Fahri ve yeni transferler

Recep Çınar

Kendi de, futbolu da tartışılır, ama geliş şekli külliyen yanlıştı  Fahri Tatan’ın. Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, başını ağrıtacağını bildiği Fahri Tatan’ı iyi pazarlamıştı Konyaspor’a. Daha  kazığı o zaman yemişti Konyaspor ve Başkan Mehmet Ali Kuntoğlu. Hayli de tartışma konusu olmuştu Fahri’ye verilen çuvalla para. Acı ama kabul etmek gerek.

Patentinin Beşiktaşlı olması, Çaykur Rizespor’u küme düşürmesini bile gölgeledi.  Dahası, kerameti Beşiktaşlı olmaktan öteye geçmemiş Fahri Tatan’ın  3 büyük kulüplerden birinin neferi olması referansına yetti de arttı bile.
Kötü futbolcu mu?
Allah’tan korkarım.
Değil.
Ama!..
Bir Suat Kaya değildi ki, insanın içine sinsin. Bir sevgi ve inanç çemberi oluşturabilsin. Ya da eskiler bilir, bir Savaş Demiral değil ki, takımdaki herkes ona saygı duysun. Suat ve Savaş örneklerini çoğaltabiliriz.
Derdimiz şahıslar ve memleketleri değil. Hele de Beşiktaş patentli olması hiç değil. Bizim derdimiz, Konyaspor’a gelişi, ortaya koyduğu performansı ve kadro dışı bırakılıp, tekrar affedilişi olacaktır.
Kompleks ve saplantı ile de yazmıyoruz bunu.
Hele de bugünler de, özellikle de bir Beşiktaş maçı öncesinde daha güzel yazılar yazılabilecekken, Fahri Tatan’ı yazmak hoşuma gitmedi. Ama, koskoca Konyaspor’un ve Türkiye’deki yerli hocaların en iyisi olarak gördüğüm ve kendisine son derece inandığım Giray Bulak’ın bu konudaki geri adım atacak olması, açıkçası hoşuma gitmedi. Konyaspor’un ve Giray hocanın duruşlarından vazgeçmemeleridir tek istediğimiz.
İstediğimiz çok şey mi acaba?
Önce kadro dışı bırakıp, sonra da affedenler, memnun ise, mesele yok. Kendisini affedenler ya da affedecek olanlar, bu oyuncunun bir damla futbolu için azap çekmeyeceklerse affetsinler. Bizim de kendilerine ve Fahri’ye “hayırlı olsun”dan başka diyecek bir kelamımız yok zaten.
***
Birçok kesim “Konyaspor yaşlandı” diyor. Kratochvil’in 35, Bülent’in 33, Ayman’ın 32, Serhat’ın 29 yaşında olduğu söyleniyor.
İyi de 25’likler ya da 26’lıklar ne verdi bu takıma?
Bunu da sorgulamak gerekmez mi?
Milan’ın 40 yaşındaki Maldini’sinin 20’liklere, 38’lik, 39’luk Tugay’ın 25’liklere çim yoldurduğu bu sektörde yaşın çokta fazla bir ehemmiyeti yok diye düşünüyorum. Dolayısıyla yeşil-beyazlı ekibin yöneticileri,  bu oyuncuları transfer ederken ya da bunlara imza attırırken 3-5 senelik filan da attırmadılar.
Bu transferler, takımın içerisinde bulunduğu sıkıntıyı bir nebze gidermek, şehri rahatlatmak ve sezonu kazasız belasız tamamlamak adına yapılmış transferlerdir. Biraz sabırlı olmak bize ne kazandırır ne kaybettirir onun da hesabını kitabını iyi yapmak lazım.
Sonuç olarak takım olmak öyle kolay bir olgu değil. Hele hele omurgası yenilenmiş bir kulüp için hoşgörüye, zamana ve de sabra ihtiyaç vardır. Ama Konyaspor gibi sabırsız bir camiada bunlar olur mu? Eğer taraftar, yönetim, kamuoyu ve de medya bu sabır sürecine katlanamazsa boşa giden emeklere hazırlıklı olmak gerek.
NOT: Stadyum meselesi yeniden ateşin üstüne kondu ve ısıtılmaya başlandı. Gazetelerde okudum, yeni stadın projesi ihaleye çıkartılmış. Ankara ve Kayseri’den iki şirket katılmış bu 100 milyon TL’nin üzerine malolacak stada. Stad işinde acayip bir “rant” var. Bakalım kimler zengin olacak!  Allah emanetini almazsa, konuya yarın değineceğim.