Allah (cc) buyuruyor El-Hadid (22) yüksek meali:
“Yeryüzünde meydana gelen ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki; biz onu yaratmadan önce , o bir kitapta yazılmış olmasın. Şüphesiz bu Allaha (cc) göre kolaydır”
Peygamberimiz (sav) bir hadisi şeriflerinde: “ Kadere iman etmek, her türlü hüznü ve kederi giderir” buyurmuştur.
Ayet-i Kerime ve izahı sadedinde Hadis-i Şerif, gönül dünyamızı aydınlatır ve bize adeta şöyle seslenir ; Sen dünyaya imtihan için geldin. Malınla, evladınla, canınla imtihan olacaksın. Gelişin ve dönüşün bizce takdir edildi. İmtihan edileceğine göre , düşün ve hazır ol.
Bir gün mahşerde diriltilince yaptıklarından soracağız. Ne yaptın diye değil biz onları zaten biliyoruz ama neden yaptın diyeceğiz. Sayılı verdiğimiz nefesleri nerede tükettin diyeceğiz. Dinimizde yaşanan her anı en iyi bir şekilde değerlendirmek teşvik edilmiştir. Büyüklerimiz bunu “ ibnü’l vakt “ (vaktin çocuğu ) şeklinde özetlemişlerdir.
Peygamberimiz (sav) buyurdular ; “Eğer başına bir iş gelirse , keşke şöyle yapsaydım, o zaman şöyle olurdu deme. Allah’ın (cc) takdiri böyleymiş dilediğini yaptı. Zira, keşke şöyle yapsaydım sözü, şeytanın vesvesesine yol açar.”
Hz. Ebubekir (ra) efendimiz rahatsızlandı. Ziyarete gelenler sordu doktor getirelim mi Doktor geldi ne dedi “Faalün lima yürid “ ( Allah (cc) dilediğini yapar ) buyurdu.
Bütün mesele, tedbirleri alıp sebeplere sarıldıktan sonra olan teslimiyetten bahsediyoruz.
Elbette kul olarak, işlediğimiz günah ve sevapların muhasebesini yapacak iyilerine şükür, günah olanlarına tövbe, ama öyle ki, o günaha dönmemek (tövbe-i nasuh ) burada gözyaşları devreye girer. Dünyada Allah (cc) için akıtılan bir damla gözyaşı mizanda terazileri değiştirebilir.
Hz. Davut (as) Peygamberin ümmeti, onun zenginliğinden ve saltanatından bahsedenlere benimkiler geçici, halbuki bir Müslümanın bir defa kelime-i şehadet getirmesi, mizan terazisinde hepsinden ağır gelir.
Yukarıdaki örneklerden anlaşılıyor ki ; bize düşen Ya Rab sana ve senin kaderine razı olduk. Sen kullarına acır ve merhamet edersin. Gidecek kapı, senin kapındır. Başka kapı yok.
Kaynaklarımızda şöyle bir olay anlatılır ; Çocuk yaramazlık yaptı. Annesi çocuğa kızdı dışarı çıkardı kapıyı kapattı. Çocuk oynadı yoruldu eve döndü. Kapı kapalı.Kapı önünde uyuyakaldı Anne kapıyı açtı. Çocuk açıkta uyuyordu. Anne çocuğunun üzerine kapandı. Ağlıyor ve diyor du ki; Ey yavrucuğum neden yaramazlık yaptın. Beni kızdırdın. Senin başka gidecek kapın olmadığını bilmiyor muydun dedi ve içeri aldı.
İslam ordusu bir seferden zaferle dönmüş , esirler arasında kadınlar ve çocuklar vardı. Bir kadın orada bulunan çocuklara, sarılıyor öpüyor ve kendi çocuğunu, ağlayarak arıyordu. Peygamberimiz (sav) sahabelerine döndü. Bu kadının çocuğuna acımasından çok, Allah (cc) kullarına acır.
Ayrıca akaid kitaplarımızda Allahın (cc) rahmeti yüz ise sadece biri bütün dünyadakiler verildi. Onun için insanlar ve hayvanlar merhamet sahibidirler.
Bu ayet hadis ve olaylar ışığında hissemize düşenler;
1-Sebebleri işledikten sonra kadere iman ederiz sık sık inanarak, gönülden amentüyü okuruz
2-Peygamberimizin (sav) emirleri doğrultusunda kader üzerinde tartışma yapmayız.
3-Rabbimizin emirleri doğrultusunda, dünyaya imtihan için geldik. Bir gün ölüp tekrar dirileceğiz. Hazırlıklı olmalıyız. Ömür beşikle mezar arasında yolculuktan ibarettir.
4- Asıl hayat, ahiret hayatıdır Ne mutlu onu kazananlara
Allah'a emanet olun. Hoşça kalın. İçinizden biri