Türkiye’nin ilk İklim Kanunu Teklifi, 20 Şubat 2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunuldu. 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda hazırlanan yasa, çevreyi koruma amacı taşısa da, AGD Konya Şube Başkanı Durmuş Ali Kara’ya göre ekonomik belirsizlik ve yeni kısıtlamalar getirebilir.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER’İN 9 YILLIK PLANI
Birleşmiş Milletlerin 2021-2030 yılları arasında uygulamayı planladığı projelere değinen Durmuş Ali Kara, “2021-2030 yılları arasında öyle bir plan içerisindeler ki tek dünya hükümeti, aile biriminin sonu. Müstakil evlerden toplu yaşam alanlarına geçiş, toplu araçlara yönelme ve insanların karbon ayak izleriyle yaptıkları her şeyin kaydedilmesi gibi dayatılan yol haritaları var. İnsanlara çip takılması gibi konular da bunlar arasında” ifadelerini kullandı.
İKLİM ANLAŞMALARI VE ULUSLARARASI DAYATMALAR
Kara, iklim anlaşmaları ve karbon ayak izi gibi kavramların gündeme getirilmesinin ardında uluslararası dayatmalar olduğunu belirterek, “Hepimizin gündemine soktukları iklim anlaşmaları, karbon ayak izi ve dünyadaki nüfusun azaltılması gibi unsurlar, uluslararası anlaşmalarla garanti altına alındı. ‘İnsanoğlunun nüfusu arttıkça ihtiyaçlar artabilir, buna yönelik çözüm geliştirilmelidir’ ya da ‘Cinsiyet dayatmayalım, özgürlük diye bir şey var’ gibi ifadelerle bu süreçler devam ediyor” dedi.
NE YAZIK Kİ TÜRKİYE’DE İKLİM ANLAŞMASINI İMZALAYANLAR ARASINDA
Kara, bu planların yalnızca bugünün değil, geleceğin sonucu olduğunu belirterek, "Bugün yaşadığımız aşının çıkartılması ve dayatılan pandemi süreçleri de bu planın bir parçası. 2030’a kadar dünya genelinde hayvan üretiminin yüzde 45’inin ortadan kaldırılması planlanıyor. Bu mesele mecliste de gündeme geldi fakat ne yazık ki henüz doğru bir çözüm üretilmedi. Üzücü bir şekilde Türkiye, iklim anlaşmasını imzalayan ülkeler arasında yer alıyor” diye konuştu. Anadolu Gençlik Derneği Konya Şube Başkanı Durmuş Ali Kara iklim kanunun neden çıkmaması gerektiği ile ilgili şunları söyledi: “İnsan başta olmak üzere tüm canlıların hareketleri yapay zeka ile tamamen kontrol altına alınabilir. Karbon puanlama ve vergilendirme sisteminin getirilerek, karbonu azalt ya da vergisini öde uygulaması başlatılır.
Karbon ayak izi uygulamaları ile insan hareketleri kontrol edilecek. Yeşil mutabakat eylem planı (2021) karbon salınımı yapan tüm ürün ve uygulamalar tedrici olarak piyasadan kaldırılacak. Akıllı şehirler projesi ile seyahat kısıtlamaları getirilecek. Sanayi üretimi başta olmak üzere tarım ve hayvancılığa, gıda üretimine, su kaynaklarına sınırlandırmalar getirilecek. Doğal et ve gıda tüketimi yerine yapay et ve gıdalar yaygınlaşacak. Ata tohumları yerine hibrit tohum teknolojisi ve kontrollü tarım uygulanacak. Teknoloji iklimlendirme silahı olarak kullanılacak. Salgınlar, pandemiler, sağlık sorunları, aşılamalar ve benzeri uygulamalar gerçekleşecek. Dünya nüfusunun azaltılması düşüncesi gündeme gelecek. Dünya Bankası ile karbon piyasalarına hazırlık ortaklığı programı hayata geçecek. G7, G20 ve Dünya Ekonomik Forum'un endişe verici gündemleri oluşacak. Yeni bir dünya düzeni ile ulus devletçiliğin bitirilmesi planlanacak.”
MİLLETVEKİLLERİMİZİN HAYIR OYU VERMESİNİ BEKLİYORUZ
Kara sözlerini şöyle tamamladı: “Bundan dolayı Küresel İfsad Örgütlerinin İklim Krizi Aldatmacasına Hayır Diyoruz! Küresel örgütler yeni dönemde birçok ifsad planını karşımıza çıkarmaya çalışıyorlar. Tek gayeleri var; nüfusu azaltmak ve bir avuç insanın Dünya'yı istediği gibi şekillendirecekleri mekanizmaları oluşturmak. İklim krizi adı altında çıkarılan bu oyunların ve küresel ifsad sisteminin karşısındayız. Bu hafta Meclisimizin gündemine gelecek olan İklim Kanunu teklifine tüm siyasi parti milletvekillerimizin hayır oyu vermesini bekliyoruz.”