuştu.
HEM UCUZ HEM LEZZETLİ! DOLGU MALZEMESİ GLUTENE ALDANMAYIN
Çocuğuna veya yakınına çölyak hastalığı tanısı konulan ailelerin ümitsizliğe kapılmaması gerektiğinin en doğru yöntem olacağını söyleyen Gümüş, eski günlere kıyasla glutensiz beslenmenin o kadar da zor olmadığını belirtti. Pek çok ürün bugün marketlerde satıldığını, ürünlere erişimin kolaylaştığını aktaran Doç. Dr. Meltem Gümüş, şu cümlelerle konuşmasını noktaladı: “Konya Karatay Belediyesi Çölyak hastalarına özel ürün üretiyor. Her üründe ‘GLUTENSİZ’ ibaresi bulunmamakta. Hasta ve hasta yakınlarının iyi bir etiket okuyucu olması gerekir. Gluten sadece arpa, buğday ve çavdarda var. Ancak ucuz dolgu maddesi olduğu için hazır salçalarda, reçelde, hazır yoğurt, peynir, sucuk, salam, sosiste dolgu maddesi olarak bulunabiliyor. Dondurmalarda, şekerlerde, çikolatalarda gluten olabiliyor. Kuruyemişleri çıtır ve biraz daha lezzetli olsun diye hafif unla kavrulabiliyor. Mısır cipslerinde gluten bulunabiliyor. Gluten hem ucuz hem de lezzetli olduğu için her şeye dolgu olarak kullanılabiliyor.”