KAPİTALİZMLE SİYONİZMLE ARANIZ NASIL?

Süleyman Küçük

Uzun zaman öncesine göre meydanlarda slogan atmayı özlemiş olabilirim. Hatta yaşlılığın verdiği atalet ve konformizmin getirdiği rahatlığın oluşturduğu zemin ve hafıza kayması nedeniyle slogan atmayı unutmuş olabilirim diye düşünürken sanki bir anda gaflet uykusundan uyanır gibi olduk.

Son günlerde siyonist israilin Mescidi Aksa’ ya yaptığı saldırılardan sonra Müslümanların farklı şehirlerde farklı organizasyonlarda bir araya gelerek Filistin’in ve Mescidi Aksa’nın kurtuluş umudunu sıcak tutan siyonizm, israil ve şirk düzenleri ile ilgili sloganları gördük.

Gördüğümüz bir başka hususta Türkiye’de düzenlenen protesto gösterilerinde atılan sloganların yanında hatta onlardan farklı olarak Kudüs’te atılan Erdoğan sloganını da gördük.

Türkiye’deki protestocuların sloganları Kudüs’ü kurtarmaya yetmediği gibi Kudüslü aktivistin attığı Erdoğan sloganı da Mescidi Aksa’yı kurtarmaya yetmeyecektir.

Çünkü atılan sloganların bu ülkedeki yanlışlıkları değiştirme gücü yok ki Filistin ve Mescidi Aksa ile ilgili bir şeyi değiştirmeye gücü olsun.

Hele camilerden yapılan bir anons var ki tam bir kara mizah örneği.

Corona pandemisinin başından bu yana belirli aralıklarla cami minarelerinden yapılan anonsların bir tesiri oldu mu ki Filistin ve Mescidi Aksa ile ilgili anonsların bir faydası olsun diyecek bir akıllı çıkmayacak bu ülkede.

Çünkü Bir gün önceki akşamı İslam Dininin Şeriatına uygun olarak kadir gecesini idrak ve ihya ederek dünya ahiret mutluğunu kazandığına inanan Müslümanlar bir gün sonraki akşamda antik yunan, antik roma ve çağdaş kapitalizmin şeriatlarına göre anneler günü kutlayıp bir kez daha mutluluk yaşadılar.

Nasıl bir hale geldik derseniz tam bu günkü halimizi anlatan bir tabir var: “ortaya karışık”

Muhafazakârlığın oluşturduğu ve siyonist Yahudi soykırımını kınamadan öte gitmeyen bu günkü Müslümanlar üzerindeki dejenerasyonu şöyle sıralamak mümkün:

Amerika’nın sınırları Cebelitarık Boğazından Hint Okyanusuna, Türkiye’den Yemene, Pakistan’dan, Hindistan’dan İspanya’ya, Kafkaslardan Fas’a kadar tüm bölgedeki ülkeleri federal sisteme yani emperyalistlerin daha kolay bir şekilde sömüreceği “özgürlüğe” kavuşturmayı amaçlayan projede eş başkan olarak yer aldık mı, aldık.

Amerika’daki Yahudi lobilerinden cesaret madalyası aldık mı, aldık.

Tel Aviv’e gidip Theodor Herzl’in de mezarının bulunduğu Holokost Dağı’nın batısındaki Yad Vashem de  Soykırım kurbanlarını hatırlamak ve sorumluları unutmamak üzere kurulmuş müzeye gidip saygı duruşunda bulundu mu, bulundu.

12 Kasım 2007'de baş katil israil cumhurbaşkanı Şimon Peresi TBMM'de ağırlayıp konuşturup ve ayakta alkışladık mı, alkışladık.

TBMM’de Korsan İsrail Rejimi ile ilişkileri geliştirmek adına Türkiye israil dostluk grubu kurduk mu, kurduk.

Siyonist abluka altında çok zor insani şartlarda yaşayan Gazze’ye yardım konvoyunu götüren Mavi Marmara ile ilgili olarak İsrail’in kirli politikalarını meşrulaştıran Korsan İsrail Rejim askerlerinin saldırması sonucunda hayatını kaybeden 9 Türk’ün maddi ve manevi hakları için açılan davalardan çark ederek ortaya bir mavi Marmara tiyatrosu sergiledik mi, sergiledik.

Tarihte bu güne kadar olmadığı ölçüde bir yakınlık göstererek Türkiye ile israil arasındaki ticaret hacminde rekor üstüne rekor kırdık mı, kırdık.

Filistinlilerin tüm itirazlarına rağmen, 2007 yılından bu yana OECD ye katılım müzakereleri yapan israili veto etmeyerek maliye bakanları Youval Steinitz devlet radyosuna yaptığı açıklamaya göre "tarihi bir başarı" kazandırarak OECD’ye üye olmasını sağladık mı, sağladık.

 

Terör devleti israilin kurulduğu günden bu yana en büyük gayesi olan Kudüs’ü başkent yapma arzusuna hayır diyemeyerek Mukaddes Şehir Kudüs’ün doğu ve batı adı altında ikiye bölünerek Batı Kudüs’ün işgalci terör devleti siyonizmin başkenti olmasına evet dedik mi, dedik.

Orta doğudaki çıbanbaşı terör devletinin rahat davranabilmesi için önce Irak işgaline destek vererek, sonra Mısır’da Müslüman Kardeşleri yanlış yönlendirip askeri darbeye sebep olarak en sonda Suriye’de iş savaş çıkartarak, İsrail’in önündeki tüm engelleri kaldırdık mı, kaldırdık.

On yıllardır israil destekçisi ABD nin İncirlik’teki üssü ile yaptıkları yetmiyormuş gibi şimdi de israile karşı olabilecek tehditler için kurulduğu bilinen Kürecik’ teki radar sistemlerini kapattık mı kapatamadık.

İsrail’in Gazze’deki, Kudüs’teki, Lübnan’daki, Suriye’deki saldırgan ve işgalci tutumu karşısında sert kınama(!)dan başka bir şey protesto mitingimizdeki basın açıklamasında “Kudüs” kelimesinin kullanılmasına bile tahammül ve müsaade etmediler mi, ettiler.

Uma vakti, sahur vakti veya namaz vakitlerinde merkezi ezan sisteminden dua/beddua okuyarak Kudüs’ü siyonist israilin işgalinden kurtaracaklarına inananlar.

Dönün ve iş ve ev hayatınızdaki yaşantınızda kapitalizmle, siyonizmle aranızın nasıl olduğuna bir kez daha bakın… 

Sözüm hepimize…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.