Akaryakıta gelen zamlar birçok sektörü etkiliyor. Sebze hali çalışanları artan maliyetlerle boğuşurken, akaryakıt zammı da ürünlere direkt yansıdı. Konuya ilişkin Merhaba Gazetesi’ne özel değerlendirmede bulunan Adnan Menderes Meyve ve Sebze Hali Başkanı Adnan Pirinç, “Zamların arkasında birçok neden var; ancak vatandaş yalnızca etiket fiyatını görüyor” dedi.
‘TEMENNİMİZ, ŞU AN YAŞANAN SAVAŞLARIN SONA ERMESİ’
Adnan Pirinç, akaryakıt zamlarının tarım ürünlerinin fiyatlarına doğrudan yansıdığını belirtti. "Petrol yalnızca nakliyeyi değil, üretimden ambalaja kadar birçok alanı etkiliyor" diyen Pirinç, asıl sorunun alım gücü kaybı ve plansızlık olduğunu vurguladı. Pirinç, “Petrolün ülkemizde pek çok kullanım alanı var. İlk olarak elbette nakliye sektörü akla geliyor. Ancak nakliyenin ötesinde, üretimde kullanılan makineler de petrole bağımlı. Ayrıca ambalajlama alanında kullandığımız plastik kasalar ve paketleme malzemeleri gibi ürünler petrol türevlerinden üretiliyor. Bu nedenle yakıt, en önemli maliyet kalemlerinden biridir. Yakıt fiyatlarındaki artış bizleri doğrudan etkiliyor. Bu durumdan kaçış yok. Örneğin, daha önce bir kilo ürünün nakliye maliyeti 2 TL iken, zamlarla birlikte bu rakam 4 TL’ye çıktı. Bu da hem üretim maliyetini artırıyor hem de doğrudan tüketiciye yansıyor. Bu elbette hoş bir durum değil. Temennimiz, şu an yaşanan savaşların ve krizlerin bir an önce sona ermesi. Petrol gibi konuların da hızlıca çözüme kavuşması için dua ediyoruz” ifadelerini kullandı.
‘HAVA KOŞULLARI TARIM ÜRÜNLERİ FİYATLARINI ETKİLİYOR’
Ürünlere gelen zamların yalnızca yakıtla sınırlı olmadığını vurgulayan Adnan Pirinç, asıl belirleyici etkenin hava durumu ve piyasa koşulları olduğunu ifade etti. Pirinç, “Girdi maliyetleri elbette önemli; ancak bizi esas etkileyen faktör hava koşullarıdır. O yılki rekolte durumu, ihracatın olup olmaması gibi unsurlar da fiyatlar üzerinde ciddi etki yaratıyor. Girdi maliyetleri belirleyici olsa da piyasadaki arz ve talep dengesi çok daha etkili. Bazen bir ürünü 10 TL’ye mal edersiniz ama 1 TL’ye satarsınız; bazen de 1 TL’ye mal edip 10 TL’ye satmak mümkün olur. Bu tamamen arz ve talep meselesidir. Bu yıl, sert çekirdekli meyveler olan kiraz ve erik gibi ürünlerde fiyatlar oldukça arttı. Narenciyede ise özellikle limon fiyatlarında ciddi bir artış söz konusu. Çünkü piyasada yeterli ürün yok. Soğuk hava nedeniyle ürünler dondu. Geçmiş yıllarda limon oldukça ucuzdu. Bu nedenle birçok üretici limon ağaçlarını söktü. Bu da arzın azalmasına yol açtı. Şu anda hal piyasasında limonun kasası 90 ila 100 TL arasında değişiyor. Bu durumun sekizinci aya kadar devam etmesi bekleniyor. Yeni mahsul çıkınca bir miktar denge sağlanabilir. Ancak o zamana kadar, mazota gelen zamlar nedeniyle, daha önce 15 TL olan nakliye maliyeti artık 20 TL’ye çıktı. Bu fark da doğrudan ürün fiyatlarına yansıyor” diye konuştu.
‘HALLER MODERNİZE EDİLMELİ’
Vatandaşın alım gücünün geçmiş yıllara göre ciddi şekilde düştüğünü ifade eden Adnan Pirinç, Türkiye’deki sebze ve meyve hallerinin de devlet tarafından modernize edilmesi gerektiğine dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Asıl sorun, alım gücünün çok zayıflamış olması. Artık 1 TL, 2 TL, 5 TL gibi dönemler geride kaldı. Bugün 50 TL bile 'makul' bir fiyat olarak görülüyor. İnsanların elinde yeterli para olmadığında, fiyatlar daha da yukarı çıkabiliyor. Bu yıl soğan, patates, karpuz gibi ürünler nispeten ucuz seyrediyor. Ancak bu durum da olumlu değil, çünkü bu kez üretici zarar ediyor. Bu işin bir denge noktası olmalı. Bu denge de yalnızca planlama ile sağlanabilir. Güçlü bir altyapı, modern lojistik sistemler ve sağlıklı işleyen haller sayesinde bu mümkün olabilir. Bu çok kapsamlı bir mesele. Devletin bu konuda ciddi adımlar atması gerekiyor. Bugün yapılması gereken şey, hallerin devre dışı bırakılması değil; aksine, modernize edilerek güçlendirilmesidir. Hallerin; fiyatların doğru şekilde belirlendiği, ürünlerin kaliteye göre sınıflandırıldığı, hijyenik ve şeffaf bir pazar yapısına kavuşturulması şarttır. Fiyatın yüksek ya da düşük olması değil, doğru olması önemlidir. Ürün yoksa fiyat artar, ürün fazlaysa düşer. Önemli olan doğru fiyat ve doğru kalitedir. Ne yazık ki Türkiye'de bu yapı hâlen mevcut değil. Her ne kadar ülkemizde yaklaşık 170 hal bulunsa da, bu hallerin büyük bölümü yetersiz durumda. Örneğin, İspanya’da yalnızca 23 hal var; ancak her biri çok güçlü altyapıya sahip. Türkiye’deki 170 halin toplam kapasitesi, İspanya’daki bir halin seviyesine bile ulaşamıyor. Bu durum üzücü ama ne yazık ki gerçek.”
