1 Muharrem 1447. Bu gün Hicri yılbaşı.
Birileri için hiç bir önemi olmasa da Müslümanlar için bir dönüm noktası olan ve tarihte yeni bir dönemin açılmasının başlangıcı olan Hicri Yılbaşı Müslümanlara mubarek olsun.
Hz. Ali’nin(ra) teklifiyle Hz. Ömer’in(ra) halifeliği döneminde hicretin gerçekleştiği gün olan tarih hicrî takvimin başlangıcı sayılarak o zamandan bu yana İslam âleminde 1 Muharrem hicrî yeni yılın başlangıcı olarak kabul görmüştür.
Hz. Rasulullah’ın(sav) Mekke’den Medine’ye hicreti Müslümanlar için bir milattır.
Çünkü hicret; Allah’a(cc) ve O’nun Elçisi Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed(sav)e gönülden bağlılığın bir ifadesidir.
Hicret İmana, İslâma; hakka, hakikate, ilme, irfana ve medeniyete yapılan yolculuktur.
Hicret, Allah(cc) rızası için; anadan, babadan, evlattan, yardan, diyardan, maldan, mülkten hatta candan vazgeçmenin ispatıdır.
Hicret Allah’ın(cc) kelamını, Hz. Rasulullah’ın(sav) sahih Sünnetini, İslam dininin rahmet yüklü mesajlarını bütün insanlığa ulaştırmak için çıkılan kutlu ve meşakkatli bir yolculuğun adıdır.
Öyle ki tebliğin İslam’ın doğduğu şehrin dışına çıkmasının, tebliğin insanlığa serbestçe ulaştırılması için kutlu bir milattır.
Hicret, hem hicret muhacir Sahabeler hem de Medine’ye gelen Muhacir sahabelere kucak açan Ensar için Allah(cc) yolunda fedakârlığın, yardımlaşmanın kardeşliğin zirvesidir.
Bütün bunlar gerçektir de hicrî yılbaşı bizim için ne ifade ediyor?
Bugün hicrî yılbaşı başlıyor.
Hicrî yılbaşı bizim için sadece bir yılın bitip yeni bir yılın başlamasını ifade eden bir takvim yaprağının yırtılmasını mı ifade ediyor?
Hicri Yılbaşında nasıl davranmak ve yapmak lazım?
Miladi yılbaşını kutlayan ve bizim milletimizdeki tanımlarıyla gâvurlara benzememek için hicri yılbaşında miladi yılbaşından farklı olarak nasıl davranmamız gerekiyor?
Bu güne kadar Hicri yılbaşını kutlamak için yaptıklarımız dişe dokunur bir şey değildi.
Hatırladığımız ilk şey: Hz. Rasulullah’ın (sav) Ebu Hüreyre’den (ra) rivayet edilen “Ramazan Ayı’nın orucundan sonra en faziletli oruç, Allah’ın Ayı olan Muharrem’de tutulan oruçtur, Farz namazlarının dışındaki en faziletli namaz, gece(Teheccüd) namazıdır.” hadisidir.
Yaptıklarımız ise Hz. Rasulullah’ın(sav) tavsiyesi doğrultusunda her zamankinden farklı olarak o gün oruçlu olmak, gece namazı kılıp, Hicri yılbaşı duası etmekten ibaret olan bir hayat tarzı tutturup gitmek oldu.
Bir de Muharrem ayının 10. Günü olan Aşure Gününde dededen ninenden kalan bir adet olarak evde pişirilmiyorsa konu komşudan gelen Aşure çorbasına kaşık sallamak.
Esasında bu davranış şeklimizi uzun yıllar değiştirmek gibi bir gayemiz de olmadı.
Hâlbuki hem kendimize hem diğer insanlara sunabileceğimiz farklı argümanlarımız olmalıydı.
Hicri yılbaşını gündeme getirmek; Mekke günlerinden sonra Medine günlerinde İslam toplumunun Medine'de kurulmasının başlangıcı demekti.
Hicri yılbaşını gündeme getirmek; İslam Dininin hükümlerinin tamamının hayata uygulanabildiği devlet olma demekti.
Hicri yılbaşını gündeme getirmek; Hz. Rasulullah’ın(sav) önderliğinde küfre açılan savaşın başladığı dönem demekti.
Hicri yılbaşını gündeme getirmek; İslami takvimin başlangıcı olan tarihsel dönüm noktası demekti.
FARKINDA MIYIZ?
Hicri yılbaşını gündeme getirmek için bu güne kadar yapıp ettiklerimizin bu toplumda bir karşılığının olmadığını gördük.
Tıpkı Mekke’nin fethini gündeme getirmek için yaptıklarımızın da bir karşılığının olmadı gibi.
Ya da sadece biz batılılar gibi olamayışımızdan öte gitmediğinin ispatı olduğu gibi.
Bu bizim her Hicri yılbaşı gününde Hz. Allah’ın(cc) ve Hz. Peygamberinin(sav) istediği gibi Müslümanlar olamayışımızın yüzümüze vuruluyor olmasıdır.
Bu dünyaya nizamat verme iddiasında olan bizlerin kendimizi İslam’ın istediği kalıplara sokamayışımızın yani dokuduğumuz toplum kumaşımızın kalitesinin düşük olduğunun el âlem tarafından fark edilmiş olmasıdır.
Hicri yeni yılın Müslümanların ümmet olarak maddi olmaktan ziyade manevi yenilenme ve geçmiş bir yılın muhasebesini yaparak, yeni yıla çok daha farklı niyetler, ameller ve hedeflerle başlamadıkça hem kendilerinde hem de dünyada değişen bir şey olmayacaktır.