Geçen hafta hakemdi bu hafta kim?

Muhammet Gümüş
Geçtiğimiz hafta iç sahada oynanan ve beraberlikle sonuçlanan K. Karabükspor maçının ardından takımın kötü futboluna dikkat çekmeme ve altını çizmeme karşın gerek yönetimin gerekse de teknik direktör Ziya Doğan ile bazı meslektaşlarımın hakem faktörünü masaya yatırdığını ve beraberlikte etkin rol oynadığını ifade ettiklerini gördüm.
Özellikle Ziya hocanın yaptığı değerlendirmede yerel basınla alakalı eleştirilerini üzülerek okudum.
Şimdi bunlara tek tek değinecek değilim ancak geçen haftaki yazımda ifade ettiğim Konyaspor’u haftalık düşünmek yerine geleceğimizi daha sağlam temeller üzerine oturtup yola devam etmek yönündeydi.
Yani bir hafta hakeme bir hafta sahaya bir hafta havaya bahaneler bulup gerçeğin üzerine örtmek değil, gerçeğin ta kendisini irdelemekti.
Kısaca “bağcıyı dövmek değil üzüm yemek”ti.
Bugün baktığımızda ise duruma “Çarşamba’nın gelişini Perşembe’den görmüş” gibi olduk.
Yani Ankaragücü karşısında alınan yenilgi geçtiğimiz haftalardan sinyalini veriyordu.
Neyse “Her gün bir yerden bir yere göçmek ne güzel, bulanmadan dupduru akmak ne hoş” diyor Hz. Mevlana mesnevide ve “Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım” diyerek devam ediyor. Bende geçen haftadan çok bu haftaya bakmak istiyorum.
Spor Toto Süper Lig'in 7. haftasında Ankaragücü’ne konuk olan temsilcimiz Konyaspor, 1-0 öne geçtiği karşılaşmada “peş peşe ve komik” denecek goller yiyerek karşılaşmadan 4-1 yenilgi ile ayrıldı.
Maça ev sahibi Ankaragücü’ne karşın iyi başlayan taraf temsilcimiz Konyaspor olmasına ve 27. dakikada kazanılan penaltıyı Grajciar’ın gole çevirerek takımı öne geçirmesine rağmen
Golden sonraki rehavet ve nemelazımcılık, baskısını arttıran Ankaragücü’nün işini kolaylaştırmış ve 44. dakikada Metin Akan'ın harika golüyle karşılaşmada yeniden eşitlik sağlanmış oldu.
İlk devrenin son dakikalarında yediği “jeneriklik” golün etkisinden kurtulamayan yeşil beyazlı temsilcimiz Konyaspor’un rastgele futbolu neticesinde ikinci yarıda oyununun kontrolünü eline alan başkent temsilcisi, zaferi getiren golleri iki taç atışı sonrasında buldu. 64. dakikada Güven Varol'un köşe vuruşu gibi kullandığı taç atışışında ceza sahasında kafayı vuran Jan Rajnoch, takımını 2-1 öne geçirdi.
Bu golden 3 dakika sonra Güven Varol'un yine aynı noktadan taç atışını kullandı. Ceza sahasında oluşan karambolde Özgür Çek sert bir vuruşla skoru 3-1 yaptı. Maçın son dakikasında sahneye çıkan Sestak, gol perdesini kapatan isim oldu ve yeşil beyazlı temsilcimiz sahadan sadece mağlubiyetle değil yediği komik ve basit gollerin verdiği rezalet ile ayrılmış oldu.
Şimdi ben gerçekten merak ediyorum, geçen hafta hakemi masaya yatırıp takımın kötü futbolunu geri plana atanlar bu hafta kimi eleştirecek? bu yenilginin faturasını kime çıkartacak?
Kaleci Gökhan’a mı yoksa Gökhan’ın o duruma düşmesine izleyici olan takım arkadaşlarına mı, ya da tüm bu ekibin başında 1 hafta futbolcu talebelerini bu maça hazırlayan teknik patron Doğan’a mı?
Fatura kime çıkarsa çıksın bu çok fazla bir şeyi değiştirmeyecek ancak değişecek en önemli gerçek bu takımın gerçek kimliğine biran önce kavuşup kendi işini kendi içinde halletmesi olacaktır.
Gerekli dersler biran önce alınmalı ve gerçekten o derslere iyi çalışılmalıdır. Ders çalışırken sağa sola bakmak “Yok hakem yok saha yok hava” gerekçelerine dayanmak bilindiği üzere dikkati dağıtır. Dikkati dağılan bir öğrencinin de dersinde başarılı olacağını konuşmak boş hayalden öte gitmez.
Onun için tehlikenin çan’larından çok tehlikenin kendisiyle ilgilenmemiz eminim ki geleceğe daha sağlam ilerlemeyi sağlayacaktır.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.