HAK, HUKUK, ADALET VE MİZAN

Bayram Miroğlu

Şüphesiz Allah (hiç kimseye) zerre kadar zulüm etmez. (Yapılan) çok küçük bir iyilik de olsa onun sevabını kat kat arttırır ve kendi katından büyük bir mükâfat verir.( Nisâ Suresi 40)

Dünya hayatında hepimiz yer yer sıkıntılarla karşılaşmakta ve ister istemez birileri tarafından haksızlığa uğratıldığımız kanısıyla yakınmaktayız. Peki, bizlerin bu hakkı zayi mi olmakta? Haksızlık yapanın yaptığı yanına kâr mı kalmaktadır?

***

Öncelikle şu gerçeği aklımızın bir köşesinde daima bulundurmamız gerekmektedir. Nedir bu? İster iyilik yapalım ister kötülük yapalım bu asla karşılıksız kalmayacak ve bu yaptığımız amelin karşılığını muhakkak göreceğimiz gerçeğidir. Bunun ölçüsü var mıdır? Hani bazen yanılıp ta “Bundan da ne çıkar canım.” Dediğimiz hatalarımızın dahi bir karşılığı olacaktır. Bu gerçeği minimize edecek olursak aslında şahsımızda normalmiş gibi görünen her fiilimizin de bir karşılığının olduğu gerçeğidir. İlahi mahkemenin kurulup, adalet terazilerinin tartmaya başladığı o anda bu gerçeği hayretler içerisinde karşılayacak, karşımıza çıkacak gerçeklerin ise bu dünya hayatında yapıp ettiklerimizin karşılığı olduğunu anlamış olacağız. “O gün insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük kabirlerinden çıkacaklardır. Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse onun mükâfatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse onun cezasını görecektir.” (Zilzâl, 6-8)

***

Hak, hukuk, adalet ve mizanın olması hiç kimsenin zerre hakkının kimsede kalmayacağı gerçeğini ortaya koyduğu için insanda psikolojik olarak rahatlamaya vesile olmaktadır. Bu dünyada karşılığı alınamayan her hakkın mizanda yer bulacak olması bizlerin ruhunda huzur bulmamızı sağlamalıdır. Dünyada bu zulümleri işleyenler, kul hakkı yiyenler, yalan beyanda bulunup insanları aldatanlar, insanların arasını bozanlar, laf taşıyıp fesat çıkaranlar, gıybet edip başkalarını arkalarından çekiştirenler, alay edenler, üç beş kuruşluk dünya menfaati için çıkar devşirenler, birilerinin sırtına basıp yükselmeye çalışanlar ve daha burada sayamayacağım bu haksızlıkların elbet bir gün karşılarına çıkacağı gerçeğine davet ediyor kendilerine çeki düzen vermeleri gerektiği hatırlatıyorum.

***

Bu hatırlatmaların arkasından en güzeli bu dünyada helallik almaktır. Gönül almaktır. Barışmaktır. Af dilemektir. Özür dilemektir.

Çünkü yarın çok geç olabilir…

Selam, dua ve muhabbetlerimle…