EDEBİYAT KOKULU RÜZGÂRLAR

Hüzeyme Yeşim Koçak

Siyasetin boyumuzu aştığı, içimizin dışımızın politika olduğu şu günlerde; Buse Ergül’ün bendenizle yaptığı söyleşiyi sunuyorum.

  1. Kendinizi tanıtır mısınız?

 Kâinata yazılanları okumaya anlamaya; gözün önündeki kalın perdeleri aralamaya çalışan, değişik rollere bürünen insancıklarız.

      Büyük bir sermaye alanı olan bu meşakkatli dünyada, hakikat peşindeki amele(işçi), talebe ve yolcu olan biriyim.

  1. Kaç tane kitap yazdınız, isimleri ve konuları?

Öykü:

Saklı Değerler(2003), İçinde ödüllü 3 öykümün yer aldığı ilk kitabım.

Muhabbet Buyursun Gelsin(2005),  muhabbet yüklü hikâyeler.

Bekleyen(2006), sevda temalı işlemeler

Havva Hanım’ın Gamzesi(2007), “Aşkla” yola çıkan, derin, gamzeli öyküler Edebiyatçıysam Ne Olayım(2010), Hayatın çeşnisinin, zenginliği ve özgür açılışlarının, derunî bir hassasiyetle anlatıldığı kalem oynayışları

Hicaz Yaprakları (2014), “Sevgilinin Evi’ne” doğru yol öyküleri.

Roman:

 Çoban Aşkın Çocuğuydu(Sinderella’nın Pabucu)(2006), Bir iç yolculuğunun, kimlik meselesinin inanç eksenli hikâyesi.

 Sarılmak(2011), Hayatımın romanı.

Nefha(2016) Zaman ve mekânı aşan Sadreddin Konevî Hazretleri rayihası ve nefesi.

Deneme:

Bırakın Güzel Konuşsun(2004), İlk ses(lenme) denemelerinden

Bana Gönülden Çalıp Söyle(2006),  Gönlü konuşturup, çalıp söyleyenlerden

Ey Ruh(um) Geldinse Masaya Vur( 2007), Muhtaçtık; Güzel ruhları çağırdık. Pencerelere, kapılara vurduk.

 Ötede(2008), Ötelere bir davet.

 Edibâne Süz(ül)üşler(2008), Yazma çizme süzme. Kelimelerle süzülme.

Şapkamın Altı(2010), Hepimizin baş(lığ)ının altında neler var. Kafa hesapları ve aktarımları.

Kırgın Mağara Şarkıları (2014) (Murat Mahya Gürses’le birlikte) Bazen genç seslerle düet yapmak gerekir.

  1. Sizi kim keşfetti/ Yazar olunur mu yoksa yazar doğulur mu?

 Babam teşvik ve destekleriyle ve güzel bir örnek olması sebebiyle, hep önümdeydi. Metinlerime sinen şiirsellikte sanırım şairane ruhlu anneciğimin katkısı var.

Mustafa Miyasoğlu, Nurullah Çetin, Ömer Lekesiz, Masud Akhtar Shaikh, Mehmet Nuri Yardım gibi şahsiyetler de; edebiyatı içselleştirmem de, sözcüklerle gezginliğimde rol oynadı.

Karşılıklı keşifler; edebî alışverişler; bil(me)diğim sayısız unsurla, destekleniş ve yönlenişle yazarlık serüvenim devam etti.

Sonra şehirler: Kütahya(Tunçbilek),  Konya, Kayseri katkıları; Anadolu renkleri havası.

Yazarlıkta kabiliyet önemli. Fakat her meslekte olduğu gibi geliştirilmesi, zenginleştirilmesi gerekiyor.

Çalışmanın, öğrenmenin hakkını inkâr edemem. Ancak “Yazar” var, “Yazarcık” var. Özellikle edebiyatın yıldızlarını hatırlayınca. Bu olgu da bizi sanırım, doğuşlara, yaratılışa, yazarlık kumaşına götürüyor.

  1. En çok hangi eserinizi sevdiniz, neden?

Zor soru. Sarılmak diyelim. Çünkü aslında bir Yazar kadının hikâyesiydi.

  1. İlk yazdığınız eseriniz hangisi, neler hissettiniz, duygularınızı anlatır mısınız?

Saklı Değerler. İnanamıyorsunuz bir kere. Coşkuyla, devasa sevinç ve hazla; defalarca kitabınıza bakıp, sayfaları çeviriyorsunuz. Ayrıca herkese ulaştırmak emelindesiniz.

Sonra yazarlık endişeleri, korkuları başlıyor tabii.

Eserlerim teveccüh görecek, beğenilecek mi. Kitaplarımın arkası gelecek mi. İstikbalim olacak; adım edebî bir deftere “yazılacak” mı?

Hüzeyme Yeşim’in esamisi “okunacak” mı?

  1. Hem eş, hem de yazarlığı yürütürken ne gibi sorunlarla karşılaşıyorsunuz.

İnsan çok cepheli bir varlık. Sevmek, tamamlanmak, tatmak, dokunmak ve inşa etmek istiyor. Dengeyi gözetmek şart. Fıtratınıza ters hareket ettiğinizde rahatsız, mutsuz oluyorsunuz.

İşiniz nasıl fedakârlık, feragat, sabır, gayret gibi özellikleri gerektiriyorsa; ailevî münasebetler, insanî ilişkiler de de aynı özen ve dikkat, hatta daha fazlası lâzım geliyor.

Hayat içerde de dışarda da, her şekilde bir sorun yumağı; dolayısıyla kaçış mümkün değil. Ancak, zamanla çözülmesi zevk veriyor.

  1. Ailenizin yazarlığınız konusunda size nasıl etkileri oluyor?

Bilhassa eşimin özverisi, anlayışı, fikir birliği, bazen beraberce hareket etmemiz bir sükûn ve huzur ortamının sağlanmasında önemli etken.

Ruhen fazla dağılmıyor, çeşitli kaygılarla sıkışmıyor ve ferah bir kalple daha üretken oluyorsunuz.

  1. Bundan sonraki projelerinizin arasında neler var?

Sanırım sırada bir öykü kitabı.

  1. Kitaplarınızı ne kadar sürede yazıyorsunuz?

Bu şartlara, türe, konuya, ayırabildiğiniz vakte göre değişiyor. Genelde yazım süreci, bir seneyi her zaman aşmıştır.

Yalnız romanlarım, daha uzun sürede yazılıyor. Mesela Nefha(Şeyh Sadreddin Konevî Esintileri) gibi özel ve hassas bir araştırma icap ettirenleri.

  1.  Yayınevleri nelere dikkat eder? Kitaplarınızın kapak kompozisyonlarını siz mi tasarlıyorsunuz?

Ticarî hesaplar, piyasa şartları; aranılan yazarlık kalitesi ve eserin önüne geçebiliyor. Kiminde, iyi isimler tutunamıyor; çığırtkanlar ve sıradanlar başa güreşiyor.

Şimdilerde daha zor koşullarda yazıp çiziyor ve yayınlatıyoruz.

Lâkin mesleğinizi seviyorsanız katlanacak ve engelleri aşacaksınız. Gözyaşıyla, sinerek değil, hamleyle yol alacaksınız.

Kitaplarımın kapak kompozisyonlarında bazen fikir verip, görüşlerimizi paylaştığımız oluyor.

Teşekkür ederim Buseciğim.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.