Harakete geçmek için ilk devrenin bitmesi beklenmesin

Muhammet Gümüş

7'den 70'e herkesin ve herkesimin bildiği tek gerçek futbolun üç neticeli oyun olduğudur. Bunda bi sıkıntı yok, ancak bu üç neticenin birini almak için ya mücadele edersiniz ya etmezsiniz yada ediyor gibi görünüp “saldım çayıra mevlam gayıra” dersiniz.

Nitekim gösterdiğiniz veya göstermeye çalıştığınız varlık kadar da neticeye ulaşmış olursunuz. İşte Pazar günü Konya'da o muhteşem stadyumumuzda gösterilen varlıksız ve ruhsuz mücadelenin neticesini acı bir skorla almış olduk.

Özellikle UEFA Kupası maçında Marsilya karşısında uzatmalarda yenilen golle yaşadığımız ŞOK'u hemen akabinde yine Kasımpaşa deplasmanında gelecek 1 puan yine 90. dakikada yenen gol ile uçup gidince Bursa maçının korkusu katlayarak yükseldi.

Zaten karşılaşmanın başlaması ile alğılara hediye edilen mağlubiyet tarzı futbol, ilk 45 dakikada skora 3-0 olarak yazılmış 90 dakika sonunda da tescillenmiş oldu.

Saha içinde bir elin 3 parmağını geçmeyecek sayıdaki oyuncuların kendini yırtması yeterli olmuyor, futbol tenis gibi bireysellik barındıran bir oyun olmadığı için sahadaki 11 kişinin yanısıra saha kenarındaki 1 kişinin katkısı öncelik taşıyor. Ama Bursa karşısında ne saha içi ne saha kenarı katkı sağlayamayınca tribünleri de negatif bir enerji ile diskalifiye etmiş oldu.

Şimdi burda maçın kritiğini yapacak değilim, ancak daha önemli bir kritiğin yapılması gerekiyor. Transferlerden tutun yönetim sıkıntısına, teknik kadronun yeterliliğinden tutun yapılacak planlamalara kadar birçok konu iyiden iyiye baş göstermeye başlamış oldu. Kısaca hani klasik bir cümle vardır ya “Takke düştü, kel göründü” diye aynen öyle işte.

Şimdi keli görmeye gördük te önemli olan o keli daha fazla büyütmeden takkeyi tekrar takabilmek. Bunun için ilk yarının tamamlanması beklenmeden gerekenler biran önce yapılmalı, tabi bunu ifade ederken kulüp içindeki maddi durumun niteligini bilmek gerek, dahası yapılan BOŞ tranferlerin de hesabının verilmesi gerekiyor. Yeni oyuncular alınırken hangi kriterler arandı, kağıt üzerinde dahi iyi görünmesi mümkün olmayan oyuncular hangi mantıkla bu takıma dahil edildi anlamak mümkün değil.

Takımın içindeki disiplin, koordine ve yardımlaşmanın yerinde yeller eserken birde böylesi hatalar 'Düşme' söyleminin yüksek ses moduna geçmesine sebep oluyor. Buna vesile olanlar biran önce bu eserlerini düzeltmek zorundalar. Yapılacak nokta tranferler ile ateş hattından kurtulmak ve kayıpların telafisi boyunlarının borcudur artık.

Benim Pazar günü oynanan maçta dikkatimi çeken önemli hususlardan birisi kenar yönetimin saha içindeki disiplininin yetirsiz olmasıydı. Aykut Kocaman döneminde saha içinde hocanın varlığını görebilirken Mehmet hocanın sanki otoriterlik konusunda eksik kaldığını görmedim desem yalan olur. Bu nedenle Mehmet hocanın işin ciddiyetini otoritesi ve disiplini ile oyuncu kadrosuna yaşatması gerekiyor diye düşünüyorum.

Çünkü kalan haftalarda da umutlu olacağımızı gösteren bir tablo görmüyorum. Bu hafta UEFA maçı için Portekiz'de oynanacak karşılaşma sonrası içerde Kardemir Karabükspor ardından deplasmanda Göztepe ve ilk yarının son maçında içerde Fenerbahçeyi konuk edecek olan yeşil beyazlılar bu üç birbirinden zorlu maçtan puan veya puanlar çıkartma ihtimali şuanki realitelerle mümkün görünmüyor. Onun için ilk yarının tamamlanması beklenmeden hazırlıklar gerçekleşmesi gerekiyor. Aksi takdirde Allah korusun bu sezon Süper Lig'de son sezon olabilir.

Umudum ve eminimki yeşil beyaz sevdalısı herkesin umudu korkulu rüyalar görmek yerine rakiplere korku veren rüyalar gösteren takımın tekrar dirilmesi ve birlikteliği beraberliği tesis edici adımların biran önce atılmasıdır...

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.