Hedefim; yeni model üniversite

SÜ rektör adayı Prof. Dr. Recep Tunç, Türk üniversitelerinin iyi yönetilmediğini, iyi olmayan yönetim nedeniyle üniversitelerin iyi konumda olmadığını belirterek, 'Yeni Model Türk Üniversiteleri' oluş

SÖZ REKTÖR

ADAYLARINDA - 4

Mustafa AKÇA

akca_mustafa@windowslive.com

‘Hedefim; yeni model üniversite’

SÜ rektör adayı Prof. Dr. Recep Tunç, Türk üniversitelerinin iyi yönetilmediğini, iyi olmayan yönetim nedeniyle üniversitelerin iyi konumda olmadığını belirterek, 'Yeni Model Türk Üniversiteleri' oluşturmak istediğini söyledi

SUNUŞ...

Selçuk Üniversitesi (SÜ)'de Kasım ayı içerisinde yapılacak olan rektörlük seçimine aday olan SÜ Meram Tıp Fakültesi Romatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Recep Tunç, Türk üniversitelerinin iyi yönetilmediğini belirterek, "20 yıldır üniversite hayatının içinde bulunuyorum. Selçuk Üniversitesi'nin Türk ve dünya üniversiteleri arasındaki yerinin beni tatmin etmiyor. Üniversitemizin son sekiz yılının olumsuzluklarını ve yanlışlarını sağır sultan bile biliyor. Türk üniversitelerine örnek teşkil etmesi için rektörlüğümde 'Yeni Model Türk Üniversiteleri' projelerini hayata geçireceğim. Üniversitemizi Türk ve dünya üniversiteleri arasında önemli ve prestijli bir yere taşıyarak, diğer üniversitelere örnek oluşturacağım. Bu hedeflerimi hayata geçirmek için 'Doksan Günde Devr-i Alem' projelerini yapacağım. Ayrıca diğer birçok alanda yapacağım projelerle üniversitemizin bulunması gereken noktaya getireceğim" diyor... 

PROF. DR. RECEP TUNÇ KİMDİR?

Aslen Afyonkarahisar'ın Sandıklı ilçesinden olan Prof. Dr. Recep Tunç’un, ailesi Antalya’da yaşamaktadır. İlk ve orta öğretimi Antalya'da tamamladıktan sonra Antalya Tıp Fakültesi'nden mezun olan Prof. Dr. Tunç, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde İç Hastalıkları ve Romatoloji Uzmanlıkları eğitimini tamamladı.

Prof. Dr. Recep Tunç, Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi'nde Romatoloji Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yapmaktadır. Ulusal ve uluslararası kitaplarda bölüm yazarlığı, uluslararası QUEST-RA çalışma grubuna üyeliği olan Recep Tunç, bir kimyasalın Behçet hastalarına ilaç olup olamayacağını araştıran, dünyadaki yedi merkezden birinin başında bulunmaktadır. Prof. Dr. Recep Tunç, evli ve iki çocuk babasıdır.  

* Selçuk Üniversitesi rektörlüğüne aday olma sebebiniz nedir?

- Adaylık için nedenlerimden ilki Türk üniversitelerinin iyi yönetilememesidir. Ben Türk üniversitelerine ‘İyi Yönetim Modelinin’ ne olduğunu göstermek istiyorum. İkincisi ise, Selçuk Üniversitesi'nin Türk ve dünya üniversiteleri arasındaki yerinin beni tatmin etmemesidir. Bu nedenle, Selçuk Üniversitesini Türk ve dünya üniversiteleri arasında saygın bir konuma getirmek için adaylığı koydum. Ortaya koyduğum projelerle 'Yeni Model Türk Üniversiteleri’ni dünyaya sunacağım bunu için ‘Doksan Günde Devr-i Âlem Projeleri’ni hazırladım. Bu projeler ‘Türk Üniversiteleri için Model’ olacaktır. 
'ÜNİVERSİTEYİ İYİ YÖNETEMEYEN REKTÖRLER ÜNİVERSİTEDEN GİTTİ'

 * Türk üniversitelerinin iyi yönetilemediğini neye dayanarak söylüyorsunuz?

 - Üniversite yönetimi ile ilgili basın haberlerini incelerseniz, yazarlarımızın hemen hemen hepsinin Türk üniversitelerinin iyi yönetilemediğini düşündüğünü görürsünüz. Diğer taraftan ben 20 yıldır üniversite hayatının içindeyim. Selçuk Üniversitesi (SÜ)'yü yöneten eski rektörlerimiz -şu an farklı kuruluşlarda çalışmaktadırlar- neden görevleri bittikten sonra kendi üniversitelerine geri dönmediler?

