Fık'hi Sorular ve Cevaplar

A. Galip Doğan
S-1) Hocam. Biz umreye gittik. Ucuz diye tercih etmiştik. Evler yakın dediler. Ta Mesvele’de kaldık. İhramdan çıktık. Tıraş olmadık. Ne yapacağız. Açıklar mısınız?
C-1) Biz Çanakkale’ye giderken bile rehber arıyoruz. Hem de inançlı olmasını tercih ediyoruz. Siz ise ucuzu tercih etmişsiniz. Yalnız kalmışsınız. Bu sizin hatanız. Siz bir koyun kurban edeceksiniz. Bu kurbanın parasını Mekke’ye göndermen lazım. Yani ceza kurbanının kesim yeri Mekke’de haram bölgesindedir. Ha diyelim ucuz etin suyu da yavan olurmuş. Biz deriz ki bu yolculukta inançlı rehber şarttır.

S-2) Hocam ikinci sorumuz. Başımızda kimse yoktu. Mekke’den Medine’ye gelirken de çok sıkıntı çektik. Medine’de Peygamber Efendimiz bir cennet bahçesi varmış. Biz onu bulamadık. Sorduk eskinden varmış, şimdi yıkıldı dediler. Bunun hakkında bilgi verir mısınız
C-2) Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurur, “ma beyne beyti ve mimberi ravzatun min riyazil cenneh” mimberimle beytim arası cennet bahçelerinden bir bahçedir.
 Bu bahçe denilen yer Efendimiz (s.a.s) kabri saadetlerine yakın olan beyaz direklerin arasıdır. Bahçe deyince kuyu suyu, ağacı olan yer anlamında değildir. Rehbersiz, bilensiz giderseniz, öyle dışarılarda bahçe arar, bulamazsınız.

S-3) Hocam. Mart’ta umredeydik. Medine’de hocalar tartıştı. 40 vakit namazı camide kılmak şart değildir. Otelde kılsanız da aynıdır dediler. Bir kısmı da hayır Ravza’da kılınırsa, bin rekat sevap olur dediler, hangisi doğru açıklar mısınız?

C-3) Sağlam sahih Müslim hadisde Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor “Men Salla Fi Mescidi heza Erbaina salatan le tefütühü Kütibet lehü beratun minel azab ve beratun minnar ve berie mineşşikak” Anlamı: Kim benim şu mescidimde 40 vakit namazı hiç kaçırmadan, ara vermeden kılarsa Allah (c.c) o kimseyi cehennemin azabından, fitneden ve şikaktan uzak tutar.
Bu sahih hadisten anlıyoruz ki 40 vakit namazın Ravza’da kılınması gerekiyor. Cehennemin azabından, fitneden, nifaktan, şikaktan korunması için Ravza’da kılacağız. Cemaat çok olursa bahçede kılabilirsiniz.

S-4) Hocam say yaparken koşuluyor. Biz koşmadık. Bazıları da koşmuyordu. Neden koşacağız. Koşmak nedir, biz 14 defa gittik, geldik sizin say’ınız olmadı dediler, ne dersiniz?
C-4) Say, hac ve umre yapılırken say yapılır, say’ın nafilesi olmaz. İki yeşil direk arasındaki erkeklerin koşması sünnettir. Buna Hervele denir. Efendimiz (s.a.s) koşmuştur. Müşriklere karşı güçlü görünmek için koşmuşlar. Biz de onun için koşarız. Kadınların koşması mekruhtur. Onlar koşmazlar. Hacer annemiz oğlu İsmail (a.s)’a su ararken koşmuştu. Bu sünnet, bu adet ta oradan geliyor.

S-5) Hocam bir oğlumuz ölü doğdu. Yıkamadan, namazını kılmadan gömdük, ama hala içimizden tutuyor. Neden yıkamadık, neden namazını kılmadık diye. Biz mesulmuyuz Hocam. Bize yardımcı olur musunuz?
C-5) Hanefi mezhebine göre eğer çocuk ölü doğmuş ise, doğduktan sonra hiç sesi çıkmamışsa. Bu ölü doğmuş sayılır. Bunun namazı kılınmaz, yıkanmaz, isim de konmaz. Şayet doğduktan sonra çocuk ağlamışsa. Hareket etmişse İslam hukukuna göre bu hükmiyeti şahsiyet kazanmıştır. Bunun adı konur, yıkanır, namazı da kılınır.
Şafiye göre çocuk doğduktan sonra sesi çıkmış, bir müddet yaşamış ise aynen yetişkin insan gibi hükmiyet kazanır. Adı konur, yıkanır, namazı da kılınır. Böyle bir hareket göstermemişse yıkanmaz, namazı da kılınmaz. Siz mesul değilsiniz, müsterih olunuz.

S-6) Hocam. Biz Almanya’da kalıyoruz. Hıristiyan bir komşumuz vardı. Çok iyi insandı. Ölünce ben onu yıkadım, onlara göre giydirdim. İnsanlık görevimi yaptım. Bana sen günaha girdin diyorlar. Hocam açıklar mısınız? Biz sizi internetten dinliyoruz.
C-6) Hanefi, Maliki, Hambeli mezheblerine göre, ölen biri gayri müslimi, Müslüman bir kimse yıkayamaz, yıkaması da haramdır. Dua edip, namaz da kılınmaz. Siz tevbe edin, haram işlemişsiniz, sizi hiç uyaran olmadı mı?

