Futbolun kuralları

Sabit Horasan

Torku Konyaspor, Süper ligin en dirençli ve flaş takımlarından Mersin İdmanyurdu engelini zorda olsa aşarak rahat bir nefes aldı.

Mersin için flaş takım deniyor, çünkü sezon başlarken hiç kimse Mersin İdmanyurdu’nun bugünkü konumda bulunacağını beklemiyordu. Hatta, çok kimse küme düşer gözüyle bakıyordu Mersin’e. Ama takım oldular, Rıza hocanın işi bu kes rast gitti, maya tuttu ve zirve takımları arasında yer almayı başardılar. Ancak, bu şimdilik tabi ki.. İleride neler olur bilemeyiz. Çünkü, yıllardır neler gördük. İlk haftalarda lider koltuğuna oturan bir çok takımın küme düştüğü gerçeğini yaşadık. Dahası, ligde daha 22 maç var. Ne olacağı belli olmaz.

xxx

Torku Konyaspor ile Mersin İdmanyurdu arasında Cumartesi günü oynanan maça gelecek olursak:

Futbolda bazı kurallar vardır. Bunu herkes bilir.

Bu karşılaşmada, futbolun üç kuralı yaşandı.

Birincisi: vasat oynayarak kazanmak.

İkincisi: futbolun hatalar oyunu olması..

Üçüncüsü: şans faktörü.

Torku Konyaspor, Mersin karşısında şanslıydı. Rakibini hatalarını çok iyi değerlendirdi. Vasat futbol oynayarak kazandı. Tabi ki, riskli, hayati önem taşıyan bazı maçlarda kötü oynayıp kazanmakta var. Bunlar futbolda doğaldır.

xxx

Maçın ilk yarısına baktığımız zaman, Torku Konyaspor’un vasatın üzerine çıkamadığını, hatta, konuk takım Mersin’in bir adım önde olduğunu söyleyebiliriz. Sahada şut atamayan, çok top kaybı yapan, pozisyon bulamayan bir Konyaspor vardı.

İkinci yarıya, Mersin İdmanyurdu baskılı başladı. Daha agresif olan ve oyunu Konyaspor yarı alanına; hatta ceza sahasına yıkan Mersin, en az 4 net pozisyondan yararlanamadı.

Ama, ne olduysa, 66. dakikada oldu ve kornerden gelen bir topun, kendisini arka direkte unutturan Selim’in kafa vuruşuyla filelerle buluşmasıyla işin rengi değişti.

Artık, golün getirdiği moral ve güvenle oynayan, oyunu Mersin yarı alanına yıkan hatta son dakikalarda ayağa paslarla top çeviren bir Konyaspor izledik kalan zamanda.

Kartallar, baskılı futbolla rakibi hataya zorladı ve bunun semeresini 70. dakikada gördü. Mersin kalecisi Nihat’ın hatasını iyi değerlendiren Hasan Kabze Konyaspor adına ikinci golü bulunca maç koptu. Mersin’in 70. dakikada 10 kişi kalması konuk takımı tamamen oyundan düşürdü.

Kısacası, Torku Konyaspor kazanmak için çıktığı, ancak zorlandığı maçta 3 puanı iki golle alarak çıkışını sürdürdü.

xxx

Bir takımda ideal 11’in netleşmesi, o takımın başarısında en önemli etken. Konyaspor içinde bunu söyleyebiliriz. Takım olmak, inanmak başarının yarısıdır.

Yeşil-beyazlı takımda, genç futbolculardan Ömer Ali, Aykut hocanın gelmesiyle ilk 11’de sürekli yer bulma şansını yakaladı. Hatta, Ömer Ali fizik gücünü biraz daha artırarak son iki maçta 90 dakika sahada kaldı. Şimdi, yeniden form tutma yolunda olan Djalma ile Ömer Ali arasında bundan sonraki haftalarda kıyasıya bir rekabet yaşanacak. Öyle sanıyorum ki, Ömer Ali futbol bilgisini, görüşünü biraz daha artırması halinde yerini kaptırmayacaktır.

Geçen yıl devre arasında takıma katılan ve ligde kalma adına önemli işler yapan Hleb ise, bu yıl ne yazık ki, aynı katkıyı henüz sağlayamadı. Hleb, kariyerine yakışan performansı göstermek zorunda. Kendisine duyulan güveni boşa çıkarmamalı. Hasan Kabze nasıl başarı için yırtınıyorsa Hleb’de üzerine düşeni yapmalıdır. Çünkü, bunu gerçekleştirebilecek kapasiteye sahiptir. Ayrıca, bir sorun varsa çözülmelidir.

xxx

Teknik adamların maçlarda yaptıkları hareketler, özellikle büyük takımlar adına yakışmıyor. Süper ligde oynayan bir takımda teknik direktör yapan bir hocanın daha ağır başlı olması gerekmez mi?

Ama, diyeceksiniz ki, Milli takım teknik direktörü Fatih Terim bile yapıyor. Doğru haklısınız. Beşiktaş’ın hocası yapmıyor mu? hem de baş rollerde.

Geçtiğimiz hafta Galatasaray ile Eskişehirspor arasında oynanan Ziraat Türkiye kupa maçında Galatasaray’ın yeni hocası Hamza Hamzaoğlu adeta bayram yaptı. Efendiliğiyle, sakinliğiyle tanıdığımız Hamzaoğlu’nun bu hareketlerini yadırgadım. Hem de, yedek kadro ile oynayan Eskişehirspor karşısında alınan galibiyete bu kadar sevinmek neden anlamak zor. Oysa, Hamza hoca neden bu kadar zorlandık diye sorgulaması gerekirdi.

Bu örneklerin arasına Süper ligde olmamasına rağmen Ankaraspor, pardon Osmanlıspor teknik direktörü Osman Özköylü’yü de katabiliriz. Osman hoca, takımı yenilince kendisini kaybediyor, terör estiriyor. Osman Özköylü Kayserispor maçında da kendisini göstererek adeta terör estirdi, tehditler savurdu. Osman hoca İki sezon önce Konya’da da aynı senaryoyu yaşatmıştı.

xxx

Mersin maçını izlerken, Konyaspor taraftarlarından olumsuz tezahürat nedeniyle bahsetmek istemiştim. Her harekete yuh çekilmesi Torku Konyaspor’a yakışmıyordu.

Ama, gelin görün ki, Pazar akşamı Beşiktaş-Trabzonspor maçında siyah-/beyazlı takımın seyircilerini görünce bu düşüncemden vazgeçtim. Konyaspor taraftarlarının yaptıkları, Beşiktaş taraftarlarının yanında adeta bir hiç kalıyor. O ne öyle, Beşiktaş taraftarları olumlu da olsa, olumsuz da olsa her harekete, rakibe yuh çekiyor. Bu mu futbol bilinci, büyük takım taraftarı olmak ve centilmenlik?..

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.