Üniversitemizdeki rektörlük seçimlerini neden hep muhalefetteki adaylar mesela Prof. Dr. Abdurrahman Kutlu ve Prof. Dr. Süleyman Okudan kazandı? Eğer üniversiteyi iyi yönetemezseniz üniversiteden ayrılmak durumunda kalırsınız. Bunu açık bir şekilde de görmek mümkün. Yine üniversite iyi yönetilmezse sizden sonra da muhalefetten bir aday rektör olur.

Üniversitemizin akademisyenleri ile birebir en fazla görüşen kişi benim. Akademisyen arkadaşlarımla görüşmelerimde çok büyük bir kısmı da üniversitemizin iyi yönetilemediğini düşünmektedir. Akademisyenlerimizden edindiğim izlenim doğrultusunda son sekiz yılı özetleyecek olursam, genel anlamda olumlu kabul edilen tek bir uygulama olan hizipleşmenin sona erdirilmesi olmuş. Üniversitemizin son sekiz yılının olumsuzluklarını ve yanlışlarını sağır sultan bile biliyor.

* Size göre Selçuk Üniversitesi neden hep kötü yönetildi?

- Kötü yönetimlerde problem ya yönetim ya da yönetici modelindedir. Eğer hep kötü yönetim oluyorsa, problem kesinlikle yönetim modelindedir. Türk üniversitelerinin yönetim modeli kötüdür. Bu model ile üniversiteyi kim yönetmeye kalkarsa kalksın sonuçta kötü yönetilir. Yönetim anlayışındaki problemler üniversitemizin de kötü yönetilmesine neden olmaktadır. Yönetici modeli açısından olaya bakarsak bazı münferit olaylarda yönetici hatalarını da görebiliriz.
 Kasım ayı içinde gerçekleştirilecek olan rektörlük seçimleri, geleneksel yöntemlerle üniversitemizi yönetmeye çalışacak adaylar ile alışılmışın dışındaki bir model ile üniversitemizi organize etmeye çalışacak olan Recep Tunç arasında geçecektir.

AKADEMİSYENLER YÖNETİCİLERİNİ KENDİLERİ SEÇECEK

* Rektör olursanız Selçuk Üniversitesi'nde nasıl bir yönetim sergileyeceksiniz?

- Yönetim modelimiz bireysel özgürlüklerle taçlandırılmış demokratik yönetim şeklinde olacaktır. Benim işim insan sağlığı ve mutluluğudur. Ben zaman zaman 24 saat açlığa dayanmaya çalışırım. Bazı soğuk kış günlerinde iliklerime kadar donduğumda oldu. Bunları sırf insanlar ile empati kurma yeteneğimi geliştireyim diye yaparım. Benim yönetim anlayışım insan odaklı olacak. Akademisyenlerle arama kimseyi sokmayacağım. Bu nedenle kimseye idarecilik konusunda söz vermiyorum. Hiçbir pazarlığa girmiyorum.

Dekanlık ve müdürlük atamalarında, mevcut yönetmeliğimize uygun en demokratik yöntem, adayların akademisyenlerimizce doğru düzgün oylanarak belirlenmesidir. Hiçbir yöneticinin öğretim üyeleri arasında kıdem ve unvan ayrımcılığı yapmasına müsaade etmem. Hiçbir yöneticinin üniversitelinin özlük haklarını kısıtlayıcı, kariyerine zarar verici mesleki tacizlerde ve  çalışma ortamındaki verimliğini düşürücü psikolojik tacizlerde bulunmasın müsaade etmeyeceğim.

Rektörlüğümde üniversitede gerekçeli olmayan hiçbir kurul kararını uygulattırmam.

Hiçbir yöneticinin idari hukuk kurulunun çoğunluk kararı olmadan soruşturma açmasına gönlüm razı olmaz. Selçuk Üniversitesi idari hukuk kurulunun ortak kararı olmadan hiçbir yöneticinin ceza vermesine katlanamam. Yani o cezayı iptal ederim. Hukukçu olmayan hiçbir kimsenin öğretim üyelerimize karşı hakim-savcılık oyunu oynamasına da izin vermem. Ayrıca dikkat ederseniz ağzımdan hep yönetici lafı çıkıyor. Yöneticim demiyorum. Çünkü rektör olmam durumunda yöneticileri ben belirlemeyeceğim. Bu nedenle de hiçbir kimseye yöneticilik konusunda söz vermedim. Ancak akademisyenlerimize de söz veriyorum, öğretim üyelerimiz yöneticilerini aynen rektörlük seçimleri gibi kendileri belirleyecektir.

