Konya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler (SMMMO) Odası’nda olağanüstü genel kurul kararı alındı. Meslekte Uyum Platformu tanıtım programı gerçekleştirildi.
Konya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Adayı Celal Emiroğlu, 8-9 Kasım’da gerçekleştirilecek genel kurul öncesi meslektaşlarıyla buluştu.
Emiroğlu, “Bugün bazıları "darbe" söylemleriyle mağduriyet edebiyatı yapıyor. Çoğunluğu yok sayan darbeci değil midir” dedi. Konya SMMMO’da olağanüstü genel kurul kararı alındı. Bir otelde düzenlenen toplantıda Meslekte Uyum Platformu tanıtım programı gerçekleştirdi. Başkan adayı Celal Emiroğlu, mevcut başkan Halil Bıçakçı’nın ‘bana darbe yaptılar’ söylemlerine karşı çıktı. Emiroğlu, “Mobingler, dışlamalar, yok saymalar ve itibarsızlaştırmalar ile karşılaştım” diye konuştu.
‘BULUNDUĞUM KOALİSYONDA CİDDİ RAHATSIZLIKLAR YAŞADIM’
Emiroğlu, daha öncesinde ‘hodri meydan’ diyerek adaylığını açıkladı. Bir otelde düzenlenen toplantıda konuşan Emiroğlu, “Yaklaşık 5 ay önce sizlerin teveccühüyle Yönetim Kurulu'nda görev aldım. Göreve geldiğimiz ilk günden itibaren, bu emaneti en iyi şekilde taşımak, yönetim kurulu ile mesleğe ve meslektaşa faydalı olmaya çalıştım. Ancak, seçimden kısa bir süre sonra, içinde bulunduğum koalisyonda ciddi rahatsızlıklar yaşamaya başladım. Mobingler, dışlamalar, yok saymalar ve itibarsızlaştırmalar ile karşılaştım” dedi.
‘ÇOĞUNLUĞU SAĞLAYIN YIKIN’
“Birlikte yönetim anlayışı kayıp oldu. Güç zehirlenmesi ile başlayan ben yaptım oldu anlayışına büründü” diyen Emiroğlu, “Aynı yönetim de olmamıza rağmen, bilgisayar şifrelerim verilmedi, protokol ziyaretleri saklandı, şoförlük ve plaket taşırsam götürüleceği söylendi. Aynı çatı altında yaşamamıza rağmen selamlar kesildi. Hiç bir şekilde paylaşım yapılmıyor, istişare edilmiyor, birlikte, karar alınmıyor. Bu rahatsızlıklarımı Abdil Erdal’a söyledim, Mehmet Akif Yıldırım ile paylaştım. Abdil bey oralı olmadı, ‘kendiniz çözün’ dedi. Mehmet Akif Bey de, ‘çoğunluğu sağlayın yıkın’ dedi. Şimdi soruyorum, siz olsanız ne yapardınız? Verimli olamayacağımı, sürekli yok sayılmamın kendime ve ekibime anlatamayacağımı düşündüm. Diğer muhalefetteki yönetim kurulu arkadaşlar ile çoğunluğu oluşturduk. Ama duvarlar ve kaleler ile karşılaştık. Karar defteri uçup kayıp oldu. Çalışan personele izinler verildi. Sahte sağlık raporu alındı. Yetmedi bir de seçimli olağanüstü karar alındı. Bunların hepsi koltuğu vermemek adına yapıldı. Başkanlığı alırken inandığı çoğulculuk demokrasisine çoğunluk gidince inanmaz oldu. İllegal yollarla saptılar” diye konuştu.
‘MEŞRU SEÇİMLER YOK SAYILIYOR’
Yaşananların her biri koltuğu kaptırmamak adına yapıldığını söyleyen Celal Emiroğlu,
“Tüm bunları Şu Geçen kısa sürede yazılı, görsel ve sosyal medya da açıklamaya çalıştık. Neden olağanüstü seçime gidildiğini, neden 5 ay önce yapılan meşru seçimlerin yok sayıldığını? Neden böyle bir keyfiyet yaşandığını? Neden çoğunluğun kararını hiçe sayıldığını? Nedenlerini saymaya çalıştık. Olağanüstü seçim gerektirecek olağanüstü ne olmuş anlamış değiliz. 7 yönetim kurulu yerli yerinde durmaktadır” ifadelerini kullandı.
‘ÇOĞUNLUĞU YOK SAYAN DARBECİ DEĞİL MİDİR’
Celal Emiroğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Meslekte Uyum Platformu şahsi çıkar ve koltuk sevdası güç zehirlenmesine sebep oldu. Biliyorum çoğu meslektaş tepkili ve kızgın. Sonuna kadar haklılar. Bu seçim diğerlerinden çok farklı. Öncelik ile tarihi bir seçim. Eşi benzeri yok, süre dar, baskın seçim. Niye olağan üstü seçim yapılıyor. Karar verirken sağduyuya davet ediyorum. Yargısız infaz yapmayın. Bugün bazıları "darbe" söylemleriyle mağduriyet edebiyatı yapıyor. Çoğunluğu yok sayan darbeci değil midir. Oysa gerçekte, bu süreci başlatan, kendi yetkisini aşarak demokratik işleyişi zedeleyen yine Sayın Başkandır. Eylül ayından bu yana yönetim kurulu bir daha toplanmadı. Ekim ayında yapılması gereken görev dağılımı toplantısı da bilerek engellendi. Yani, üyelerin sandıkta ortaya koyduğu irade, masa başında askıya alındı. Bugün yapılan mağduriyet söylemleri sadece sizleri kandırmaya yöneliktir. Benim uyarılarımın, yaşananların ve buna tanıklık eden onlarca şahidin varlığı ortadadır. Lütfen beni dinlemeden, yaşananları bilmeden yargısız infaz yapmayın. Gerçekler ortadadır ve ben bu gerçekleri gizlemeden, eğip bükmeden, sadece mesleğimizin onurunu korumak adına dile getiriyorum. Artık söz sizindir.”