İtikatta Amelde Farklı Türkiye

.

Türkiye olarak hem devlet hem de vatandaşlar olarak bizim inancımız, siyasetimiz ve ticaretimiz itikadî ve ameli yönden hep iki farklı şekilde olmuştur.

Yani bizim dini, milli ve yerli yaklaşımlarımız her zaman iki farklı Türkiye üzerine oluşmuş ve bu partiler, liderler, iktidarlar hatta ihtilaller le bile hiç değişmemiştir.

Dini konular söz konusu olduğu zaman;

Türkiye’deki Müslümanların çoğunluğu itikatta Maturidi mezhebinden olduklarını söylemelerine rağmen amelde Eşari mezhebi mensupları gibi davranmaktadırlar.

Örnek olarak Türkiye’deki Müslümanların çoğunluğu Allah’ın(cc) insanlara verdiği cüzi irade ile insanların iyi ve kötü işleri yaparken tercih hakları olduğunu savunurlarken, hesap vermeye gelince her şeyin Allah'ın(cc) iradesiyle gerçekleştiğini öne sürerek cezadan kurtulmaya çalışırlar.

İş siyasete gelince durum aynıdır.

Yine Müslümanların çoğunluğu siyasette savundukları fikirler nedeniyle itikaden Erbakancı gibi görünmelerine rağmen, iş uygulamaya gelince yani amel söz konusu olunca çoğunluğu Erdoğancı oluvermektedirler.

Milliyetçi olanlarda da aynı davranış görülmektedir.

Milliyetçiler itikatta Türkçü veya Atatürkçü olmalarına karşın ameldeki tavırlarına bakıldığında, hepsinin muhafazakârlaştığı görülür.

Sol görüşte olanların durumu da çok farklı değildir.

İster eski tüfek solcular olsun ister yeni yetme solcular olsun, tamamına yakını itikatta Karl Marx ve Lenin’in görüşlerine inanıyor görünseler de, amelde bir kısmı Atatürkçü, bir kısmı sosyal demokrat bir kısmı ise İnönü’nün 1940 lardaki CHP sinin baskıcı tek parti uygulamaları savunan insanlar durumundadırlar.

CHP’lilerin bu durumu itikatta tek partici, amelde ise çok partili olmalarının sonucudur.

Diğer taraftan toplumda aydın olarak tanınan pek çok kişi kendisini ateist olarak tanımlamasına rağmen karşılaştığı en küçük bir musibette " Aman Allah’ım” sözüyle ateizmi yerle bir ettiklerini görürüz.

Kendisini Müslüman veya muhafazakâr olarak tanımlayanlar da bu doğrultuda bir davranış göstererek, bir tarafta Camide en ön safta 5 vakit namaz kılmaya özen gösterirken, diğer tarafta Allah’ın(cc) açıkça yasakladığı içki, kumar, zina ve cinayetlerin günah ve cezalandırılması konusunda kendisini laik veya ateist olarak tanımlayanlardan farklı değildirler.

Biraz daha geniş bir açıdan bakacak olursak insanlar bu davranışlarıyla dünyada Allah'a(cc) inanmalarına rağmen, Allah’ın(cc) kanunlarına uymadan ve uygulamadan Cennete gideceklerine inanırlar.

Gündelik hayata bakınca farklı bir şey görmediğimizin ispatı olarak:

- İnsanlar birbirine mecburiyetten saygılı gibi görünüyor olmalarına rağmen, sosyal medya platformlarında herkesin birbirine saygısızca davrandığı, bağırdığı ve hatta hakaret etmekten vazgeçmediğini görürüz.

- İnsanlar birbirileri ile olan ilişkilerinde çoğunlukla ticari endişelerle politikadan uzakmış gibi davranmalarına rağmen, gelecek endişeleri dillendirilmeye başladığında herkes süper politik bir ruh haline büründüğünü görülür.

- İnsanlar görünüşte aynı itikadî ve siyasi düşüncelere sahip görünüyor olmalarına rağmen, iş Türklük-Kürtlük meselesine gelince, en yakın dostların yumruklarının birbirine karşı sıkılı hatta hemen herkesin neredeyse birbirine düşman olabildiğini görmekteyiz.

- Spor konusunda da farklı değiliz. Aynı evde yaşayan, aynı işyerinde çalışan veya aynı okulda okuyanların, özellikle rakip futbol takımlarının birleri ile yapacakları maçlar söz konusu olduğunda, hepsinin tahammülsüz ve rakip takım taraftarlarına karşı herkesin geçmişte kalan maçlarda alınan sonuçlar nedeniyle öfkeli olduğuna şahit oluruz.

FARKINDA MIYIZ?

Ayni dine mensup olmalarına karşın insanların Zekât, Sadaka verilmesi veya hac ibadeti için aracı firma seçimi konusunda kendi cemaatlerini seçme konusunda itikat ve amel farklılıkları her geçen gün büyüdüğünü görmekteyiz.

Mensup oldukları İslam dininde 4 hak mezhebin olduğunu kabul ettikleri halde, ibadetlerde uymak zorunda oldukları fetva ve görüşler gündeme geldiğinde, kendi mezhebinden başka mezhebi hak mezhep değilmiş gibi dışlayan mezhepçileri görmeye başladık.

Aynı inanca ve siyasi düşünceye sahip olmalarına karşın, partilerinin kongrelerinde farklı bir aday çıktığında, konuyu istişareler ile çözmek yerine diğer görüştekileri farklılaştıran, hatta itikaden ve siyaseten tekfir edenlerin sayılarının artmasının yadırganmadığı hatta takdir edildiği günleri yaşıyoruz.

Herkesin bulunduğu yerden bir adım geri çekilse, kendilerinde görmek istemedikleri gerçeği daha net göreceklerine inanıyoruz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri