Hayat hayır işleme yarışı olsa

Nurten Selma Çevikoğlu

Efendim, hayır ve hasenatların işlendiği, kutsal topraklara giden kutsi yolcuların hacı olarak (inşaALLAH) döndükleri, akrabaların-kardeşlerin-dostların bayram sevinciyle coştuğu, insanların mutlulukla kaynaştığı güzel günlerin ardından sizlere yeniden merhaba derken, cumânızı da mübârek ediyorum.

Kurban bayramı vesilesiyle yine büyük bir infak anlayışı sergilendi hem yurt içinde hem de yurt dışında. Bu işle meşgul olanlara ne mutlu! Böylesi hayır faaliyetleri insanı canlı ve moralli tutuyor. Ülke içindeki kurban dağıtım hizmetine koşanlardan, ülke dışında bilhassa Afrika’da bu hayır işlerini yürütenlerden Rabbim râzı olsun, uhrevi kazançları artsın, eksilmesin.

En acımasız zâlimliklerin yaşandığı bir dünyâda biz diliyor ve istiyoruz ki hayırlar, iyilikler, güzellikler çoğaltılmalı. Kötülükler, çirkinlikler, şerler azaltılmalı. İnsanları mutluluğa götüren yolları anlatan kutsal kitap Kur’anı Kerim her türlü hayrın kaynağının vahiy olduğunu söyler. Hayrın hâkim olmasını isteyenler, hayırlı ameller işleyenler ilâhi vahye tâbi olanlardır.

Ülke bazında milletlerin hayırlı işler yapmaları, müspet ve yapıcı davranışların öne çıkması iş başında ‘yüreğini hayra koymuş’ kimselerin bulunmasıyla mümkündür. Bugün kapımıza dayanan onca mülteciyi, mazlum ve mağduru büyük bir hamiyetle himâye etmek, yemelerine, içmelerine, barınmalarına vesile olmak hayra sebeptir. Şerlilerin yönettikleri toplumlardan hayır sâdır olmaz. Halkını varil bombalarıyla yok eden şerlileri, halkın oylarıyla seçilmiş dindar cumhur reisleri ve onu sevenleri sudan bahânelerle zindanlarda zulüm eden şerlileri, Filistin’deki mâsumları uyduruk gerekçelerle katleden zâlimleri ve onun arkasında duran tüm zulümkarları Cenâbı Hakk’a havâle ediyoruz. Zulümle, zâlimlikle, şerle âbâd olunmaz ancak berbat olunur. Zulümcüler hayatlarının hiçbir safhasında iflah olmazlar, huzur bulamazlar.

Dünyâda ve ukbâda gerçek huzur yalnızca hayırlı işler yapmakla, hayırlı ameller işlemekle yâni hayırla elde edilir. Çünkü Hak Teâlâ: “Ey iman edenler! Rukû edin, secdeye varın, Rabb’inize itaat edin ve hayır işleyin. Umulur ki kurtuluşa erersiniz.”(1) Buyuruyor. Ama secdesizlerden, ibâdetsizlerden ne beklenir?

Oysa şu kısacık dünya hayâtı keşke çoğunlukla bir hayır işleme zemini olsaydı. İnsanlar birbirleriyle didişmeden, boğuşmadan, savaşmadan günlerini geçirselerdi, ne olurdu! Özellikle İslam toprakları acı, üzüntü, ızdırap, gözyaşı ve kan coğrafyasına döndü. Orta doğuda insanlar kan ağlıyor. Mâlum mahfiller, Müslüman ülkelerini yaşanması imkansız kan gölüne çevirdiler ve bu emellerini de daha uzun zaman sürdürme peşindeler ve hatta bunun yarışındalar. Bugün dünya özellikle de Müslümanlara karşı şerde yarışıyor. Acı olan taraf şu ki, bu şerre adı Müslüman olanlar da ortak ediliyorlar. Halbuki yüce Kur’an’da: “Herkesin yüzünü kendisine doğru çevirdiği bir yön vardır. Öyleyse hayırlarda birbirinizle yarışın…”(2) buyurulur.

Her birerlerimiz inanan müminler olarak tüm bu yaşanan şerlere inat Rabbimizin gösterdiği yolda hayırlı (sâlih) ameller işlemeye, hayırlı evlat yetiştirmeye, hayırlı mallar kazanıp hayır yollarında harcamaya, hayır kurumlarını çoğaltmaya, hayırlı faaliyetler yaparak hayırda yarışmaya devam etsek ne iyi olur! Dünyâya iyilik ve güzelliğin hâkim olmasını kim istemez? Hayrı tercih edenleri, güzel amel işleyenleri yüce Kur’an övüyor. “Doğrusu onlar katımızda seçkin, iyi kimselerdendirler.”(3) İyiliklerin, barışın, huzurun hâkim olacağı bir dünyâya ancak hayırların işlenmesiyle sâhip olunabilir.

Hayrın iki boyutu vardır. Birincisi kaynağı Allah olan hayır. İkincisi kaynağı insan olan hayır.(4) Mutlak hayırlar insanlara yüce Yaratıcı tarafından elçileri vasıtasıyla bildirdiği hayırlardır, şerler de öyle. Örneğin; adâlet, iyilik, erdemli olma, sadaka verme, takva, güzel söz, rızık, barış, Allâh’ın yardımı, ahret.. bu sayılanlar hep Kur’an’da bahsedilen hayırlardır. Ama zulmetmek, hakka tecâvüz, yalan, hırsızlık, adam öldürme her zaman için şerdir.

Müminler dâima hayırdan yana olurlar onlar zulmederek şerre sebep olmazlar. Her zaman iyi ve âdil davranışları sergilerler, hayrın tâkipçisi olurlar. Aldatmazlar ama aldananlardan da olmazlar. İstem dışı karşılaştığı tüm şerleri, kötülükleri, zulümleri iyiliğe, hayra, güzelliğe çevirmek için azâmî gayret sarf ederler olmazsa dua ederler, sabrederler. Unutulmasın ki hayır imânın gereği şer ise isyânın ve inkârın sonucudur.

Dâima hayır üzere olup hayırda yarışma duâsıyla,,.

En kısa zamanda hayır, iyilik ve güzellik üzere kurulu bir dünyâya kavuşabilme niyâzıyla hayırlı cumalar..

---------------

1) Hac, 77

2) Bakara, 148

3) Sad, 47

4) Bknz. Hüseyin K, Ece, İslâm’ın Temel Kavramları, (Ankara: Beyan Yayınları, 2013), s.250

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.