Saadet Partisi Konya İl Başkanı Mehmet Demirel, 3S Medya’da Serkan Kartal’ın canlı Yayın Konuğu oldu.
Demirel, Dünya ve Ülke gündemine dair birçok konuyu dile getirdi. Demirel, “Bir milletvekili seçildikten sonra partisini beğenmeyebilir. Aradan bir yıl, iki yıl geçer; "Sizi tanıyamamışım, istifa ediyorum." diyebilir. Ancak istifa edip de başka bir partiye geçme hakkına sahip olmaması gerektiğini düşünüyorum. Bunun etik olmadığını ve vatandaşın oyuna saygısızlık olduğunu düşünüyorum. İktidar partisine transfer olmak çok yanlıştır, etik değildir. Konya'da bir belediye başkanı düşünün. Belediye seçimi bitiyor, 20 gün içinde parti değiştiriyor. Bu, siyasi etiğe uymaz, ahlaksızlıktır. Böyle bir belediye başkanının devletten maaş almasını doğru bulmuyorum. Bu kişiyi omurgalı da bulmuyorum. 20 günde ne değişti de partinizi değiştiriyorsunuz? Burada ahlaki bir problem olduğunu düşünüyorum” dedi.
GAZZE'YE YARDIM EDEMİYORUZ
“Gazze'deki insanlar açlıktan ölüyor. Üç ay önce iktidar partisiyle görüştük. Meclise dedik ki: bu teklif bizim önerimiz olarak gelmesin, önemli değil. Ancak Gazze'de bir insanlık koridoru açılması gerekiyor. Orada insanlık ölüyor. Bu teklifi hükümete sunduk. "Siz getirin, biz destekliyoruz, muhalefet de destekleyecek dedik” diyen Demirel, daha sonra şunları kaydetti: “Hükümet Şubat ayında verilen bu teklif hâlâ gündeme alınmadı. Bizim arkadaşlarımız bu öneriyi meclise getirdi. O sırada içeride 40 AK Parti milletvekili vardı. "Bu önerge kesin geçer." dedik. Ancak biz önergeyi sunduğumuz zaman akın akın AK Parti milletvekilleri meclise genel kurula geliyorlar. 173 AK Parti milletvekili genel kurul salonuna geldi ve teklife ret oyu verdi. Bu vekillerin hepsi sözde Gazze'yi savunuyor, insanlığı, şefkati ve merhameti savunuyor. Ancak iş uygulamaya gelince, Gazze'ye yardım etmemize karşı çıkıyorlar. Gazze uzak olabilir ama müdahale edebileceğimiz bir yer. Siz hangi inanca mensupsunuz da buna karşı çıkıyorsunuz? Orada bir bardak su, bir çuval un dahi ulaştırılamıyor. Oradaki insanlar, çocuklar, anneler, yaşlılar açlıktan ölüyor. Siz buna neden karşı çıkarsınız ki? Hükümet sanırım şöyle düşünüyor. Muhalefetten gelen her şeyi reddediyor. Burada bir inatlaşma yapıyor hükümet.” Bugün biz AK Parti'nin yerinde olup da geçmişte böyle çok affedersiniz gubuzlanıp da şimdi esamesi okunmayan onlarca parti biliyoruz. Yani AK Parti'de iki gün sonra bu kervana katılacak hiç kimsesi kalmayacak geride. Bin yıllık geçmişi olan bu ülkemiz ne hâllere düştü? Dibimizdeki Gazze'ye yardım edemiyoruz.”
ZULÜM ASLA EBEDİ OLAMAZ
Hükümetin alıştırarak kardeşliği bozmaya çalıştığını dile getiren Saadet Partisi Konya İl Başkanı Mehmet Demirel, “Aramızı açmaya çalışıyor. Buna vatandaşımız aklıselim davranarak izin vermemeli. Bu oyuna gelmemeliyiz. Biz kardeşiz, onlar iki gün sonra çekip gidecek. Onların yurt dışında evleri, yurtları var. Ama bu ülke bize kalacak. Bizim başka bir ülkeyle hesabımız yok. Bu topraklarda yaşıyoruz ve gururla yaşıyoruz. Ne kadar ezmek isteseniz de ezilmeyeceğiz Allah’ın izniyle. Boynumuzu bükmeyeceğiz. Vatandaşlarımız olaylara kardeşlik ve komşuluk hukuku çerçevesinde baksın. Bu millet vatanseverdir ve bu oyuna gelmemelidir. Bu ülke bizim. Zulüm asla ebedi olamaz. Sıkıntılar geçicidir. Sabredeceğiz ama bu sessiz kalmak demek değildir. Sabır, mücadele etmektir. Kanun ve hukuk çerçevesinde zalime ‘zalim’ diyeceğiz. Dünyada yapılabilecek en büyük ibadet zalim sultanın yüzüne zalimliğini söyleyebilmektir. Biz asla görmezden gelmeyeceğiz. Kapımızın önündeki çöpü kaldıracağız ve diyeceğiz ki yaptığınız yanlış. Yanlışları da mutlaka dile getireceğiz. Bunu halk bilir bilmez önemli değil. Hani derler ya halk bilmezse halık bilir derler. Onun için de gelecekten asla ümitsiz olmayalım. Umut var olalım inşallah. liyakatli kadrolar en yakın zamanda iktidara gelecek diyorum” şeklinde konuştu.
MAALESEF İNSANLAR ÖTEKİLEŞTİRİLİYOR!
