Konya kültür ve tarihinin hazinesi isimler, bir bir hayatını kaybediyor.
Konya'nın en eski fotoğraf stüdyolarından Foto Ar'ın sahibi Ali Rıza Ceylan 89 yaşında hayatını kaybetti. Ceylan’ın cenazesi, kılınan cenaze namazının ardından Musalla Mezarlığı'nda dualarla toprağa verildi. Cenaze merasimine; Ceylan ailesinin akrabaları, yakınları, sevenleri, dostları ve çok sayıda kişi katıldı. Foto Ar Kayalıpark'taki Postane'nin arkasındaki Türk Hava Kurumu Pasajı içinde yer alıyordu.
EN SON RÖPORTAJINI MERHABA’YA VERMİŞTİ
Merhum Ali Rıza Ceylan, son röportajını Merhaba Gazetesi’ne vermişti. Ceylan, fotoğrafçılığa nasıl başladığını gazetemize anlatmıştı. Ceylan, ilk olarak Abdullah Ekdem’in çırağı olarak başlamıştı fotoğrafçılığa. Stadyum ve sinemalarda uzun yıllar su ve gazoz satan, ardından amcasının yanında demirci çırağı olarak çalışan ve daha sonra Göksu’ya hat çeken şantiyede işçi olan Ali Rıza Ceylan, aldığı ikinci el fotoğraf makinesi ile asıl tutkusunu fark ettiğini belirtmişti.
LİDERLERİN FOTOĞRAF ÇEKİMİ MERHUM CEYLAN’A AİTTİ
Ceylan, röportajda şunları dile getirmişti: “Ben bu işi parası için yapmıyorum ki. Sevdiğim için yapıyorum fotoğrafçılığı. Mitinglerde ve toplantılarda da fotoğraf çekimleri yapıyorum. Liderler gelirdi Konya’ya programlar için. Fotoğraf çekimlerini ben yapardım. Turgut Özal’ın, Süleyman Demirel’in, Necmettin Erbakan’ın programlarını takip ederdim. Özellikle Erbakan Hoca Konya’ya geldiğinde ben giderdim fotoğrafçı olarak. Ankara’da toplantı olurdu Konya’dan beni de götürürlerdi. Seçim zamanı ilçe ilçe gezerdik adaylar çalışma yapardı ben de fotoğraf çekerdim. Bir gün Erbakan Hoca geldi Konya’ya miting için. Karşılamaya gittik. Benim o zamanlar üstü açılan Volkswagen aracım vardı. Belediyeden Mevlana’ya kadar benim arabayla gitmiştik. O halkı selamlarken ben de yanında fotoğrafını çekmiştim.”
‘GÜNAH’ DİYEREK BİR DÖNEM FOTOĞRAFÇLIĞI BIRAKMIŞTI
Fotoğrafçılığı bir dönem ‘günah’ diyerek bırakan ve sonradan tekrar bu işe dönen Ceylan, ayrıca şunları belirtmişti: “Bir gün camiden dükkâna geldim. Birlikte saf tuttuğumuz bir adam da arkamdan dükkâna kadar gelmiş. Dükkâna gelince bana şöyle söylemeye başladı: ‘Delikanlı, camide ne güzel yanımdaydın. Namazını kılıyorsun Allah kabul etsin. Fakat yaptığın iş sakıncalı. Gel şu fotoğrafçılığı bırak. Günahtır.’ İşittiğim bu sözler karşısında şaşırmıştım. Dini bilgim az çok vardı fakat yaptığım işe günah denmesi beni endişelendirmişti. Bunun üzerine bu işi bırakmaya karar verdim. Ne yapayım diye düşünürken Yeni Konya Gazetesi’nin matbaasında çalışan iki arkadaşım vardı. Konya’da toptan kâğıt işi yapan kimse yok gel kâğıt işine gir dediler. İki gün içinde karar verip kâğıtçılık yapmaya başladım. Toptan kâğıt alıp satmaya başladım. Bir gün kâğıt sattığım bir yere paramı istemek için gittim. Niye geldin dediler. Dedim kâğıdın parasını istiyorum. Adam küfür etti para yok sana dedi. Koca adam kovdu beni yanından. O gün dedim ben bu işi yapamayacağım. Netice olarak kâğıtçılığı da bıraktım. Aslında tekrar fotoğrafçılığa dönmeyi hiç düşünmüyordum. Bir gün Tahir Hocamın yanına gittim. Tahir Büyükkörükçü ile iyi tanışırdık. Dedim ki hocam, ben günah diye fotoğrafçılığı bıraktım. Kâğıt işine girdim yapamadım. Bana bir yol göster. Rahmetli Tahir hocam, sana fotoğrafçılık günah diye kim laf söyledi diyerek azarladı beni. Pasaporta fotoğraf lazım, kimliğe fotoğraf lazım millet nasıl yapacak bu işi dedi. Belden aşağı hitap etmedikçe yaptığın iş mubahtır dedi ve gönderdi beni. Ben de tekrar fotoğrafçılığa başladım.”
Merhabahaber olarak merhum Ceylan’a Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileriz.