FASA-FİSO

Muammer Çelik

Bundan yirmi beş yıl öncesiydi. Üç Kasım 1996’da Susurluk kazası meydana gelmiş, o günün Kemalist, solcu, goygoycu; kısaca İslam düşmanı gazetecileri ve diğer bazı fitneci  gruplar sırf Erbakan’ı sıkıştırmak için üzerine gidiyorlardı. Güya bu olayın üzerine gitmiyor diye hocamızı sıkıştırmaya çalışıyorlardı. Diyorlardı ki : “yer yerinden oynatacak bir olay” “bu olay son yüzyılın en önemli olayı”… Falan gibi sözlerle toplumu da manipüle etmeye çalışıyorlardı. Rahmetli Erbakan hocamıza bu tip tantanalarla gelip sordukları zaman; hocamız onlara “Bu olay öyle sizin abarttığınız gibi falan değil, buradan bir maden bulduğunuzu falan zannetmeyin bu bir fasa-fisodur.” Demişti. 

Aman efendim bu kadar önemli bir olaya nasıl fasa-fiso dersiniz de… Falan-filan bir sürü yaygara kopartıldı. Battal Gazi Destanı gibi, Hz. Ali Cenkleri!..Gibi günlerce, aylarca konuşuldu. Sonuç? Sonuç fasa-fiso….

Biz bu memlekette kırk senedir özelliklede son yirmi yıldır ömrümüzü hep fasa-fisolarla geçiriyoruz. Birileri bir film çeviriyorlar. Bir hile yapıyorlar, tuzak kuruyorlar.” Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.” Çoğu meallerde “Tuzakları bozandır.” Diye tercüme yapılıyor. Ancak “Allah’ta onlara tuzak kurar” desek te, “Allah onların tuzaklarını bozuyor-boşa çıkarıyor. ”Desek te aynıdır. Tercüme yapan kardeşlerimiz ve birçok mü’min kardeşimiz yanlış anlaşılmasından korktukları için “tuzakları bozan” diye anlam veriyorlar. Allah tuzak kurarsa nasıl kurar buna geçmeden önce; Cenabı Allah Yunus Suresi 44’te “Allah insanlara zulmetmez, lakin insanlar kendi kendilerine zulmederler.” buyurmaktadır. Bir de “Allah’ı ve mü’minleri aldatmaya çalışırlar. Halbuki sadece kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar.”(Bakara 9) Burada “ farkına varmazlar” yani; bilmeden yaparlar değil, kendi kendilerine kazık attıklarının farkına varamazlar, demektir. Yoksa ne yaptıklarını, neden yaptıklarını çok iyi biliyorlar.

Kıyamet Suresi 14-15 te: “İnsan (oğlu) her ne kadar mazeretler uydursa da yaptıklarına kendi nefsi şahittir. ”Yani herkesi kandırsalar kendilerini kandıramazlar, Allah’ı hiç kandıramazlar. Bizi de kandıramazlar. O zaman Allah kullarına tuzak kurmaz .Ama onlar kendi tuzaklarına kendileri yakalanırlar. Tıpkı Yahuda İskariot gibi…

İsa peygamberin 12 tane havarisi vardı. O günün zalim roma iktidarı ve Yahudiler tarafından öldürülmek üzere İsa peygamber dahil hepsinin ölüm fermanı verildi. İsa peygamber  12 havarisi ile birlikte şehirden kaçıp bir mağaraya sığındılar. Tıpkı Ashab-ı Kehf gibi… Sonra içlerinden Yahuda İskariot hainlik yaptı, kendini ucuz bir pis kemik karşılığında sattı. İsa Peygamber’in saklandığı mağarayı askerlere ihbar etti. Askerler de: “hadi orayı bize göster” dediler. Hain kişiyi önlerine aldılar ve gittiler. Mağaranın içi çok karanlıktı. Öyle ki hiç kimse kimseyi göremiyordu. Hain Yahuda “işte şurada idiler, yok burada idiler.” Derken, askerlerden biri hain Yahuda’nın kolundan tuttu ve bağırmaya başladı: “ Ben İsa’yı buldum ben İsa’yı yakaladım.” Hain ise: “bırakın ben İsa değilim, sizi buraya getiren benim.” Dedi ise de on a inanmadılar. Çünkü o İsa kılığına büründürülmüştü. İsa yerine onu çarmıha gerip ellerinden çivilediler ve onu öldürdüler. 

Hikayenin tamamı olmasa da bir çok yanı doğru. Cenabı Allah Kur’an da bize “Onlar İsa’yı öldüremediler” şeklinde haber veriyor. Bir diğer yanı da “vallahü azizünzüntikam” yemin olsun ki Allah intikam alanların en azizidir. O hainden hem bu dünyada hem de ahirette intikam alındığına inanıyoruz. Yani demem o ki; kim tuzak kurarsa kendi ayağına dolanır. Kendisine yazık etmiş olur. Sonra bunlar benim başıma niye geliyor, demeye de hakkınız kalmaz.

,

  

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.