Fahrî Trafik Müfettişleri ve Bisiklet Teşviki

Ahmet Güldağ
Yıl içinde 1. ve 2. Olmak üzere Fahrî trafik müfettişleri için, olağan toplantı yapılmakta.
Geçtiğimiz Pazar Emniyet Genel Müdürlüğünün genelgesi doğrultusunda,”Fahri Trafik Müfettişleri 2. olağan toplantısı” her ilimizde olduğu gibi, Konya Emniyet Müdürlüğü Trafik ilgililerince de yapıldı.
Davete icabet olarak bulunduğum ve 270 kişiyi kapsayan Konya kayıtlı müfettişlerden çoğunluğu soğuk ve tatil günü demeden, şehrin bir ucu sayabileceğimiz Polis Evi salonunda hazır ve nazırdılar.
Toplantının açılış ve bilgi verme konuşmasını Konya Trafik Denetleme Müdürü Sayın İbrahim Tatır yaptı.
Sayın Tatır konuşmasında öncelikle ve daha geniş açıdan bakarak;
“Tamamen maddî, manevî bir getirileri ve düşünceleri olmadan fahrîce, Trafik kurallarına uymayanlar için tutanak tutup yine Trafik ilgililerine sunarken vatanperverlikte yapmış olacaklarını belirteceğimiz müfettişlerimiz aynı zamanda her an yanlarında bir trafik ilgili olacağı kanaatini beslettirip caydırıcı olabilmelerinde ki hizmetlerine şükran ve teşekkürlerimizi sunmak isteriz” dediği giriş konuşmasının arkasından…
Trafik ile ilgili geniş bilgiler vermeye devam etti.
Konuşmayı dinlerken geçmiş yıllara gitti belleğim.
Fahrî denilmesine ve çoğunluğun bunu benimseyip kimseye kendini belli etmeden üstlendiği vazifeyi yapmalarına karşın…
Maalesef kendilerini ön plana çıkartma, popüler hatta belki siyasal olma eğiliminde olabilenlerin ilk yıllarda hemen dernek, cemiyet topluluğu meydana getirme ve yönetimde de olarak pankartlarla alenen vasıtaları durdurup kontrol, tutanak, bilgi verme işlemleri de yapanlar eksik olmadı.
Tamamen Fahrî Müfettişler talimatnamesine aykırı olan bu durumu yapanlar kendilerinin gizliliğine halel getirip protokol sevdalıları olanların yanında trafik polisleri durumu bilemeden de olsa ve nedense yanlarında bulunmuş da oldular.
Bu aykırı durumu bendeniz yazıları diğer arkadaşların ikazı ile daha evvelce duyurmuş olduk. Herhalde bu işlemler tekraren olmuyor kanısındayım.
***
Toplantının açılış ve diğer konuşmaları burada sunmaya köşem yetmez ama önemli noktaları da belirtmek isterim.
Konuşmalar esnasında ekranda bisiklet üzerinde ulaşım veya gezi eğlence yapanlarla ilgili bilgiler, trafik polislerinin onlara ikaz ve yol gösterimleri sunuldu.
Bu sunum esnasında şehir içi trafiğindeki ulaşım da bisiklet kullanmanın daha ekonomik, Park istemeyen vasıtalar olduğu ve bilhassa sağlık bakımından hareket yapma imkânı verdiği de belirtilerek. Tescil işinin de kalktığı da vurgulanıyordu.
Çeşitli yönleri ile faydası yanında kazaya sebebiyet verecek kullanımların da neler olduğu ikazına ait gösterimler yapılıyordu.
Ekranda ki gösterileri seyrederken, yine belleğim otuz ve yetmişli yıllar arasına kayıverdi.
Altmışlı yıllara kadar bisikletler ithal malı idi önde gelen markalar olarak Peco, Miele, Moline vb. ön planda gelirdi. Bisiklet tamircisi tek idi ve Kapı Camii civarında “Odacı” lakabı ile anılan tamirci ustası vardı.
O yıllarda bırakın özel arabaları, şehir otobüsü ve minibüsler yerine at arabası, payton ve tabanvay (!) yanında bisikletlere binilerek giderlerdi gidilecek yerlere.
İstanbul’da bile Boğazın Bebek ve Sarıyer arasında çoğunlu gayrimüslim olan gençlerle tur atar yarışlar yapardım kırklı yıllar sonunda. Şimdileri için rüya gibi tabii.
O zaman bile bazı İstanbul’da oturan kişilerin, Konyalılar için yanlış görüş veya antipatileri var idi ki.
Bendenizle konuşurken Konya’nın hocaları güya “Şeytan arabasıdır. Binmeyin. Günah olur” diyesi imiş de “Konya’da binmezlermiş” dediklerinde…
Bunun gerçek olmayıp tam aksi olduğunu söyler, bizzat Hoca ve İmam olan amcaların daha çok bisikletleri olduğu ve gidecekleri yere ulaşım yaptıklarını belirtirdim.
Konya’da zaten bilhassa şehir dışında bağ yeri olanlar, TCDD de çalışanlar ve şehrin son kıyısında oturanların hepsinde bisiklet bulunmakta idi…
Böylece cadde ve sokaklarda görülen hemen hemen her evde bulunan bisikletler dolayısıyla…
Konya, bisikletliler şehri unvanını da almıştı o yıllar da
Sonraları ulaşım vasıtalarının çoğalması, trafikte tehlikeleşerek kazalara sebebiyet verilmesi yanında birde kayıt olma tescil ettirme mecburiyeti ile bu günkü nüfus oranına göre azalıverdi. Şimdi da çok genç ve çocukların eğlencesi oldu.
Faydalı yönlerine bakmayıp başka yönlerine vurgun olduğumuz Avrupalı yaşlı insanların bile bisikletten istifade ettiklerini TV’ler de sık sık görürken, özel arabam var deyip bir km. ye bile varmayabilen yerlere otoları ile gidenler park yerine değil kaldırımlara çocuk parklarına yani bütün yasak yerlere de park etmeleri merak konusudur.
***
Fahri Müfettişler de söz alıp sorunlarını, karşılaştıkları olayları, öğrenmek istedikleri hususlar yanında tekliflerini de dile getirdiler...
Bunlara Sayın Tatır gerekli bilgilerle açıklık getirdi...
***
Geçtiğimiz yıllarda, Kaza yapacak şekilde hareketler eden, kırmızı da hızla geçip kaybolanların ancak plakası alınan, belki rengi görülebilen vasıtanın model ve markasının bilinememesi dolayısıyla.
Eksik bilgi ile tutanak yapılması güçleştiği için Trafik bürosuna sorarak bilgi alınabiliyordu. Bu öğrenebilme telefon vb. sebebiyle zaman kaybettirmesi bazen tutanak yazmaktan vazgeçirtmiş olabiliyordu.
Bundan da trafik hatası veya suçu işleyenler faydalanmış oluyordu.
Oluyordu ama şimdi olamayacaklar gibi.
Çünkü Plaka numarasını kaydedebildiğiniz vasıtanın bütün künyesi Emniyet Müdürlüğü Web sayfasında ki “E.G.M. Araç Sorgulama” bölümünü tıkladınız mı karşınıza çıkıveriyor…
***
Sürücülerin eğitimsizliğinden değil, izanlarının eksikliğinden ve “Ben bilirim, iyi kullanırım” düşüncelerinden doğduğu kanısında olduğum kaza sebebiyetlerine…
Girdiğimiz 2009 yılında İnşallah devam etmeden sağlık esenlik ve başarılar içinde geçirmemizi dilerim…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.