'DOKSAN GÜNDE DEVR-İ ALEM PROJELERİNDEN AMAÇ SELÇUKLU KİMLİĞİNE DÖNÜŞMEDİR'

* Rektör adaylığınızın ikinci nedeninde Selçuk Üniversitesi'nin konumuydu. Bu nedenle de 'Doksan Günde Devr-i Alem' projelerini hazırladığınızı söylediniz. Bu projelerinizden bahseder misiniz, projeniz neleri içeriyor?

- Daha önce basın yayın organları vasıtasıyla kamuoyuna açkıladığım 'Doksan Günde Devr-i Alem' projelerimde aslında birçok projeden oluşuyor. Mesela; Selçuklu Kimliği Projesi. Bu projem iki kısımdan oluşur. Selçuk Üniversitesi'nin fiziki anlamda Selçuklu mimarisi ile yenileme çalışmalarıdır. Selçuklu mimarisi ile yapmayı düşündüğüm "Beş Kartallı Sosyal Tesisler, Beş Kartallı Müze ve Beş Kartallı Yabancı Konuk Evleri" fiziki anlamda Selçuklu kimliğine dönüş çalışmalarıdır. Esas olan düşünce yapımızın Selçuklu kimliğine dönüşmesidir.

Bunun yanında diğer projelerimden bazıları; para harcamadan hayır işi yapma, doğal ortamında yaşayarak yabancı dil öğrenme, yurtdışındaki Türk akademisyenler ile bütünleşme, yabancı akademisyenleri ile çalışma ve uluslararası araştırma enstitüleri projelerinin asıl amaçları Selçuklu düşünce kimliğine dönüş projesini hızlandırmaktır.

'KONYA SELÇUKLU KİMLİĞİYLE DAHA ETKİN VE PRESTİJLİ OLACAKTIR'

* Neden Selçuklu kimliği de, Osmanlı kimliği değil?

- Aslında hangi kimlik derseniz deyin, gerçekte bu proje Türk kimliğine dönüş projesidir. Selçuklu kimliğine dönüş dememizin iki nedeni var. İlki üniversitemizin Selçuklu’ya başkentlik yapan Konya'da bulunması ve kampüsüne Alaeddin Keykubat isminin verilmesidir. İkinci nedenimiz ise değiştirmeyi düşündüğümüz günümüz üniversitelerinin Nizamiye Medreseleri ile temelini atanların Büyük Selçuklu Devleti atalarımız olmasından dolayıdır. Konya Selçuklu kimliğiyle daha etkin ve prestijli konuma gelecektir.

* Selçuklu kimliği projeniz dışındaki projeleriniz neleri içeriyor?

- Tabi ki, para harcamadan hayır işi yapma modeli projem aslında vakıf sistemimizden esinlenerek hazırlanmıştır. Bu projenin esas amacı hayırseverlerin harcadıkları paraların amacına uygun kullanılmasını sağlamaktır.

Doğal ortamında yaşayarak dil öğrenme projemizin esas amacı akademisyenlerimizin okuma yazma İngilizcesinden konuşma anlama İngilizcesine geçişini sağlamaktır. Bu durum akademisyenlerimizin dünya akademisyenlerini yakından tanımalarını ve kendilerine olan özgüvenlerini artıracaktır. Yurt dışındaki Türk akademisyenler ile bütünleşme projemiz ile akademisyenlerimizin yabancı ülkelerdeki Türk akademisyenleri yakından tanıma ve onlar ile ortak çalışmalar yapmasını amaçladık. Yabancı akademisyenleri ile çalışma ve uluslararası araştırma enstitüleri oluşturma projelerimizin esas amaçları dünyayı ve dünya akademisyenlerini yakından tanıyarak kendimize olan özgüveni artırmak ve bilinç altımızdaki hiçlik duygusundan kurtulmaktır.

'SELÇUKLU DERGİSİ PROJESİYLE

YENİ MODEL ÜNİVERSİTELERİ DÜNYAYA SUNABİLECEĞİZ'

* Daha önceki beyanlarınızda henüz açıklamadığınız projelerinizin olduğunu söylediniz. Bu projeleriniz hakkında da bilgi verebilir misiniz?

- En yakında açıklayacağım projem, dünya bilim dergilerine çeki düzen verecek olan 'Selçuklu Dergisi' projesidir. Ayrıca, genç akademisyenlerimize kısa sürede üst düzey bilimsel çalışma yapma yeteneği kazandıracak bir projemizde hazırlanmış durumdadır.

