Kitapları sevme sanatı ve grinin monoton olmayan tonları

Samet Sözgen

Sanırım iki tür insanla tanıştım, biri kitapları seven, diğeri ise günlük okuma alışkanlıkları Instagram başlıkları ve whatsapp mesajlarına odaklanan ve dizi ya da film izlemeden duramayan insanlar. Sanırım arada bir yerde duruyorum.

**

Sadece siyah veya beyaz olamaz, arada her zaman bir gri vardır. Doğruyu söylemek gerekirse, okumaya daha meyilliyim, bu da beni daha açık bir gri yapıyor.

**

Kitap okumaya başlar başlamaz bunun film izlemekten ne kadar farklı olduğunu anladım.

**

Aklımın bir oraya bir buraya dolaştığı zamanlar oldu, hayatın olumsuzlukları şöyle dursun, kafamı meşgul edecek özel bir şeyim bile yoktu.

**

Dört gözle bekleyecek hiçbir şeyin olmaması, iç huzurunu bozar.  Bir noktada ne kadar zor görünse de, kesinlikle sonunu buldu.

**

Zihni dağıtmak, rahatlatmak, zihinsel sağlığınıza dikkat etmek ve kendinizle kaliteli zaman geçirmek zor bir iş gibi görünmüyor. Kendinizi okumaya şımartın ve tahmin edin ne oldu? hikayeyi karakterlerle birlikte yaşarken kendinizi tamamen büyülenmiş buluyorsunuz.

**

Bu gerçekten bir stres atıcıdır, dikkatinizi günün daha iyi bir bölümünde tutar ve bu iyi bir okumanın gücüdür.

**

Eğlence veya bilgi kapsamını ekranı izlemekle sınırlamak aklın hakkını vermiyor, ancak bu ikisinden hangisine daha çok kapılacağımıza bağlı? Böylece kanıtlanmış, mükemmellik sadece siyah veya beyazda yatmıyor, önemli olan grinin karmaşık tonları.