S-7) Hocam komşumuz iyi bir insandı, namazını da kılardı. Kendini evin önündeki bir ağaca asmış. Uzun münakaşa oldu. Bazı hocalar, bunun namazı kılınmaz dediler ve kılmadılar. Biz ise kıldık. Hangimiz doğru yaptı. Açıklar mısınız?
C-7) Hanefi ve Şafi mezhebine göre intihar edeni şuursuz kabul ederler. Bundan dolayı yıkanır, namazı da kılınır. Her türlü güzel muamele yapılır. Şuuru yerinde olan kimse intihar edemez. Çünkü intihar haramdır, büyük günahlardandır. İslam intiharı yasaklamıştır. Allah korusun imansız gidebilir.

S-8) Hocam yurt dışından cenaze geldi. Tabutla birlikte gömüldü. Sahiplerine tabuttan çıkarın dedik, dinlemediler. Güzel cevizden yapılmış bir tabut olduğu için kıyamadılar. Öylece gömdüler ne dersiniz?
C-8) Hanefi ve Şafi mezhebine göre ölü tabutla mezara konmaz, mekruhtur. Toprağa temas etmesi sünnettir. Ancak açıldığında iğrenç bir koku varsa, ceset çürümüş ise zaruretten tabutla konabilir. Kefenle gömülmesi gerekirdi.

S-9) Kabristanda namaz kılınır mı? Kılınırsa ne olur, açıklarmısınız?
C-9) Hanefi mezhebine göre, kabrin üstünde veya kabir önünde iken namaz kılmak mekruhtur. Sağında, solunda olursa kılınabilir. Şafi mezhebine göre hangi yönde olursa olsun mezara karşı veya içinde namaz kılmak mekruhtur.

S-10) Gayri meşru iş yapan, içki satan, biriyle ortak olmak doğru mudur? Açıklar mısınız?
C-10) Hanefi ve Şafi mezhebine göre dinimizin kabul etmediği haram yollardan kazanç sağlayan kimselerle ortak olmak caiz değildir. Açık olarak içki satan, imal eden, dağıtımını yapan bir şirketle ortak olmakta aynen haram olan kazanca iştirak etmekte o haramı işlemek gibidir.
Böyle bir kimse ile yapılan ortaklık helal olan bir sermayenin harama karışmasıdır. Bunun gibi bankadan kredi alan bir işyerine ortak olmakta aynı kategoriye girmektedir.

S-11) Hocam biz bir anonim şirketiz. Bir ortağımız müdür, bizim iznimiz ve haberimiz olmadan ortak paramızdan başkasına borç para ve zekat vermiş. Bu arkadaşın yaptığı doğru mu? Açıklar mısınız?
C-11) Hanefi ve Şafi mezhebine göre ortakların haber ve izni olmadan zekat ve borç para veremez. Veren mesuldür, kul hakkı vardır. Zekatta niyet şarttır. Verilen zekat sayılmayacağından yeniden zekat verilmesi gerekir. Aksi halde ortaklar zekat borçlusu olur.

S-12) Bizim ortak olduğumuz imalat yerimiz var. Benim arabayı ortaklar kiralamak istiyor. Yani arabayı çalıştıracaklar. Arabamı kiraya verebilir miyim?
C-12) Gerek A.Ş. gerek limitet şirketi olsun ortak olan birisi arabasını şirkete kiraya veremez. Çünkü ek bir menfaat temin etmiş olur. Şafi mezhebine göre kiraya verebilir, denilmektedir.

S-13) Hocam. Emin Ev diye bir kuruluş var. Ona para yatırıyoruz. 25 bin lira yatırmışsak bize 50 bin liraya ev alıyorlar. Önden de masraf alıyorlar. Bu alış veriş doğru mudur, ev alabilir miyiz? Açıklar mısınız?
C-13) Burada üç şart vardır.
1- Bu ortaklığının veya şirketin yapmış olduğu işlerin meşru olması lazım. Yani faiz gibi haram işlere girmemesi şarttır.
2- Bir malı aldıktan sonra 3. şahsa verirken akit yapması lazım. Yani ben şu evi sana satıyorum şu fiyata kabul ediyor musun? Diyecek karşı tarafta evet kabul ediyorum diyecek.
3- Bu alış verişe kesinlikle banka faizi girmeyecek. İşte bu şartlara uyulursa alış veriş caiz olur. Araştırmamıza göre kişiler gruplandırılıyor. (faraza ayda bin lira yatıranlar) bu grupta sırası gelen evini alıyorlar. Satarken şirket yetkilisi alıcıyla sözlü akit yapıyorlar. Böyle olursa caiz olur.
Dua ve Selamlar.              
Not: sorularınız için
Tel:352 42 13 Ali Galip DOĞAN
Posta:aligalipdogan@hotmail.com      İrşad Vakfı Başkanı
Facebook: Ali Galip Doğan (İrşad Vakfı)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.