İşine bak Başkan

Recep Çınar
Konyaspor Başkanı Bahattin Karapınar, Yeni Meram’a içini dökmüş…  Özellikle Tehoue transferi ve istifa eden yöneticilerle ilgili değerlendirmelerde bulunmuş… Başka bir deyişle de, Tehoue’yi transfer eden, o dönemin yöneticilerini yerden yere vurmuş…
Ancak, sevgili Karapınar, yanlış adres göstermiş… Kasımpaşalı oyuncunun nasıl ve kimler tarafından Konyaspor’a  nasıl paketlendiğini yakından bilenlerdenim… Teknik Direktör Ünal Karaman’ın ısrarla De Nigris’i istemesine rağmen, Tehoue’yi dayatan, ne o dönemin başkanı Mustafa Yayla ne de  futbol şube sorumlusu Hasan Dağlı idi…
Bizzat Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, bu oyuncunun alınması için yönetime baskı yapmış ve Fransız oyuncu halkın tabiriyle Konyaspor’a itelenmişti… Ve en önemlisi de, o dönemde bu oyuncuya Ankaraspor’da talip olmuş, ancak Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’i arayarak, Ankaraspor’un aradan çekilmesi için  ricacı olmuştu…
Sevgili Bahattin Karapınar’ın özellikle Süha Sidal ile Tehoue konusundaki sohbeti bana çok ilginç geldi…  Kasımpaşa’nın Futbol Şube Sorumlusu Süha Sıdal, Konyasporlu yöneticilere yalvarmış, “bu oyuncu sakat, bu oyuncu sıkıntılı, bu oyuncunun futbol ahlakı yok, sakın almayın” diye…
Ve eklemiş “Konyaspor’u çok severim, bu futbolcu 50 bin dolarlık adam. Siz 900 bin Euro’ya aldınız” diyerek, kendi kulübünü değil de, Konyaspor’u arkalamış sözde…
Breh breh breh…
Bu futbol piyasasında böyle yöneticiler de varmış da bizim haberimiz yokmuş… Bir yönetici düşünün, bir kuruşu ihtiyacı varken ve kendisine maddi manevi “kambur” olan bir oyuncuyu, hem de büyük rakamlara pazarlama imkanı varken, “bu oyuncu yaramaz, almayın” diyecek, öyle mi?
Varsayalım öyle!
Soruyorum o zaman; Örneğin Konyaspor’un faydalanmadığı ve parasal yükümlülüğü de bir hayli yüksek olan bir oyuncuya talep var… Ancak, Konyaspor Başkanı olarak siz, “bu oyuncu yaramaz, bu oyuncunun ederi 50 bin lira, ama siz bu oyuncuya 1 milyon dolar veriyorsunuz, yazık” diyebilir misiniz?
Yapma Başkan…
Sen akıllı adamsın…
Hem de futbolun içinden gelensin…
Böyle bir transfer dünya’nın hiçbir yerinde olmaz ve olmamıştır… Bunu pekala sen de biliyorsun… Ürününü pazarlayan bir  adam, kendi ürününü kötüleyecek, öyle mi? Mümkün mü böyle bir şey? 
Sevgili Karapınar, bir taraftan Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’e övgüler yağdırırken, satır aralarında da, özellikle Tehoue konusunda bilerek ya da bilmeyerek Sayın Akyürek’i yeriyor… 
xxx
Ve sevgili Bahattin Karapınar’ın istifa eden yöneticilerle ilgili sözlerini de tasvip etmedim…  Özellikle de “Ben kulüp Başkanı olarak hiçbir sıkıntı olduğunu düşünmüyorum. Bilmiyorum. Sanırım istifa eden arkadaşlarımızın bir çoğu da nedenini bilmiyorlar. Yani inanın bilmiyoruz. Ama şu olabilir. Konyaspor’un borcu büyük. Şuan ki yönetimde bunun mesulü gibi diyelim. Bu yükün altındaki yönetim. Bu borçlarla boğuşamaz durumda. Belki arkadaşlarımız bunu gördüler. Tabi çokta kolay değil. O zamanlar şehrimizden de destek çok gelmiyordu. Bir ümitsizlik vardı. Ondan dolayı olabilir diye düşünüyorum” diyerek, istifa eden yöneticilerin tecrübesiz olduğunu da vurgulamış Bahattin Karapınar…
Ben bütün bunları bir “cinnet” halinde söylenmiş sözler olarak düşünüyorum… Ya da soruyu soran arkadaşımızın tuzağına düştüğüne inanıyorum… Hilmi Kulluk ve arkadaşlarının futbol yöneticiliği noktasında tecrübesizlikleri olabilir, ama her şeye rağmen, bu insanların kulübe verdikleri maddi manevi destek de göz ardı edilmemeliydi…
Tecrübeli, futbolun içinden gelmiş, yöneticilik deneyimi olan bir insanın asli görevlerinden birisi de kulübe sahip çıkanları sahiplenmesi ve ilk virajda bu insanları silkelememesi daha akılcı olurdu…
Bütün bunları niye yazdım… 
Konyaspor, geçmişte kötü yönetildi, doğrudur… Kötü yönetildiği için de siz ve arkadaşlarınız istifa ettiniz… İstifa ederken de haklı gerekçeleriniz vardı…  Ama bu bir sürecin sonucudur… Geçmişi masaya yatırmanın ne Konyaspor’a ne de kişilere bir getirisi olmaz…
Sevgili Karapınar, senin görevin geçmişle hesaplaşmak değil,  senin görevin, bilerek, isteyerek sırtına geçirdiğin ateşten gömleği giymektir… Bu takımı hedefine ulaştırmaktır… Dolayısıyla, arkana değil önüne bakarak yoluna devam et… İşin kolay değil… Dikensiz bir gül bahçesi almadığını herkes biliyor… Sen ve arkadaşların sadece Konyaspor’a odaklanın, bu takımı yukarıya fırlatmanın mücadelesini verin…