Kaset

Sadık Küçükhemek
CHP eski lideri Deniz Baykal’ın, CHP Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ile uygunsuz görüntüler içeren kasetinin yayınlanmasının ardından; MHP Genel Başkan Yardımcıları Metin Çobanoğlu’nun ve Recai Yıldırım’ın bazı kadın ve kızlarla uygunsuz görüntüler içeren kasetleri yayınlandı. Bunun üzerine Deniz Baykal genel başkanlıktan istifa etti; adı geçen MHP milletvekilleri adaylıktan çekildiler ve görevlerinden istifa ettiler. 18 Mayıs’ta MHP’li altı milletvekili üst düzey görevlileri hakkında yeni uygunsuz kasetler yayınlandı.
 Biz, söz konusu kasetlerin yayınlanmasının sebepleri ve bu kasetlerin doğru olup olmadığı üzerinde durmayacağız. Bu kaset olaylarıyla zinanın, fuhşun ve ahlaksızlığın tavana vurduğunun ve önlemler alınmazsa top yekûn milletin çökebileceğinin üzerinde duracağız; bu yazıyı kaleme almamızın gayesi budur.
Bu kasetlerden anlıyoruz ki, ülkemizde zina, fuhuş ve ahlaksızlık tavana vurmuş, kanserin topyekûn vücudu sardığı gibi ülkemizi sarmış ve kendini meşrulaştırmıştır. Dolayısıyla bu fiiller alenen yapılmakta ve sokaklara taşmaktadır. Gençlerden bazıları otobüs duraklarında, parklarda, yollarda sarmaş dolaş olmakta ve alenen öpüşmektedir; yüzleri bile kızarmamaktadır. Atalarımız; “Oğlum ibadet de gizli kabahat de gizli “derlerdi. Ben de karşı çıkardım. “Allah görür” derdim. Meğer haklılarmış, ibadet de gizliymiş kabahat de. Buna bir açıklık getirelim: Farz ibadetlerin açıktan yapılması gerekir. Mesela beş vakit namaz ve zekât böyledir, bunda riya olmaz. Riya nafile ibadetlerde olur, gizlenmesi gerekir. Ecdadımız. “ibadet de gizlidir” derken nafile ibadetleri kastetmektedir. Günahlar da gizlenmesi gerekir, alenen günah işleyen fasık olur. Fasığın yaptığını başkasına söylemek gıybet olmaz; çünkü onun şerrinden insanları korumak gerekir. Atalarımız: “kabahat de gizli” derken fasık durumunda olmayan müminlerin şeytana ve nefsine uyarak işlediği, yüzünün kızardığı ve ardından tevbe ettiği günahlardır. Bu günahlar mahkemeye intikal etmediği müddetçe gizlemek gerekir. Mahkemeye intikal ederse kendi aleyhimize, anamız ve babamız aleyhine de olsa doğruyu söylemek gerekir. (1)
Günahları gizlemek gerekir, aksi halde günümüzde olduğu gibi meşrulaşır, günahlar meşrulaştığı zaman kanserin vücudu top yekûn sardığı gibi milleti topyekûn sarar ve Lüt kavminin durumuna düşürür; tecessüsün haram olmasının sebebi budur. İkbal sahibi insanları zor duruma düşürmek için önce tuzak kurup, ardından şantaj yapmak tecessüstür, aynı fili işlemede ortaktırlar. İkbal sahibi insanlar, fasık durumunda iseler, o zaman bunların yaptıkları rezillikleri kamuoyuyla paylaşmak tecessüs ve gıybet (2) olmaz; onların şerrinden milleti korumak olur. Uygunsuz görüntüleri görsel olarak yayınlama yerine yazılı olarak tarih vererek ve mekân belirterek yayınlamak daha uygundur.
Zinanın, fuhşun ve ahlaksızlığın tavana vurmasının ve meşrulaşmasının ana sebebi, faize dayanan ekonomik sistemdir; çünkü Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimizin buyurduğu gibi, “haram ile beslenen vücut cehenneme en layık olandır.” Dolayısıyla haram yiyen vücut, zina, fuhuş yapmaktan, ahlaksızca davranmaktan rahatsız olmaz; çünkü bu fiiller cehenneme giden yollardır.
Kapitalist sistemde her yolun mubah olmasının sebebi, mal hırsı ve isteklerin sınırsız olmasıdır. Zina, fuhuş ve kumar sektörünün devlet eliyle işletilmesinin, internette porno filmlerin olmasının, medyada gayri ahlaki görüntülerin yayınlanması, genel ahlaka aykırı kitapların ve yazıların kol gezmesinin, dinin vicdana hapsedilmesinin sebebi budur; çünkü din kazancın helal yollardan olmasını ister.
Bu durumda Lüt kavminin durumuna düşmemek için kapitalizmle top yekûn mücadele etmek gerekir. Bunun için adalete dayanan ekonomik sistemin kurulması gerekir. Kur’an ve sünnet doğrultusunda toplumun eğitilmesi gerekir. İlköğretimden itibaren üniversite son sınıfa kadar Kur’an ve sünnetin ve diğer dinlerin sağlıklı bir şekilde öğretilmesi gerekir. Camilerde toplumun sorunları ve hal çarelerine yönelik vaazlar verilmesi ve hutbeler okunması gerekir; klasik vaazlardan ve hutbelerden artık vazgeçilmesi gerekir. Bir hanımla yetinmeyip zinaya düşme durumunda olan varlıklı kişilere birden fazla evliliğin yolunun açılması gerekir; bu bir ruhsattır, bu ruhsatın verilmesi zinayı önlemek ve evlenemeyen dul kadınların ve kızların evlenmesini sağlamaktır.
 Allah korkusu olmayan bazı zenginlerimizin, üniversitede okuyan bazı kızlara para vererek veya bir ev tahsis ederek onları metres olarak kullandıkları bilinmektedir. Allah’tan korkan bazı zenginlerimizin, aynı usulle bazı kızları, imam nikâhıyla, ikinci hanım olarak nikâhladıkları da bilinmektedir; bu nikâh gizli olmaktadır. Bazı esnafın yanında çalıştırdıkları kadın ve kız elemanlarından bazılarıyla uygunsuz davranışlar içerisine girdikleri bilinmektedir. İşte kaset olayı bu usulsüzlüklerin tavana vurmasıdır.
Kaynaklar
1- Bkz. Nisa:135
2- Bkz. Hucurat:12

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.