‘FİYAT ARTIŞLARINDA HALCİLERİ SUÇLAMAK YANLIŞ’
Ürüne zam da gelse ucuz da olsa her zaman vatandaşın suçlu olarak kendilerini gördüğünü dile getiren Adnan Menderes Meyve ve Sebze Hali Başkanı Adnan Pirinç, sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı: “Vatandaş bu işin farkında değil. Fiyatlar çok düşük olduğunda köylü malını sokağa döküyor, ‘halciler bu hale getirdi’ deniliyor. Fiyatlar yükseldiğinde ise tüketici, ‘aracılar fırsatçılık yapıyor’ diye suçluyor. Oysa bugün hal piyasasının genel pazardaki payı yüzde 20–25 seviyelerine kadar düşmüş durumda. Böyle bir tabloda suçu halcilere yüklemek doğru olmaz. Sorun çok daha derinlerde. Bunun çözümü, sistemin tüm bileşenlerini kapsayan ciddi ve kapsamlı bir planlamayla mümkündür.”
‘ZAMLAR ÜRÜN FİYATLARINI DOĞRUDAN ETKİLİYOR, VATANDAŞ ANLAMIYOR’
Adnan Menderes Meyve ve Sebze Hali esnaflarından Fatih Kibrit, mazota gelen zamlarla birlikte ürünlere yansıyan fiyat artışının normal olduğunu belirterek, “Vatandaş bu durumu kesinlikle anlamıyor, pahalı yiyoruz diyor” dedi. Kibrit sözlerini şöyle tamamladı: “Mazota gelen son zamların ardından nakliyeciler de fiyat artışına gitmek zorunda kaldı. İster istemez onlar da haklı çünkü 10 TL’lik bir artış yaklaşık yüzde 20’lik bir fark demek. Bu durum doğrudan maliyetlere yansıyor. Halkın bu süreci bilmesi gerekiyor. Ne yazık ki vatandaş, sadece ‘pahalı yiyoruz’ diye düşünüyor; arka planı bilmiyor. Örneğin şu anda perakende karpuz fiyatı yaklaşık 10 TL civarında; bu çok yüksek bir rakam değil. Kavun ise 15-20 TL bandında. İklim koşullarına göre fiyatlar değişkenlik gösteriyor; her zaman sabit ve düşük kalması mümkün değil. Bu yıl hava koşulları bazı meyveleri olumsuz etkiledi. Özellikle kiraz ciddi zarar gördü. Tarla ürünlerinden çilek, kavun, karpuz gibi meyveler ise bu yıl vatandaş için nispeten daha ucuz olacak gibi görünüyor. Ancak vatandaş şunu bilmeli ki, bizim masraflarımız oldukça fazla. Dışarıdan bakıldığında çok para kazandığımız düşünülüyor ama durum öyle değil. Şöyle söyleyeyim: Eğer sattığımız her ürün gerçekten kazanç sağlasa, Türkiye’de herkes bu işi yapar, başka bir iş yapmazdı. Ama bu işin yarısı zarar, yarısı kâr. Yani bizim büyük kazançlarımız yok.”
‘BENİM MÜŞTERİLERİM ZAMLARIN SEBEPLERİNİ ANLIYOR ŞİKÂYET ETMİYOR’
Adnan Menderes Sebze Hali esnaflarından Mustafa Gününde ise, kendisine gelen müşterilerin zamların neden yapıldığını bildikleri için şikayet etmediklerini ifade etti. Gününde, sözlerine şöyle son verdi: “Mazota gelen zamlar maliyetlerimizi doğrudan artırdı. Çünkü işimiz doğrudan nakliyeyle ilgili. Bu nedenle gelen malların üzerine küçük de olsa bir ücret eklemek zorunda kaldık. Ancak bana gelen müşteriler genellikle sabit müşterilerim olduğu için, ürünlerdeki fiyat artışlarının sebepsiz olmadığını biliyorlar. Yani yaptığımız zamların gerekçelerini anlıyorlar. Bu nedenle, en azından kendi adıma konuşacak olursam, müşteri tarafında herhangi bir sorun yaşamıyorum.”