Suriye’den ülkemize atılan bombalar ve yine o bölgeden sızan canlı bombaların şehirlerimizde terör vahşeti yaşatması üzerine Türk Silahlı Kuvvetlerimizin Suriyeli güçlerden oluşan Özgür Suriye Ordusu ile birlikte yürüttüğü ‘Fırat Kalkanı Harekatı ‘DEAŞ’la birlikte mücadele edelim’ çağrısı yapan batılıların kalleşliklerine rağmen düşmanları güldürmeden devam ediyor.
Bu batılılar yerli işbirlikçileri ile birlikte Türkiye’yi DEAŞ’a yardım ediyor diye suçluyorlardı ya.
Şimdi, DEAŞ gibi Suriye’deki terör örgütlerine silah yardımını kimin yaptığı ortaya çıktı.
Bunlar 2003 yılında ‘Kimyasal silah var’ diye Irak’a savaş açtılar ve milyonlarca Iraklıyı katlettiler.
Sonunda da ‘yokmuş’ dediler.
2011 yılında da Amerika’daki İkiz Kulelere saldırı yapıldı oyunuyla Afganistan ve Ortadoğu’ya adı konulmamış savaş ilan ettiler.
Bu hatırlatmanın ardından biraz analiz yapalım.
ABD, İngiltere, İtalya, Fransa ve Almanya’nın başını çektiği, Polonya ve Avustralya gibi Avrupalı ülkelerinde kuyrukta yer aldığı ve bu ülkelerdeki siyonist lobilerinin organizesiyle 1950 yılından itibaren Türkiye hedefli islam ülkelerine başlatılan iç savaş oyunlarının ‘Haçlı Seferi’ olduğu şimdilerde iyice ayyuka çıktı.
Hani, batılılar halkı Müslüman olan ülkelerde ‘100 yıllık plan yaparlar’ diye konuşur dururuz ya, son 70 yıla göz atınca bu planı görmemek için ‘a ma’ olmak lazım.
Kan ve gözyaşı dolu planlarını asırlar önce Selçukluların dağılması ile Osmanlı İmparatorluğu’nun duraklama ve gerileme dönemlerinde bizim ecdadımız yaşadı.
Balkan ve 1. Dünya Harbi’nde bize, ne acılar yaşattılar.
İstiklal Harbi’nde planlarını cephelerde bozduk.
O günlerde de içimizde bugünkü PKK gibi Rum ve Ermenilerden oluşan çeteleri vardı.
Bizi yok edemeyeceklerini anladılar. Ama planlarını devam ettirmeye kararlıydılar.
Şimdi son 70 yıla bir göz atalım.
1948: Filistin topraklarında İsrail devletinin ilanı ve ardından Mısır-Ürdün-Suriye ve Irak birliklerinden oluşan Arap gücü ile İsrail savaşı.
İsrail ile yapılan savaş sonrasında savaşa katılan Arap ülkelerinde ABD gizli servisinin desteğiyle siyasi rejim değişikliğine varan karışıklıkların yaşanması. Mısır'da Kral Faruk bir darbe ile tahttan indirilerek yerine General Necib getirildi. Suriye ve Irak’ta da darbelerle yönetimler değişti.
Hepsinde de ABD yanlısı yönetimler iş başına geldi.
Bu dönemlerde İsrail hep güçlendi.
1960 yılında ülkemizde yapılan ihtilal sonucunda bizde de sıkıntılı süreç başlamış oldu.
1978 yılında Rusya Afganistan’a savaş açtı.
1979’da İran’da ihtilal oldu ve Şah devrildi, Fransa’da yaşayan Humeyni yönetimi ele geçirdi. 1980 yılına gelindiğinde Şattul Arab Suyolu üzerindeki hükümranlık bahanesiyle İran- Irak savaşı başlatıldı. Batılıların silah satışında zirve yaptığı ve 1988 yılına kadar süren savaş sonucu 1 milyondan fazla Müslüman öldü.
Ülkemizde de 1980 yılını hatırlayın. ABD’lilerin “Bizim çocuklar” diye anlattığı askeri darbe olmuş ve bölgemizde yaşanan gelişmelerden uzak kalmışızdır.
1990 yılında Irak’ın Kuveyt’i işgal etmesini tezgahlayıp 1991 yılında Irak’a savaş açtılar.
Sonrası malum.
Irak savaşının bir nedeni de bize ekonomik yönden de zarar vermenin yanında bölgeyi de istikrarsızlaştırmanın önemli adımını atmaktı.
1994 yılında Rusya Çeçenistan’a saldırdı. Çeçen mücahitleri de böylece saf dışı yaptılar.
2003 yılında ABD’nin güvenlikten sorumlu danışmanı sonra Dışişleri Bakanı oldu. Rice, BOP ile Türkiye dahil 22 ülkenin sınırları değişecek şeklinde yazı yayınladı.
Rice, bu yazısında Fas’tan Basra Körfezi’ne kadar Ortadoğu’da bulunan 22 devletin rejiminin, sınır ve haritalarının değiştirileceğini, Türkiye’nin de bunların içinde olduğunu vurguladı.
İslam ülkelerinden mücahitlerin gelip Amerikan askerini Irak’ta hezimete uğratmasın diye Çeçenistan, Afganistan, Yemen, Sudan, Somali ve Bangladeş’i darmadağın ettiler.
Mısır’da yine darbe yaptılar. Libya ve Suriye’de iç savaş çıkarttılar.
Çoluk, çocuk milyonlarca Müslüman öldürüldü. Milyonlarcası mülteci oldu.
Anlaşılıyor ki bunun adı Haçlı Seferi.
‘Fırat Kalkanı’ bu seferi yok eder inşallah.
Dualarımız Mehmetçiklerimize.