EĞİTİME DÂİR

Nurten Selma Çevikoğlu

Yeni eğitim öğretim yılında bu hafta eğitim üzerine yazalım diye istiyoruz sevgili okurlar zira bugün için insana en çok lâzımlı bilginin eğitim olduğunu düşünüyoruz. Çünkü bugün vuran, kıran, yıkan, acımasızca herkesin birbirine ölüm sunduğu bir vahşi dünyâda yaşamaktayız. Evlat ana-babasına bıçak çekerken, ana-baba evlâdına kurşun sıkıyor. Aileler çeşitli sudan bâhânelerle birbirine ölüm kusuyor, mahkeme salonları kana bulanıyor. Karşıt guruplar, farklı kimlik çatışmaları, mezhep didişmeleri neticesi milletler, ülkeler kıyasıya birbiriyle ölüm savaşına giriyor. Ülke yöneticileri halkının başına bombalar yağdırarak; ‘ya bana itaat edersin ya da ölmeyi seçersin’ anlamında insanların yaşam haklarını ellerinde alma cüretini gösteriyor. Daha yazmak istemiyorum, şu çizdiğim olumsuz tablo maalesef bugün yaşanmakta.

Ne yapabiliriz? Biz tüm yaşanan olumsuzlukların eğitimle çözülebileceğine inananlardanız ancak tabi bu iş süreç ve zaman istiyor. İnsanlara bu bilinci kazandırmak kolay değil.

Evet, tüm insânî problemler eğer medeni olduğumuzu iddia ediyorsak yâni vahşi bir toplum değilsek her sıkıntımız gâyet insânî metotlarla çözülebilir diyoruz ve çözülmeli de. Çok affedersiniz, birbirimizi yiyerek değil birbirimizi dinleyerek ve birbirimize saygı göstererek aramızdaki ihtilafları giderebiliriz. Kaba kuvvet gibi son derece nezaketsiz, seviyesiz, hayvânî(özür diliyorum) bir tarzda meseleler giderilemez. Aksi takdirde yıllarca kan davası misâli sürer gider. Nitekim memleketimizde Türk-Kürt probleminde öyle olmadı mı? Diyoruz ki, ‘biz insanız aramızdaki her problemli konu eğitim yoluyla giderilmelidir.’ En insânî yol budur. Tabi bunu en evvel yöneticiler ve idâreciler düşünmeli ve ona göre en âdil yönetim şekilleri belirlenmelidir.

Eğitim dedik, sevgili okurlar, eğitimin ana konusu insandır. Yâni eğitimde temel materyal insandır. Bu sebeple eğitim bir milleti topyekûn kucaklayıcı olmalıdır. Eğitim insanın his, düşünce, davranışlarına direkt olarak dokunma görevini icra eder. Eğer bir eğitim sistemi kendi değerlerini insanlarına aktaramıyorsa o toplum ya yok olmaya ya da başka milletlerin kültürleri içinde kaybolmaya mahkumdur. Geçmişten bu yana devam ede geldiği gibi batı taklitçiliği yâhut laik eğitim sistemi içinde, yıllar insanlarımızın yaşayan doğru değerlerini silip süpürdü. Bunun neticesinde zayıf şahsiyetli, kendi değerlerinden utanan, özgüveni eksik, üretmeyen, yalnızca ezberleyen ve taklit eden bir nesil yetişti. Ve bu neslin ülke kalkınmasında bir etkinliği görülmedi. Böylesi bir eğitimin fert olarak dahi bireylere bir katkısı olmadı.

Eğitim, insan ve ait olduğu topluma adına doğru bir kanaat ve varoluş gerçeklerine aykırı veriler sunmamalı ki amacına ulaşabilsin. Eğer eğitim doğru ve müstakim bir çizgide ilerleyerek insan-hayat-kâinat hakkında yüce gerçeklerden hareket ettiği takdirde asıl hedefine ulaşabilir. İnsanı ve toplumu yüceltmeyen bir eğitim sistemi ancak maddeyi önceleyen kuru kalabalıklar yetiştirir.

Eğitim; insanın ve toplumun, doğruya-iyiye-güzele yönelik değişiminde birincil etkendir. Bu yönüyle eğitim âdeta bir bahçıvanlık işidir. Bahçıvan iyi bir verim almak istiyorsa bağını-bahçesini-tarlasını sürecek, ekecek, sulayacak gerekirse gübre kullanacak, aradaki zararlı haşerâtı temizleyecek yâni emek verecek ki iyi bir mahsul elde edebilsin. Bir de zaman gerekiyor iyi bir ürün alabilmek için öyle hemen tohumu atıyorsun ertesi günü mahsul çıkmıyor, bekliyorsun olması, meyveye durması için. İşte eğitim de aynen böyle..

Eğitime târihsel boyutla da bakılmalıdır. Bir milletin varlık ve bekâsı eğitime bağlıdır. Milletleri ayakta tutacak ‘milli ruh’ eğitim yoluyla kazanılır. Ancak adı ‘milli’ olan eğitim ile yeni nesle ‘milli ruh’, ‘milli şuur’, ‘milli heyecan’ verilebilir. Yetiştireceğimiz nesle her devirde mutlaka ‘milli şuur’ verilmelidir. Milletlerin varlığı ancak bu ruh ile geleceğe taşınır. Ve bu ehemmiyetli husus hiçbir politik akıma kurban edilemeyecek kadar hayâti önem taşır.

Yine iyi bir eğitim ile insan-millet-ülke gelişimi gerçekleştirilebilir. Aklı hür, vicdânı hür, üretken, çalışkan, başarılı, cesur, kendine güvenen nesiller iyi bir eğitimle yetiştirilebilir. İyi bir eğitimin içine kişilerin mânevi-rûhî-ahlâkî eğitimleri de girer. Bir ülkede yaşayan değerleri bir kenara iterek yapılan eğitim dâima eksik bir eğitimdir. Eksik eğitimler noksanlı bireyler ortaya çıkarır onlarla da istenen başarı gelmez.

Konuya devam edeceğiz efendim şimdilik hayırla kalınız.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.