Ülkemizde göl ve barajların neden kuruduğu hakkında üniversiteler ile tarım ve sağlık bakanlıkları elbette araştırma yapıyorlardır.
Vatandaşlara mikrofon uzatıldığında söyledikleri genelde şu oluyor: “30-40 yıldır görmediğimiz bir kuraklık yaşıyoruz. Kaç yıldan beri göl ve barajlardaki suların bu şekilde hızlı çekildiğine ve kuruduğuna şahit olmadık.”
Çumra’daki Apa Barajı’nda neredeyse su kalmadı. Altınapa Barajı’ndaki su seviyesi ise yüzde 5. Akşehir Gölü kurudu. Türkiye’nin en büyük tatlı su göllerinden biri olan Beyşehir Gölü’nde ise sular hızla çekiliyor. Güzelim göl gözümüzün önünde kuruyor! Bütün bunlar küresel iklim değişikliğine dayandırılıyor.
Amerika Birleşik Devletleri Uzay Ajansı (NASA), uzayda “kara delik” keşfettikleri zaman dünya kamuoyunu “ozan tabakası delindi” diye asparagas haberlerle oyalamışlardı. Bunu da bizim kulağımıza merhum Uzaycı Mehmet Eminoğlu fısıldamıştı. Son yazdığı kitapta, “Biz canlı olan her şeyi sudan var ettik” (Enbiya, 30) ayetinin ışığında “uzayda su var” demeye hazırlanıyordu. Ömrü vefa etmedi.
***
Isı ve ışınlarıyla dünyayı aydınlatan ve ısıtan bir güneş, güneşten aldığı ışını yansıtan bir ay var. Her ikisinin de insanlığa sayılamayacak kadar faydaları var. Son yıllarda bu “İklim Değişikliği” bahanesiyle Güneş Jeomühendisliği dalında küresel şirketler ortaya çıktı. Bunlardan bir tanesi de “Stardust Solutions” adlı şirket. Bu şirket güneş ışınlarına yapay flltre oluşturmak adına atmosfere “AEROSOL” parçacıklar püskürtüyorlar. Bu jeo-mühendislik girişimi şirket son dönemde 60 milyon dolara yakın yatırım da aldı.
***
Konya semalarında yüksek irtifada uçan uçaklar vasıtasıyla yazdan bu tarafa “aerosol parçacıklar” püskürtülüyor. Bu “itici bir gaz vasıtasıyla ince bir sprey halinde solunabilen (püskürtülen)” bu madde, güneş ışınlarına engel teşkil ediyor. Şehrimizde havanın birden soğuması bu yüzden kaynaklı. Bu püskürtülen ince spreyin yan etkilerinin ne olduğu konusunda ne halkımız, ne toplum ne de vatandaşlara şimdiye kadar herhangi bir bilgi de verilmedi.
Konuyu araştırdığımda karşıma; güneş ışınlarının gezegene ulaşmasını engellemeye yardımcı olacak tescilli jeomühendislik teknolojisi geliştirmek için yola koyulan ve “Yıldız Tozu” anlamına gelen Stardust’un, 2023 yılında merkezi İsrail olmasına rağmen Amerika Birleşik Devletleri'nde kurulduğu bilgisi çıktı. Astrofizikçi, bilim yazarı ve serbest gazeteci Ramin Skibba’nın verdiği bilgiye göre; “şirket, küresel iklimde değişiklik yapmayı düşünen hükümetlere özel bir jeomühendislik teknolojisi geliştirip satmaya hazırlanıyor gibi görünüyor; iklim değişikliği için bir tür savunma yüklenicisi gibi hareket ediyor” diyor ve ekliyor: “Şirket, ülkenin gizli nükleer programını denetleyen İsrail Atom Enerjisi Komisyonu'nda eski baş bilim insanı yardımcısı olan CEO ve kurucu ortak Yanai Yedvab tarafından yönetiliyor.”
***
Ben bu yazıyı kaleme alırken ne bir kimseyi, ne de herhangi bir şirketi zan altında bırakmak istemem. Öyle bir niyetimde yok. Türkiye’yi idare eden mevcut hükümet ve diğer parti milletvekillerinin el kaldırmalarıyla TBMM’de “Paris İklim Antlaşması” onaylandı. Türkiye’nin Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin altına imza atan ülkeler arasında olduğu biliniyor. Burada esas üzerinde durulması gereken şey, “bireysel bir şirket veya hükümetler, milyarlarca insanın hayatını etkileyebilecek şekilde iklimle ilgili büyük riskler alabilir ve bunu yapmak için kimseden izin almak zorunda değil” midir? Ülkemizde hükümetler neden şeffaf olamıyorlar? Türkiye bir hukuk devleti değil midir? İnsan ve toplum hayatını ilgilendiren hayatî konularda neden halkın görüşlerine başvurulmuyor?
Konya semalarında güneş ışınlarını ve ısıyı önlemek adına uçaklardan püskürtülen “aerosol parçacıklar”ın iklim dolayısıyla yan etkileri nelerdir?
Bizim göllerimiz ve barajlarımızdaki suların çekilmesinde ve kurumasında, gökyüzüne püskürtülen ince spreyin içindeki maddelerin etki ve katkısı var mıdır?..
Bu püskürtülerin insan ve hayvan sağlığı ile toprağa verdiği zararları nelerdir?
Güneş ışını ile ısısının yapay olarak filtrelenmesiyle su savaşları, yabancı şirketler aracılığıyla Konya Ovası’nda gökyüzünden mi yapılıyor?
Kamuoyu, hükümet yetkililerinden ve Konya’yı idare edenlerden bu ve buna benzer hayatî hususlarda açıklama bekliyor?