Bu projeleri gerçekleştirebilirsek neler olur diye sorarsanız. Bu projeler genç akademisyenlerimiz, doğal ortamında yaşayarak, dünya akademisyenleri ile tartışabilecekleri konuşma anlama İngilizcesini öğrenmeye başlar. Dünya akademisyenleri ile tartışmaya başlamak kendimize olan özgüveni artırır. Kendine güvenen akademisyenlerimiz üst düzey çalışma yapmasını öğrendikleri zaman kendi alanlarındaki çalışılmamış konuları çalışmaya başlarlar. Bu durum üniversitemizin ürettiği orijinal bilgi sayısını artırır. Yeni model Selçuklu Dergileri dünya bilim dergilerinde esaslı değişiklikler yaparsa, Selçuk Üniversitesi yeni model üniversiteleri dünyaya sunabilir.

PARK BAHÇE ÇALIŞMALARININ

PROJE OLARAK SUNULMASI BENİ ÜZÜYOR

* Bu projeler akademisyenleri nasıl etkileyecek?

- Akademisyenler de bizim gibi etten kemikten insanlar. Onların da duygu, düşünce ve vicdanları var. Bu durumlar akademisyen arkadaşlarımızı kesinlikle etkiler. Bu etkileme tabi ki olumlu yönde olacaktır. Benim projelerimden aslında diğer rektör adaylarımızı da etkiliyor. Mesela rektör adaylarımızdan Prof. Dr. Hakkı Gökbel 'Selçuklu Kimliği' projemden etkilenmiş. Benim Selçuklu kimliği projem konusunda sizin gazetenizde 'Kampusu Selçuklu Mimarisiyle Yenileyeceğim' diye haber yapılmıştı. Benden bir hafta kadar sonra da Prof. Dr. Hakkı Gökbel beyin de bu yönde haberleri çıktı. Projelerinden birisinin de kimliği olan binalar oluşturmak olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hakkı Gökbel, ‘Yoldan geçen birisi binayı gördüğü zaman burası Selçuk Üniversitesi diyebilmelidir’ demiş. Bu muhteşem projeyi Prof. Dr. Hakkı Gökbel’in internet sitesinde, basın bildirisinde ve broşürlerinde görmemiz mümkün değil. Benim hazırladığım projelerin beğenilmesi ve başka adaylar tarafından uygulanabilir bulunması beni sevindirir. Tabi ki, Prof. Dr. Hakkı Gökbel’in projelerinden birisi de beni gerçekten etkiledi. Her şeyi ile Prof. Dr. Hakkı Gökbel'e ait olan TOKİ projesi muhteşem bir projedir. Türkiye'de ilk defa akademisyenlere yönelik olarak hazırlanan ve ilk defa üniversitemizde uygulanacak olan TOKİ projesi umarım ülkemiz için örnek teşkil edecektir. Prof. Dr. Hakkı Gökbel'e ait olan TOKİ projesi ülkemizde yaygınlaşırsa fakir insanlarımızın konut sorununa çözüm bulunacaktır. TOKİ projesini geliştirdiği için Prof. Dr. Hakkı Gökbel'e çok teşekkür ederim.

Bunlar işin latifesiydi. İşin gerçeği, rektör adaylarımızın çoğu projenin ne anlama geldiğini bile bilmiyor. Rektör adaylarımızın çoğu, park bahçe işlerini proje zannediyor. İşte bu beni üzüyor.

* Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
 
- Selçuk Üniversitesi'nin değerli öğretim üyelerine bir mesajım olacak.
Saygı değer hocalarım, değerli öğretim üyeleri, rektörlük seçiminde neleri oylayacağımızı özetlemek isterim. Rektörlük seçimi ile, akademisyenlerimizin, İngilizceyi doğal ortamında yaşayarak öğrenip öğrenmeyeceğini, akademisyenlerimizi, diğer ülkelerde çalışan yerli ve yabancı akademisyenlerle bir araya getirip getirmeyeceğimizi, yeni model Selçuklu Dergisi'nin, dünya bilim dergilerine çeki düzen verip veremeyeceğini, 'Yeni Model Türk Üniversitelerini' dünyaya sunup sunmayacağımızı, idari yöneticilerimizi akademisyenlerimizin belirleyip belirleyemeyeceğini, hukukçu olmayanların öğretim üyelerimiz ile hakimcilik savcılık oyunu oynayıp oynayamayacağını tartışacağız ve oylayacağız. Ben eminim ki üniversitemiz, çoğunluğu Türk-İslam anlayışındaki; emaneti ehline teslim etmek ve karakterli davranmak ilkelerine sahip öğretim üyelerinden oluşmaktadır. Hiç şüphem yok ki, ilahi adalet yeri bulacaktır.
 

Perşembe: Prof. Dr. Recai Gürbüz

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Röportaj Haberleri