Mecliste AK Partili Özlem Zengin’in “1.27 cent gelir elde ediyoruz, varil başına petrolden” dediğini hatırlatan Başkan Demirel, Gazze’ye giden malzemeden gelir hesabı yapan bir hükümetin varlığına işaret etti. Bugün hiçbir din bağı olmayan, hiçbir sınır bağı olmayan İspanya, İngiltere, Norveç, Finlandiya gibi ülkelerin yaşanılanlara tepki gösterdiğini aktaran Demirel, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ama bizim hükümet sadece sözle tepki veriyor. Uygulamada ise sessiz. Özgürlük filosu gemisi Sarayburnu’nda hazır bekliyor ama çıkmasına izin verilmiyor. Gönüllü insanlar var, risk almayı göze almışlar. Ama gemi yola çıkamıyor. Her gün yüzlerce insan Gazze’de hayatını kaybediyor. Türkiye'deki sivil toplum örgütleri, dernekler maalesef kamusallaştırılmış. Dernekler hükümetin aleyhinde konuşma yapamıyor. Bu derneğin ismini anmayacağım. Büyük zannettiğimiz, kocaman gözüken bir dernek mitingler yapıyor ama mitinglerinde asla işte Gazze'ye giden petrol vanaları kapatılsın demiyor. İsrail'in gemileri Mersin limanına, İstanbul limanına yanaştırılmasın demiyor. Küreciği kapatın, İncirliyi kapatın demiyor asla. Yani bir derneğin sivil toplum örgütünün amacı nedir? Devletin eksik kaldığı ya da yanlış olduğu yerde hükümet yetkililerini uyarmak en hayırlı çalışmaların yapılmasını sağlamaktır. Bu hükümete uyarı yapmak, hükümeti sevmemek ya da devleti sevmemek anlamına gelmez. Ama maalesef hep insanlar ötekileştiriliyor. Hep düşmanlaştırılıyor. Ben bunun da ülkenin geleceği açısından çok hayırlı bir şey olduğuna inanmıyorum maalesef.”
BU ÜLKEDE SADECE NAMUSLU VE NAMUSSUZLAR VAR
Elektrik ve doğalgaz faturalarının altında ‘Bu faturanın 600 lirası devlet tarafından karşılanmıştır’ gibi notlar yazıldığını, bunun çok aciz bir ifade olduğunu kaydeden Saadet Partisi Konya İl Başkanı Mehmet Demirel, “Devletin parası zaten halkın vergisiyle oluşuyor. Siz bu ülkeyi babanızın mirasıyla mı yönetiyorsunuz? Eğer böyle bir not düşüyorsanız, benzin fiyatı için de ‘devlete maliyeti 22 lira ama 55 liraya satıyoruz’ yazın. Neden yazmıyorsunuz? Çünkü kötü yönetimi ortaya çıkarır. Vatandaşa eziyet ediliyor, insanlar açlıkla terbiye ediliyor. Şu anda ülkede çok hızlı bir şekilde beyin göçü yaşanıyor. Gençler ‘Neden burada yaşayayım’ diyerek yurt dışına gitmek istiyor. Eğer hükümet bir anket yapsa ve üniversite mezunlarına ne yapmayı planladıklarını sorsa, yüzde 75-80’i yurt dışına gitmek istediğini söyler. Bu güzel vatan artık beğenilmeyen bir hâle gelmiş durumda. Neden? Çünkü yönetim kötü. Bu ülkede sağcı-solcu kalmadı. Bu ülkede sadece namuslular ve namussuzlar var” diye konuştu.
GAZZE'DE İNSANLIK KORİDORU VE RET OYU VEREN 173 MİLLETVEKİLİ
Gazze'de insanların açlıktan öldüğünü dile getiren Saadet Partisi Konya İl Başkanı Mehmet Demirel, yaklaşık 3 ay önce iktidar partisiyle görüştüklerini, “Bu teklif bizim önerimiz olarak gelmesin, önemli değil. Ancak Gazze'de bir insanlık koridoru açılması gerekiyor. Orada insanlık ölüyor” dediklerini hatırlattı. Bu teklifi hükümete sunduklarını belirten Demirel, şu cümlelerle konuşmasını noktaladı: “Lütfen siz getirin. Biz destekliyoruz, muhalefeti de desteklemeye ikna edeceğiz’ dedik. Ancak Şubat ayında verilen bu teklif hâlâ gündeme alınmadı. Hükümet gündeme getirmeyince arkadaşlarımız bu teklifi doğrudan Meclis’e sundu. O sırada Genel Kurul salonunda sadece 40 kadar AK Parti milletvekili bulunuyordu. ‘Bu önerge kesin geçer’ dedik. Fakat önergeyi sunduğumuz anda, salon adeta doldu. Tam 173 AK Parti milletvekili salona girip önergeye ret oyu verdiler. Bugün bu milletvekillerinin her biri sözde Gazze’yi, insanlığı, şefkati ve merhameti savunduğunu söylüyor. Ama iş icraata geldiğinde, yardım edilebilir bir coğrafya olan Gazze’ye insani yardım koridoru açılmasına karşı çıkıyorlar. Bu tutumun arkasındaki gerekçeyi sormak gerek: Hangi inanca, hangi vicdana mensup bir insan bu tabloya rağmen insani bir öneriye karşı çıkabilir? Oraya bir bardak su bile ulaştırılamıyor, bir çuval un gönderilemiyor. Çocuklar, anneler, yaşlılar açlıktan ölüyor. Hükümetin yaklaşımı şu; muhalefetten gelen her şeyi peşinen reddetmek. Bu, açık bir inatlaşmadır. Oysa geçmişte benzer şekilde gururlanıp bugün adı bile hatırlanmayan nice siyasi partiler vardı. Bugün AK Parti de aynı akıbeti yaşayabilir; iki gün sonra bu kervana katılacak ve geride kimse kalmayacak. Bin yıllık tarihi olan bir ülke, gözümüzün önünde bu hâle düşüyor. Yanı başımızdaki Gazze’ye dahi yardım edemez durumdayız.”